Politikacılara güven diplerde

DAHA göreve başlar başlamaz, özellikle anamuhalefet CDU/CSU’dan “Yanlış isim, yanlış tercih” eleştirileri gelmeye başladı.
Tabii Başbakan Scholz buna aldırış etmedi.
Bu yıl nisan ayı ortalarına doğru Bakan Lambrecht, hükümete ait bir helikopterle Kuzey Almanya’da bir askeri birliği ziyarete gitti.
Ertesi gün Kuzey Denizi’ndeki Sylt Adası’na tatile gidecekleri için 21 yaşındaki oğlunu da beraberinde götürdü.
CDU/CSU’lu bazı politikacılar, “Nasıl olur da hükümete ait helikoptere oğlunu da bindirir?” diyerek adeta kıyamet kopardılar.
Oysaki Bakan Lambrecht’in yaptığı tamamen yasal düzenlemelere uygundu.
Oğlu için cebinden yol parası ödemişti.
Oğlunun otel parasını da kendisi ödemişti.
Ertesi gün de otomobile binip vapurla Sylt’e gitmişlerdi.
Ama CDU/CSU’lu bazı politikacılar “Çamur at izi kalsın” yöntemini tercih etmişti.
İşte son dönemlerde yeniden benzer şeylere tanık oluyoruz.

ÇUVALDIZI BAŞKALARINA BATIRIYORLAR
CDU/CSU Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Johann Wadephul, “Alman ordusu her geçen gün daha güçlü olacak yere, daha da zayıflıyor. Bakan Lambrecht’in bu bakanlığı yönetme yetisi de arzusu da yok” diyerek ağır suçlamalarda bulundu.
Hatta Alman ordusunun şu andaki acınacak durumda olmasının Bakan Lambrecht’in suçu olduğunu bile ileri sürdü.
Tabii Johann Wadephul gibi düşünen başka birçok CDU/CSU’lu politikacılar da var.
Ama nedense hiçbiri de iğneyi kendilerine batırmak istemiyor.
Hep çuvaldızı başkalarına batırmayı yeğliyorlar.
Almanya’da CSU/CSU 2005-2021 yılları arasında hükümetin büyük kanadı olarak aralıksız 16 yıl iktidarda kaldı.
Chrisine Lambrecht, daha göreve başlayalı 11 ay oldu.
Ama Bakan Lambrecht göreve geldiğinde, kâğıt üzerinde İngiltere ve Fransa’dan sonra Avrupa’nın en güçlü ordusuna sahip Almanya’nın elindeki 109 Eurofighter savaş uçağından sadece 42’si kullanıma hazırdı.
Bakanlığın raporlarına göre, 89 Tornado savaş jetlerinden sadece 38’i çalışıyordu.
‘Transall’ tipi 56 transport uçaklarından sadece 24’ü kullanılabiliyordu.
303 helikopterin yüzde 60’ı yıllardır gökyüzünü görmüyordu.
Deniz Kuvvetleri’nin gemilerinin çoğu işlemiyordu.
Kara Kuvvetleri’ne ait tanklar yollarda kalıyordu.
Çünkü Merkel hükûmeti döneminde Federal Savunma Bakanlığı bütçesinde ciddi kısıntılar yapılmış ve Bundeswehr’in yani Alman Ordusu’nun modern silah ve savunma sistemiyle donanımı ihmal edilmişti.
Rusya’nın 24 Şubat 2022’de Ukrayna’ya savaş açmasıyla Almanların da aklı başına gelmeye başladı.
27 Şubat’ta Başbakan Olaf Scholz, Bundeswehr’in en modern silah ve savunma sistemine sahip olması ve dijitalleştirilmesi için 100 milyar Euro hacimli ‘özel varlık’ı devreye sokacakları müjdesini verdi.
Bu paranın 40.9 milyar Euro’sunun Alman Hava Kuvvetleri’ne, 20.8 milyar Eurosu’nun duyarlı malzemelere ve dijitalleşmeye, 16.6 milyar Euro’su Alman Kara Kuvvetleri’ne ve 19.3 milyar Eurosu’nun da Alman Deniz Kuvvetleri’nin gereksinimlerine harcanması öngörüldü.
Hatta Almanya şimdiden Tornadoların yerine ABD’den 8.4 milyar Euro değerinde F35 savaş uçağı satın almak için sözleşmeyi bile imzaladı.
Son model Marder ve Fuchs tankları için pazarlıklara başladı.

ÇAMUR ATMAYI SÜRDÜRÜYORLAR
Ama Almanya’da somut karar vermek için genelde kılı kırk yarmak gerekir.
Bakan Lambrecht, “Şunu alalım” deyince, bir şey satın alınamıyor.
Nitekim satın alınması planlanan şeyler için oluşturulan “Uzmanlar komisyonu” ilk geniş kapsamlı toplantısını 8 Kasım’da yaptı.
Somut öneriler gelecek yıl şubat ayında...
Bunu hiç şüphesiz CDU/CSU’lu politikacılar da biliyor.
Ama buna rağmen çamur atmayı da sürdürüyorlar.
Bu yüzden de Almanya’da politikacılara ve partilere güven diplerde.
Son kamuoyu yoklamalarına göre, Almanların sadece yüzde 5’i politikacılara güven duyuyor.
Partilere güven de yüzde 13’ü geçmiyor.