Güncelleme Tarihi:
DLG’den yapılan açıklamada Pınar’ın Türkiye’de üretilip, Almanya’daki marketlerde satılmak üzere ihraç edilen bu iki ürünün tüm kategorilerde tam puan alarak altın madalya kazandığı belirtildi. Altın madalyalı ürünlerden ‘Pınar Labne’ bunun yanı sıra DLG tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen ‘Uluslararası Özel Tatlar Kategorisi’ndeki ‘Peynir Tezgahı’ değerlendirmesinde de ilk üçe girmeyi başardı. Söz konusu değerlendirmeye Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika ve Hırvatistan’dan toplam 21 üretici firmanın 57 ürünle katıldığı öğrenildi. Almanya’ya gıda ürünleri ihracatı ve satışına 80’li yıllarda başlayan Pınar, böylece Avrupa gıda ve tarım ürünleri sektörünün en saygın kalite kontrol kurumları arasında yer alan DLG’den üstün kalite ödülü alan ilk Türk süt ürünleri üreticisi oldu. Ödüller Pınar Grubu’nun Avrupa’daki faaliyetlerini yürüten Pınar Foods GmbH ve Yadex’in Genel Müdürü Sami Murat Ertunç’a DLG’nin Frankfurt’taki merkezinde takdim edildi.
‘HEDEFLERİMİZE ULAŞMAK İÇİN MOTİVE EDİYOR’
Son yıllarda Türkiye’de Avrupa pazarları için ürettiği ürünleri binlerce Türk marketinin yanı sıra Alman gıda market zincirlerinin mağazalarında ve akaryakıt sektörünün önde gelen şirketlerinden Esso’ya bağlı benzin istasyonlarındaki mini marketlerde de satılan Pınar’ın Avrupa Genel Müdürü Ertunç, “Aldığımız bu üstün kalite ödülleri Avrupa pazarlarına yönelik hedeflerimize ulaşmak için bizi motive ediyor. Bilindiği gibi bu ödüller uluslararası alanda tanınmış önemli yüksek kalite değerlendirmeleri sonucu veriliyor. Bu ödülü aldığımızı gösteren DLG sembolleri 24 ay boyunca ürünlerimizin ambalajlarında kullanabiliriz. Böylece ürünlerimizin kalitesi ve standartlara uygunluğunun DLG gibi saygın bir kurum tarafından onaylandığı tüketiciler tarafından da görülür olacak” diye konuştu.
ÜRÜNLER SIKI KONTROL ALTINDA
Pınar, son yıllarda Almanya’daki çeşitli büyük market zincirlerinin mağazalarında yer alan Türk markaları arasında. Diğer markalarının büyük bölümü ürünlerini Türkiye dışında üretip, ambalajlayan Avrupa merkezli Türk gıda üreticilerine ait. Avrupa Birliği dışından Avrupa pazarlarına gıda ürünleri, özellikle de süt ve et ürünleri ihracatı çok sıkı kontrol altında. Tüm ürünlerin ve üretim süreçlerinin Avrupa Birliği sertifikası olması gerekiyor. Bunun yanı sıra Alman gıda marketi zincirlerinin satın almayla görevli personelinin de Türk ürünlerine kuşkuyla ve ön yargıyla yaklaşması da önemli bir sorun. Pınar, Avrupa’nın bütün yüksek gıda güvenliği koşullarını yerine getirerek çok sayıda ürününü, özellikle de et ve süt ürünlerini başta Almanya olmak üzere çeşitli ülkelerin gıda pazarlarına sokmayı başaran, şimdi de sektörün yüksek kalite ödüllerine layık görülen az sayıda üretici arasında yer alıyor. Avrupa pazarlarındaki faaliyetlerini et ve süt ürünlerinin yanı sıra, dondurulmuş ürünler (börek, falafel, vejeteryan köfte vs.) ve içeceklerle (meyve suları ve sular) sürdürdüklerini belirten Ertunç, “Avrupalılar tatil için gittiği Türkiye’de ya da buradaki Türk restoranlarında tadına vardıkları lezzetleri kendi mutfağında da görmek istiyor” diyor.
‘HEDEFİMİZ KALİTENİN SÜREKLİ İYİLEŞMESİ’
Bunların yanı sıra da her yıl 30 binin üzerinde ürünün kalite değerlendirmesi yapıldığını kaydeden Scharf, bunun için bilim, üretim ve gastronomi gibi gıdayla ilgili sektörlerden üç bine yakın uzmanın, değerlendirmeye giren ürünleri incelediğini belirtiyor. Bu değerlendirmelerin kalite standartları ve şeffaflık temelinde olduğu belirtiliyor ve testi geçen ürünlerin altın, gümüş, bronz madalyayla değerlendiriliyor. Ödüllendirilen ürünler DLG’nin internet sitesinde düzenli olarak yayınlanıyor, DLG’nin ödül sembolleri ürünlerin ambalajları üzerinde yer alabiliyor. Söz konusu kalite testlerine başvuran, ancak yetersiz bulunan ürünlerin isimleri ise yayınlanmıyor. Scharf, bu durumdaki üreticilerin kendileri tarafından söz konusu başarısızlığın nedenleri ve çözüm önerileri konusunda bilgilendirildiğini kaydediyor. DLG’nin bağımsız ve tarafsız bir kurum olduğunu, çok önemli bir tarihi birikimin üzerinde yükseldiğini vurgulayan Scharf, “Gıda ve tarım sektörünün aktörlerini ve tükecileri yönlendiriyoruz. Hedefimiz kalitenin sürekli iyileştirilmesi” diyor.
DLG’nin Almanya dışında üretilen ürünleri de değerlendirdiğini kaydeden Scharf, son yıllarda Türkiye’den başvuruların da artış gösterdiğini belirtiyor. DLG’nin uluslararası saygınlığı olduğunu vurgulayıp, zaman zaman Almanya pazarına yönelik olmayan ürünlerin değerlendirilmesi için de başvurular olduğunu kaydediyor.