Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’nın Münih kentinden 12 saat süren bir otobüs yolculuğu sonrası Başkent Varşova’ya ulaştım ama hemen itiraf etmeliyim ki, yol boyunca kafamda canlandırdığım Polonya ile ilgili düşüncelerim Polonya sınırına girer girmez değişti. Avrupa’da yaşayanlar için Polonya’nın imajı pek de iyi değildir. Polonyalılar genellikle hemen hemen bütün Avrupa’da üvey evlat muamelesi görür. Polonyalıların sadece tesisatçı, boyacı veya kapıcılık yapabilecekleri gibi genel olumsuz bir yargı oluşmuştur. Polonyalılarla ilgili şakalar ve fıkralar da olumsuzdur. Bu şakalar ve fıkralarda Avrupa’nın en çok dalga geçilen kişileri olarak gösterilir ve dilden dile ballandıra ballandıra anlatılırlar. Hatta Almanya’da şöyle bir deyim bile vardır: “Bugün kaybolan yarın Polonya’da ortaya çıkar...”
CÜZDANIMI BOYNUMA ASTIM
Hal böyle olunca ben de bu genel yargının etkisinde kalarak ilk kez bir seyahatimde cüzdanımı boynuma astım... Polonya’nın Avrupa’nın en dindar ülkesi olduğu ve yüzde 90’ının Katolik olduğu biliniyor. Bu yüzden inanılmaz güzellikte tarihi kiliseleri var. İlk durağım Başkent Varşova oldu ve ilk şaşkınlığımı da burda yaşadım... Şehre girer girmez ilk gördüğünüz manzara birbiri ardına sıralanan devası gökdelenler oldu. Son 5 yılda inanılmaz sayıda yüksek gökdelenler inşa etmişler. Bu gökdelenler Londra ve Frankfurt ile yarışıyormuş. Amaçları bu iki şehri geçip Avrupa’nın en fazla gökdelenine sahip olan şahri olmak istiyorlarmış.
BİLİM VE KÜLTÜRÜN SARAYI
Başkent Varşova’nın sembolleri arasındaki Bilim ve Kültür Sarayı, şehrin en merkezi yerlerinden. Bu bina şehrin her yerinden görülebilecek bir yüksekliğe sahip ve ayrıca binanın terasından tüm şehri seyredebilirsiniz. Bina konser, fuar, sergi, tiyatro gibi farklı etkinliklere ev sahipliği yapıyor...1955 yılında Sovyet mimar Lev Rudnev tarafından tasarlanmış, 42 kattan oluşan bina tam 231 metreyle Polonya’nın en yüksek, Avrupa’nın sekizinci en yüksek yapısı...
CHOPIN’IN KONSER ALANI: LAZIENSKİ PARKI
76 hektarlık dev alanı ile Avrupa’da ki en büyük ve güzel parklardan biri. 18. yüzyıl kraliyet parkı olan Lazienski Parkı, hem müzeler hem de güzel bahçe alanları içeren bir park. Fryderyk Chopin burada konserler verirmiş. Bu yüzden anısına parkta çok güzel bir heykeli yapılmış. Lazienki Sarayı da bu parkın içerisinde. Görkemli havuzları, heykelleri ve rengarenk çiçekleriyle harika bir görüntü oluşturan dev park, Polonya’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden...
KRALİYET KALESİ
Varşova’daki Kraliyet Kalesi aynı zamanda Polonya’nın da sembollerinden. Yüzyıllar boyunca ülke krallarının evi olarak kullanılmış. 1619 yılında inşa edilen yapı, tam 60 metre yüksekliğe sahip... Buradan eski şehire mutlaka geçin. Rengarenk binalar, hediyelik dükkanlar, kafeler, restoranlar, tarihi yapılar, heykeller... Ne ararsanız var ve inanılmaz güzeller.
WILANOW SARAYI
Varşova’nın en değerli ve güzel saraylarından biri olan Wilanow Sarayı, Kral III. Jan Sobieski tarafından yaptırılmış. 17. yüzyılın sonlarına doğru inşa edilen Wilanow, daha sonra 19. yüzyılda özel olarak Potocki ailesi tarafından dekore edilmiş...
MALBORK KALESİ
UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi’nde yer alan ve 15. yüzyılın başında inşa edilen kale, dünyanın en büyük yüzeysel sahasına sahip kalesi olarak ünlü. Ortaçağ’ın klasik mimari özelliklerine sahip olan yapı, Gotik tarzda yapılmış. Malbork’un en önemli simgesi haline gelen yapı Polonya’nın en önemli turistik mekanlarından biri. İkinci durak Polonya’nın kültür ve sanat şehri olarak bilinen Krakow şehri... Krakow diğer şehirlere oranla gerçekten buram buram tarih kokuyor.
KRAKOW ESKİ ŞEHİR
13. yüzyıldan bu yana korunmuş olan bölge, 40.000 metrekareyle Avrupa’nın Ortaçağ’dan kalma en büyük meydanlarından. Dikdörtgen şeklindeki ‘Ana Meydan’ tarihi kilise, saray gibi yapılarla çevrili ve meydanda 16. yüzyıldan kalma Rönesans dönemine ait eklemeler ile 1898 yılında yapılan Adam Mickiewicz Anıtı var.
