Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da halk en çok Cumhurbaşkanı Steinmeier’e güven duyuyor. Steinmeier’e güven yüzde 76’yı buluyor.
Hatta bu oran Hamburg’da yüzde 83’e ulaşıyor.
Hükümete güven yüzde 60’ı geçmiyor.
Federal Meclis’e güven ise yüzde 53’te kalıyor.
Partilere ise halkın sadece yüzde 18’i güven duyuyor.
Ya politikacılara?
Güvende Alman politikacılar sınıfta kalıyor.
Sadece 20 Alman’dan biri, yani halkın ancak yüzde 5’i politikacılara güveniyor.
Bu da politikacıya güvenin dibe vurduğunu gösteriyor.
*
İşte son günlerde ortaya çıkan ‘maske skandalı’ partilere ve politikacılara güveni daha da sarstı.
Koronavirüs salgını yüzünden insanların can derdine düştüğü bu belalı günlerde, bazı politikacıların ceplerini doldurma peşinde olduğu ortaya çıktı.
2005 yılından beri Almanya’da iktidarın büyük kanadını oluşturan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) mensubu 2 Federal Meclis milletvekili hakkında, koronadan korunma maskesi satan şirketlere arabuluculuk yaparak yüz binlerle euro komisyon aldıkları şüphesiyle soruşturma başlatıldı.
Şu ana kadar olan gelişmeler, CSU’lu Georg Nüsslein’ın 660 bin, CDU’lu Nikolas Löbel’in de 250 bin euro komisyon aldığını ve ikisinin de bu paraları Federal Meclis’e bildirmediklerini göstermektedir.
Almanya’da milletvekillerinin ek iş yapmaları ve para kazanmaları yasak değildir.
Ancak ayda 1000, yılda 10 bin euronun üzerinde olan ek kazançların Federal Meclis’e bildirilmesi koşulu vardır.
Aldıkları bağışları ve armağanları da.
Hangi parlamenterin ne kadar ek kazanç sağladığı, herkesin görebileceği şekilde Federal Meclis’in internet sitesinde düzenli olarak yayınlanmaktadır.
Resmi olmayan verilere göre Federal Meclis’te Hür Demokrat Partili (FDP) milletvekillerinin yüzde 53’ü, CDU’luların yüzde 35’i, sağ popülist Almanya için Alternatif’lilerin (AfD) yüzde 29’u, Sosyal Demokrat Parti’lilerin (SPD) yüzde 20’si, Sol Parti’lilerin yüzde 19’u ve Yeşiller mensubu parlamenterlerin de yüzde 15’i ‘asıl işleri’ olan milletvekilliğin yanı sıra ek iş yapmaktadır.
Farklı kurum ve kuruluşlara, şirketlere danışmanlık hizmeti vermekteler, bazı şirketlerin ülke içinde ve yurt dışındaki başka şirketlerle bağlantı kurmalarına katkıda bulunmaktalar, gizli veya açık lobi çalışmaları yapmaktalar, avukatlık ve vergi danışmanlığı gibi eski mesleklerinde faaliyet göstermekteler.
Verdikleri ‘hizmet’ karşılığı da bol para kazanmaktalar.
Katıldıkları açık oturum ve konferans başına binlerce euro almaktalar.
*
Federal Meclis’in verilerine göre 2017 yılında yapılan genel seçimlerden bu yana 709 milletvekili arasında ek iş yapanlar, her ay aldıkları 10 bin 83 euro 47 cent maaşın dışında toplam 25 milyon 100 bin euro ek kazanç sağlamıştır.
Bu yasama döneminde 3 milyon euronun üzerinde ek gelir elde eden milletvekili bile vardır.
Ama bu kazançların hepsi de Federal Meclis’e bildirilmiştir.
Ancak CDU’lu Nikolas Löbel de, CSU’lu Georg Nüsslein’ın da aldıkları ‘maske komisyonunu’ gizlemeyi yeğlemişlerdir.
Çeşitli kesimlerden olduğu gibi kendi partilerinden yoğun eleştiriler geldiği halde bunları duymazdan geldiler.
CDU Lideri Armin Laschet ve CSU Lideri Markus Söder’in, “Demokrasimize zarar verdiniz. Partilerimizin temel değerlerini ayaklar altında aldınız. Pılınızı pırtınızı toplayıp gidin. Milletvekilliğini de bırakın” çağrılarına kulak asmadılar.
Ancak bu işten ‘kurtuluş’ göremeyen CDU’lu Nikolas Löbel milletvekilliğinden istifa etti.
CSU’lu Georg Nüsslein’ın ise hâlâ direniyor.
Parti yöneticilerinin ‘ihraç’ tehdidi üzerine CSU’dan istifa etti.
Ama hâlâ da “Bu yasama döneminin sonuna kadar milletvekili görevimi sürdüreceğim” diyor.
Tabii tüm bu yaşananlar yalnız kendilerine değil, tüm politikacılara ve partilere olan güveni de sarsıyor.
Vatandaş ne yapsın?
Vatandaş bu durumda politikacılara nasıl güvensin?