Güncelleme Tarihi:
İki ay önce hiçbir neden yokken karga’nın peşine takıldığını belirten Altıntaş, soğuk kış gününde birbirimizle arkadaş olduk. Beş saat boyunca yanıma üç dört kez uğruyor ve birlikte mektup dağıtıyoruz şeklinde konuşuyor
Aynı zamanda piyanist Şantör olan Ümit Mehmet Altıntaş, Karga’ya en güzel şarkılarını söyleyerek eğlendiğini belirtiyor
Yörenin tek Türk postacısı olan Altıntaş, KARA adını verdiği kargasının çok zeki olduğunu ve yanına başka kargaları sokmadığını, verdiği yiyecekleri çeşitli yerlere gizlediğini ve onları sonra kolaylıkla bulduğunu anlatıyor
Ümit Mehmet Altın’a biz sorduk o cevap verdi
*Siz Almanya’nın ADİDAS ve PUMA firmaları ile ünlü kenti Herzogenaurach’ta 13 yıldır postacılık yapıyorsunuz.
Ve sizi 2 aydır bir karga takip ediyor. Sizinle posta dağıtıyor. Bu konuya geleceğiz ama önce sizi tanıyalım
Ben Yozgat’ın Yerköy ilçesinde 15.10. 1968 yılında doğdum. Üç yaşında İstanbul’a gittik. Bir sene sonra Babam Almanya’nın Erlangen kentine işçi olarak geldi. Bizi de iki yıl sonra yanına aldı.
*Peki köy hayatınızda hayvanlarla bir ilginiz oldu mu?
Tabiî ki, orada özellikle dayımların köpeği ile çok haşir neşir olurdum. Kuşlara da özel ilgi duyardım. Almanya’da 13 yaşına kadar kaldım. Bu arada 20 güvecin besledim. Bana çok alışmışlardı. Taklalar attırıyordum. Peşimi bırakmıyorlardı
Türkiye’ye dönüşümde hepsini arkadaşlarıma hediye ettim. Tabiî ki gözüm arkada kaldı
* Türkiye ye dönüşte ne yaptınız
İlk iki yıl zorlandım. Okulda Türkçem zorlandı. Orta ve Lise’yi çeşitli kentlerde okudum. Hep yurtlarda kaldım.
Kırıkkale’nin Keskin ilçesi, Kayseri ve son olarak ta Yerköy’e amcamların yanına geldim ve Lise’yi Orada bitirdim.
Erzurum Üniversitesi Edebiyat Fakültesini kazandım.
Son sınıfta tekrar Almanya’ya işçi ailesi olarak dönüş yaptım. Çünkü evlenmiştim. Eşim Türkiye’ye gelmeyince mecburen ben Almanya’ya geldim. Okulu bırakmak zorunda kaldım
*Almanya’da Postacılık mesleğine nasıl başladınız
Babam Postanede çalışıyordu.1997 yılında babamın sayesinde bende postaneye girdim. İlk işim mektupları adreslere dağıtmak oldu. Bunun yanında paket,posta kutusu gibi işlerde yaptım.Ve Herzogenaurach’ta her yeri öğrendim. Şu anda bütün köyler dahil bütün adresleri bilen tek postacıyım.
İşimi çok seviyorum. Kar kış demeden sabırla görevimi layıktı ile yapıyorum. İlk Türk postacı olmama rağmen Almanlar tarafından çok seviliyorum. Türklerde beni sever.
* Peki her zaman iyi haber götürmüyorsunuz herhalde kötü haber gidince alıcılar ne yapıyor
Bu meslekte güler yüzlü olmak gerekiyor. İnsanlara iyi davrandığımız müddetçe getirdiğimiz kötü haberleri de sineye çekiyorlar. Anlayış ile karşılıyorlar
KARGA KENDİLİĞİNDEN YANIMA GELDİ
* Şimdi gelelim Karga meselesine. Karga her sabah sizi takip ediyor ve birlikte mektup dağıtıyorsunuz. Youtube’deki görüntüleriniz tıklanma rekor kırıyor. Bize anlatırımsınız karga size nasıl alıştı
Bundan 8 hafta önce Herzogenaurach’ın Von-Weber sokağında mektup dağıtırken yanıma bir karga geldi . Şaşırdım. Normalinde kargalar evcil değildir insanlara gelmezler
İlk gün tesadüf dedim. Fazla ciddiye almadım. Fakat, zaman içinde bana daha da yaklaşmaya başladı. Bisikletimin üzerine konup, bana eşlik etti. Hatta, mektup dağıtmamda posta kutularının kapaklarını açmaya başladı.