MERYEM ANA KİLİSESİ
13. yüzyılda Krakow’da inşa edilmiş daha sonra 14. yüzyılda yeniden yapılmış. İnanılmaz ihtişamlı bir görünüme sahip ahşap sunağı ve vitrayları ile ünlü Meryem Ana Kilisesi, turistlerin ilgi odağı. İki farklı uzunluğa ve mimari yoruma sahip kuleleri ile Veit Stoss tarafından yapılan ahşaptan mihrabın arkasındaki heykel çok ünlü.
WAWEL KATEDRALİ
1020 yılında inşa edilen katedralde çok sayıda kraliyet mensubunun mezarları var. Dini yapının görülmeye değer yerlerinin başında çan kulesi ve müze içerisinde yer alan Senatör Salonu ile birlikte yağlı boya tablolar, Flaman duvar halıları geliyor...
KRAKOW ŞEHİR KULESİ
70 metre yüksekliğe sahip Krakow Şehir Kulesi, 13. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş. 1703’teki büyük fırtınada 55 santimetre eğilen kule, yenilenen şehir planları dâhilinde 1820 yılında gerçekleştirilen yıkım sonrasında eski belediye binasından geriye kalan tek yapı olma özelliğini taşıyor...
WIELICZKA TUZ MADENİ
Dünyadaki en antik madenlerden Wieliczka Tuz Madeni 13. yüzyıldan itibaren hiç ara vermeden işletilmekte. 1978 yılından beri UNESCO Dünya Kültür ve Milli Miras Bölgesi listesinde yer alıyor. Turistler için ayrılan güzergah 3 seviyeye bağlanmakta ve 135 metre derinliğe ulaşma imkanı tanınıyor. Turist güzergahı bunun yanı sıra, Avrupa’nın en büyük madenle bağlantılı turistik müzesi. İçerisinde yer altı pasajları ve tuz müzesi odaları bulunuyor.
AUSCHWITZ-BIRKENAU
Buraya kadar gelmişken, Krakow’a yaklaşık 60 kilometre mesafede Birkenau Köyü’ndeki Auschwitz-Birkenau’ya uğramadan olmazdı... Burada 1 milyondan fazla kişinin Naziler tarafından işkence edilerek ve yakılarak öldürüldüğü sanılıyor. Bu kişilerin ayakkabılarının görüntüsü içler acısı. Yakın tarihimize ışık tutan Birkenau, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde.
POLONYALI KADINLAR ŞIK VE GÜZEL UKRAYNALI KADINLARDAN RAHATSIZ
Polonya tahminlerin aksine hiç de fakir görünmüyor. Bunda Avrupa Birliği’ne üye olmasının etkisi büyük. Tur rehberimle Polonya gezim sırasında dikkatimi çeken detayları konuştuk. İlk dikkatimi çeken çok şık ve güzel kadınlardı. Bir de otoyolda küçücük köylerin bile ses duvarıyla çevrelenmesi. Otobüsle seyahat ettiğim için bu ayrıntı gözümden kaçmadı. Varşova’daki neredeyse her üç kişiden biri Ukraynalı. Tur rehberime göre bu durumdan erkekler memnun olsa da kadınlar memnun değilmiş. Benim de dikkatimi çeken şık ve güzel kadınlar da Ukraynalıymış. Ülke genelinde Euro ile ödeme yapabiliyorsunuz ama geri ödeme Polonya Zlotisiyle yapılıyor.
İLK AKŞAM CÜZDAN ÇALINDI
Varşova’daki ilk akşamımızda canlı müzik eşliğinde folklor gösterisi izlerken, turdaki bir kadının cüzdanı çalındı. Yani cüzdanı boynuma asmam doğru bir kararmış. Siz de dikkatli olun. Polonya halkı öyle ilk bakışta sevilecek bir halk gibi görünmüyor, insanların yüzleri hep asık. Pek cana yakın olduklarını söyleyemeyeceğim ama saygısız da değiller. Aylık gelirleri 800 Euro civarında olduğu için orta direğin ve hatta biraz altının çoğunlukta olduğu bir ülke. Küçük köylerdeki evler bile genellikle renkli ve zevkli.
BİR POLONYALI SİZE EL BOMBASI ATARSA
Polonyalılar hakkında Avrupa’da anlatılan ve burada sizinle paylaşabileceğim en zararsız fıkra ve şakalardan bazıları şöyle:
* Bir polonya savaş gemisini nasıl batırırsınız? Denize indirerek...
* Almanlar Polonya’yı nasıl o kadar hızlı aldı? Geri geri yürüdüler ve Polonyalılar onların çekildiğini sandı...
* Bir Polonyalı size el bombası atarsa ne yapmalısınız? Pimini çekip geri atın...
* Komşunuzun bir Polonyalı olduğunu nasıl anlarsınız? Kullanılmış tuvalet kağıtlarını kuruması için asıyorsa Polonyalıdır...
Özellikle yankesicilik ve hırsızlıkla ilgili fıkralar, bütün şaka sınırlarını aşacak nitelikte.