“Pizza Connection”

ALMANYA'DA özellikle son dönemlerde Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile Yeşiller Partisi arasında ileriye dönük işbirliği sinyalleri artmaya başladı.

Nitekim CDU'lu Federal Çevre Bakanı Norbert Röttgen, partisinin nükleer santrallerin üretim süresini sorgulamasını ve yenilenebilir enerjiye ağırlık vermesini gündeme getirdi.

Röttgen'in bu açıklaması, 5 Mayıs'ta Kuzey Ren Vestfalya'da (KRV) yapılacak Eyalet Parlamentosu seçimlerinden sonra Yeşiller'le ortaklık etme sinyali olarak algılandı.

Bakan Röttgen'in bu açıklaması beni 1990'lı yılların Bonn'una götürdü.

Almanya'nın o dönemdeki başkenti Bonn'da “Sassela” adlı bir İtalyan lokantası vardı.

Pizza ve makarna lokantası...

İşte ilk kez CDU'lu ve Yeşiller Partili genç milletvekilleri 1995 yılında bu lokantada ayda bir “gizli gizli” biraraya gelip, hem birbirlerini daha yakından tanıma imkanı buldular hem de ileriye dönük politik işbirliği üzerine fikir jimnastiği yaptılar.

Her ne kadar bu genç parlamenterlerin, mutfak kapısından geçip kilerdeki “şarap mahzeni” bölümünde “gizli gizli” buluştukları söylense de, bu buluşmadan CDU'nun o dönemdeki Genel Başkanı ve Başbakan Helmut Kohl de haberdardı.

Bu buluşmalara katılanlar arasında CDU'lu Norbert Röttgen de vardı.

CDU'nun şu andaki Genel Sekreteri Hermann Gröhe, KRV Nesiller, Aile, kadınlar ve Uyum Başkanı Armin Laschet, Eckart von Klaedden, Andreas Strom gibi “muhafazakar” genç politikacılar da sürekli katılımcılar arasındaydı.

Yeşiller'den ise Volker Beck, Cem Özdemir, Steffi Lemke, Margareta Wolf gibi genç parlamenterler “Sassela”nın daimi müşterilerindi.

O dönemler hepsi de 30'unun altındaydı.

Pizzacı da biraraya gelindiği için bu buluşmalar ve buluşmacılar “Pizza Connection” olarak nitelendirildi.

Her ne kadar “connection” sözcüğü bağlantı, irtibat, ilişki anlamına gelse de bir yerde abartılı olarak “Pizza çetesi” denmek de isteniyordu.

Çünkü Sicilya'dan Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) uyuşturucu kaçıran mafya da, kara para aklamak için paravan olarak pizza büfe ve lokantalarını kullandığı için “Pizza connection” deniliyordu.

Tabii iyi anlamda “canavar gençler” olarak nitelenen CDU'lular ile “radikal çevreci” Yeşiller Partisi mensubu genç parlamenterler “Pizza connection” nitelemesinden hiçbir zaman rahatsız olmadılar.

Hatta memnuniyet bile duydular...

İşte o dönemde atılan adımlar muhafazakar kanat ile Yeşiller'i politik sorumlulukta da biraraya getirmeye başladı.

Nitekim Almanya genelinde ilk kez 2008 yılında CDU ile Yeşiller-Alternatif Liste (GAL) “siyah-yeşil koalisyon”u oluşturdu.

Geçen yıl da bunu Saarland'da CDU-Hür Demokrat Parti (FDP) ve Yeşiller”in oluşturduğu “siyah-sarı-yeşil koalisyon”, yani “Jamaika Koalisyonu” takip etti.

Evet, “Pizza connection”un attığı tohumlar meyvesini vermeye başladı.

Şayet 5 Mayıs'tan sonra KRV'de “siyah-yeşil koalisyon” gerçekleşirse, sıra federal düzeyde işbirliğine gelmektedir.

Her ne kadar iki kanattan politikacılar da, şu aşamada “bu imkansız” deseler de, onlara Almanca'daki “Sag niemals nie” (asla, asla deme” sözcüğünü hatırlatmakta yarar vardır.