Güncelleme Tarihi:
İKİ çocuk babası, Ferhat Durna (30), 16 Haziran sabahı evde küçük bir tartışma yaşadığını belirterek, vurulma öyküsünü şöyle anlattı:
“Yaşadığım her ailede yaşanabilecek sıradan bir tartışma idi. Tıraş bıçağımı alıp evden çıktım. Bensheim kasabasında bir kahve içtikten sonra işime gidecektim. Bir ara tuvalete gittim. Çok geçmeden kafe çalışanı kapımı çaldı. ‘Birazdan çıkacağım’ diyerek gönderdim. Çok geçmeden yine geldi. Ben kızarak ‘Birazdan çıkacağım’ dedim. O da hemen çıkmazsam polis çağıracağını söyledi. Umursamadım. Çünkü kimseye bir zararım yoktu. Tuvaleti de çok uzun süre işgal etmemiştim. Çok geçmedi ki polis geldi. Büyük bağırtıyla kapıyı kırdı. Şok geçiriyordum. O esnada nasıl olduysa sabah yanıma aldığı tıraş bıçağımı çıkarıp ‘Üzerime gelmeyin, yoksa kendime zarar veririm’ dedim. Hemen kurşunlar yağdı. Bacağıma aldığım ilk kurşunla jileti yere attım. Ama yine de kurşunlar gelmeye devam etti. Oraya yığılıp kalmışım. Sonra hastaneye kaldırılmışım. Aileme ancak bir gün sonra haber verdiler.”
POLİS TERS KELEPÇE TAKTI
Polisin yedi kurşunla vurduğu Ferhat Durna’ya başını yere bastırarak ters kelepçe taktığı iddia edildi. Helikopterle Mannheim Hastanesi’ne kaldırılan uzun süren ameliyat sonrasında hayati tehlikeyi atlatan Durna hakkında polise saldırdığı gerekçesiyle soruşturma açıldı. Çocuklarının vurulduğundan bir gün sonra haberdar edilen ailesi, Ferhat Durna’nın dördüncü günde “İyileşti” diyerek taburcu edilmek istendiğini belirterek şöyle dedi:
“Hastanenin kararına şiddetle itiraz ettik. Bunun üzerine dört hafta kalmasına izin verdiler. Vücudundaki yaralar iyileşme yolunda. Alman makamları çok kötü sınav verdi. Öyle görülüyor ki çocuklarımız daha çok hedef olacak.”
Ferhat Durna da kimseye bir zararı dokunmadığı halde vurulduğunu, akciğerinin artık yüzde 80 çalıştığını belirterek, “Ben adalet istiyorum. Beni bu hale getirenlerin cezalandırılmalarını istiyorum” dedi.