Politik linç

HIRİSTİYAN Demokrat Birlik Partisi (CDU), Almanya'da politik bir ilke imza attı.

Almanya'nın Başbakanı Angela Merkel'in genel başkanlığını yaptığı CDU, Türk kökenli Aygül Özkan'ı Aşağı Saksonya Eyaleti Sosyal İşler, Sağlık ve Uyum Bakanlığı'na getirdi.

Bu “ilk”in gerçekleşmesinde hiç şüphesiz Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı Christian Wulff etkin bir rol oynadı.

Ancak Aygül Özkan'ın bir söylemi, Almanya'da muhafazakar kanat olarak bilinen CDU ile “kardeş parti” Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi'ni (CSU) adeta küplere bindirdi.

Aygül Özkan, “Almanya'daki okullarda başörtüsüne yer olmamalı” dedi...

Aygül Özkan, “Almanya'daki devlet okullarda haç gibi dini sembollere de yer olmamalı” dedi.

İşte bu sözler üzerine adeta kıyamet koptu...

Aslında Aygül Özkan Almanya'da yeni Bir şey söylemedi.

Aygül Özkan, Federal Anayasa Mahkemesi'nin 1995 yılında bu konuyla ilgili aldığı karardaki şeyleri söyledi.

Federal Anayasa Mahkemesi, Bavyera'daki Okul Yasası'nda yer alan ilk ve orta dereceli okullardaki sınıflara haç asılması mecburiyetinin Anayasa'ya aykırı olduğuna karar verdi.

Yani, “sınıflarda haça yer olmamalı” denildi...

İşte Aygül Özkan'ın telaffuz ettiği budur...

Ancak bazı muhafazakar kanat politikacılar, açıklaması nedeniyle Aygül Özkan'a karşı adeta bir “linç politikası” izlediler.

Aygül Özkan'ın Hıristiyan değerlere saygı göstermemekle suçladılar.

Hatta, böyle birinin adını Hıristiyanlıktan alan bir partide yeri olmadığını bile söylediler...

Yani tam bir politik tahammülsüzlük” sergilediler...

Tabii, düşünceyi ifade özgürlüğünün yalnız kendileri gibi düşünenler için geçerli olduğunu da gösterdiler...

Aynı kafa

ALMANYA'NIN bazı eyaletlerinde yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerine katılan Türk kökenli aday adaylarına veya adaylara Alman medyasındaki meslektaşların yönelttiği soruların başında hep sözde Ermeni soykırımı gelir.

Soru hep aynı: 1915'te Ermenilerin soykırıma uğradığını kabul ediyor musunuz?

Tabii ya “evet”, ya da “hayır” yanıtı bekleniyor...

“Hayır” diyen aday adayı da aday da yandı...

İşte Hollanda'da yaşanan da budur...

Hollanda İşçi Partisi (PvdA) de, 2006 yılında olduğu gibi 9 Mayıs'ta yapılacak erken genel seçim öncesi yine aynı “dayatmayla”

politik sahnelere çıktı.

Türk kökenli aday adaylara gönderilen E-mailler'de “aktif inkar”ın, yani “soykırıma hayır” diyenlerin, partinin listesinde yer alamayacağı çok açık bir biçimde dile getirildi.

Evet, Almanya'da muhafazakar kanat ile Hollanda'daki solun “işlerine gelen konuda” tam bir uyum içinde olduğu gözlenmekte.

Onlar da ancak kendileri gibi düşünenlere düşünceyi ifade özgürlüğü tanımakta.