* Mektup dağıtmaya saat kaçta başlıyorsunuz ve ne zaman bitiriyorsunuz. Bu zaman içinde karga ne zaman sizin yanınıza geliyor
Her saban saat 09.00’da mektup dağıtmaya başlıyorum.
Ortalama saat 14.00’de işim bitiyor. Bu saat dilimi içinde karga beni tam saat 11.00’de nerede olursam olayım buluyor. Bana bir saat eşlik ediyor. İlk zamanlar günde bir kez yanıma gelirken zaman ilerledikçe bu sayı en az üç’e çıktı
Artık arkadaş olmuştuk. Son zamanlarda üç karga ile geliyordu. Fakat, onları yanıma yaklaştırmıyordu. Yanıma gelecek olsalar onları kovalıyor.
Sizin yerinizi nasıl buluyor?
Önce yüksek uçarak yerimi tespit ediyor. Sonra binaların çatısından beni takip ediyor. Canı ne zaman isterse yanıma gelerek bazen koluma, bazen bisiklete konuyor. Birlikte geziyoruz. Hatta ona posta kutularının kapaklarını açmayı öğrettim. Bu hususta yardım bile ediyor.
* Kargaya isim koydunuz mu ve onu besliyor musunuz?
Herkesin merak ettiği bir konuya değindiniz. Başlangıçta değil ama sonraları onu beslemeye başladım. Her gün göreve çıkarken, yanıma salam, peynir ve ekmek alıyorum. Süzülerek yanıma geliyor. Yemini aldıktan sonra bir yerlere gidip yiyeceklerini saklıyor. Tekrar bana geliyor ve bu böyle sürüp gidiyor.
Adına gelince, henüz bir isim düşünmedim. Ama İlk kez size açıklıyorum. Adını KARA koymayı düşünüyorum. Neden diye soracak olursanız hem Almanlar hem de Türkler bu kelimeyi daha iyi telaffuz edebilir.
Karga’nın ziyaretleri sizin işinizi aksatıyor mu?
Asla benim işimi aksatmıyor. Tersine keyif bile veriyor. Sadece mektuplara dikkat etmem gerekiyor. Gagası ile mektupları çalabiliyor. Çantamı karıştırmak gibi yaramazlıklarda bulunuyor.
BANA BİR EURO GETİRDİ
…Karga bir keresinde nereden buldu bilmiyorum Bir Euro getirdi. Bu duyulduktan sonra Almanlar bana birer euro bahşiş vermeye başladılar. Ben de o para ile ona yiyecekler alıyorum
…Evden getirdiğim cevizleri kıramayınca araçların önüne atıyor. Ve kırılmasını sağlıyor. Çok akıllı bir karga. Fazla yiyecekleri saklıyor. Nereye sakladığını da çok çabuk buluyor.
,,, Almanya’da en zorlu bir kışı yaşıyoruz.Ama yinede bana gelmesi ve can yoldaşı olması bu kışı birlikte kolay geçirmemizi sağladı.O geldikçe arkadaşlığımız sürecek.Şayet gelmez ise gözüm onu arıyor.Artık biz bütünleştik.Onu çok seviyorum.Kim demiş ki karga’dan dost olmaz.
Ben aynı zaman da müzisyenim. Şimdiye kadar meşhur olmadım ama gelip bir karga beni meşhur etti.
Müzisyenim dediniz bunu açarmışsınız
20 yıl önce amatör bir şekilde müziğe başladım. Zamanla işi ilerlettim. Arabesk ve Türk Halk müziği okuyorum bundan da zevk alıyorum. Beni piyanist Şantör Ümit olarak tanıyorlar.
Şarkılarımı kargama da söylüyorum. Hoşuna gidiyor. Kim bilir kargam içinde bir beste yapabilirim