Pes doğrusu Beatrix von Storch

GEÇEN hafta Cumartesi günü Almanya’nın Münster kent merkezinde bir araç caddede dolaşmakta ve bir kafede oturmakta olan insanların içine daldı. Olayla ilgili ilk haberi saat 16.26’da bir haber ajansı verdi. 
Direksiyonda kimin olduğu, araçta baka kim veya kimlerin bulunduğuna dair hiçbir bilgi yoktu haberde.
Ama baştan beri ırkçı, yabancı ve İslam düşmanı bir tutum sergileyen sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) Federal Meclis milletvekili ve partinin Meclis Grup Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch, bu saldırıdan tam 13 dakika sonra, yani saat 16.39’da “DAS SCHAFFEN WIR!” (Başarırız, üstesinden geliriz) yazılı bir Tweet attı.
Başbakan Angela Merkel’in Suriyeli sığınmacılara ülke kapıları açtığında dile getirdiği bu söylemini alıp Tweet atan AfD’li von Storch, belli ki bunun bir terör, daha doğrusu İslami terör saldırısı olduğunu ima ediyordu.
İlgili birimler henüz bir açıklama yapmadığı halde, İslam düşmanı Beatrix von Storch ‘suçluyu’ bulmuştu.
Saldırgan bir İslamcı teröristti ona göre.
***
Bir süre sonra saldırganın intihar ettiği, minibüslü saldırı sırasında iki kişinin yaşamını yitirdiği, 6’sı ağır 22 kişinin yaralandığı açıklandı.
Aynı gün akşama doğru saldırganın psikolojik sorunları olan bir Alman vatandaşı olduğu açıklandı.
Göçmen kökenli Alman değil, bio Alman olduğu da.
Böyle olduğu halde AfD’li von Storch, “İslami terörü örnek alan taklit eden biri” diye yeni bir tweet attı.
Yani bu saldırının suçlusu da Müslümanlardı.
Çünkü Müslümanlıkla, İslamla uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmayan Hıristiyan bir Alman, İslamcı teröristleri ve İslami terörü örnek alıp, taklit etmişti.
İşte insana bu kadarına da pes doğrusu dedirten mantığı, daha doğrusu mantıksızlığı anlamak mümkün değildir.
İnsanlar arasında barış içinde birlikte yaşamı dinamitleyici nitelikteki bu tutumu ve politikayı ise anlamak da, kabullenmek de hiç mümkün değildir.
Beatrix von Storch, Almanya’ya Avusturya üzerinden Suriyeli ve Afgan sığınmacıların yoğun olarak geldiği 2015 yılında, bunların sınır kapılarından geri çevrilmesini istemişti.
Güvenlik birimlerinin dur uyarısına uymayanların üzerine ateş edilerek durdurulmalarını da.
Hatta “Kadın ve çocuklara da mı ateş edilsin?” sorusuna da hiç tereddüt etmeden “Evet” yanıtını vermişti.

Evet, AfD’li politikacı, hayatta kalabilmek umuduyla ülkelerini, evlerini, yerlerini, ailelerini terk etmek zorunda kalan insanların üzerine ateş edilmesini istiyordu.
AfD’li von Storch, “İslam, Alman Anayasası ile bağdaşmayan bir ideolojidir” diyordu.
“Demokrasi ve özgürlük İçin en büyük tehlike ve tehdit İslam’dır” diyordu.
Müslüman erkekler için “Gruplara tecavüz eden Müslüman erkek sürüsü” diyordu.
Federal Hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Uyumdan Sorumlu eski Devlet Bakanı Aydan Özoğuz’u “Anadolu’da imha etmek” isteyen AfD’li politikacılar bile var.
Almanya’da politik sorumluluk taşıyanlardan daha sağduyulu bir davranış, daha mantıklı bir dil kullanmaları beklenir haklı olarak.
Ancak özellikle Almanya’daki aşırı sağcı ve sağ popülist çevreler başta olmak üzere bazı politikacıların bundan çok uzak olduğu görülmektedir.
Beatrix von Storch ve çoğu parti arkadaşlarının kullandığı dil, barış dili değil, kin dilidir, düşmanlık dilidir.
Özür dileme yerine, yaptığı yanlışta günlerce ısrar eden, hatta haklı olduğunu bile savunan, ancak içten ve dıştan gelen yoğun tepki ve eleştiriler üzerine hatasını kabul etmek zorunda kalan Beatrix von Storch ile yandaşlarının Almanya gibi bir demokratik hukuk devletinin politikasında söz sahibi olmaları gerçekten hem tehlikeli hem de tedirgin edicidir.
Almanya’nın geleceği açısından da.