PENCEREDEN ÇARŞAF SİLKELEYENLERE UYARI

KARŞIKİ o ev var ya.

Ben, o evdeki yatak takımının rengini biliyorum; Pembe.

Masa örtüsü; yeşil. Kadının kocasının biri siyah, iki pantolonu var. Adam şişman. Çünkü, pantolonlar XXL. Çocuğun pantolonu gri. Çocuk, dokuz, on yaşlarında olmalı. Pantolon paçaları kısa.

Daha sayayım mı?

Aman, sakın yanlış anlaşılmasın. Benim o eve girmişliğim yok.

Çünkü, kadın her sabah yatak, yorgan takımı, yastık, masa örtüsü, eline ne geçerse pencereden silkiyor.

Kadın genç. Üçüncü kuşak olmalı.

Almanya'da pencereden 'Toz' atmanın yasak olduğunu biliyor ki; Ürkek.

Ama kendini tutamıyor. Yorgan görünce silkeliyor.

Belli ki, anneannesinden, ninesinden bu yana ailece pencereden yorgan silkeliyorlar. O da Türkiye'den getirilen bu alışkanlığı Almanya'da sürdürüyor.

Düşündürüyor: Acaba insanoğlunun GEN'lerinde, bir de çarşaf silkeleme GEN'i mi var.

* * *

SOKAĞIN girişindeki evin küçük balkonundan çarşaf silkeleyen yaşlıca hanım sokağın tenha olduğu saatleri bekliyor.

Balkona çıkıyor. Bir sağa, bir sola bakıyor.

Aşağıda, belediye zabıtası, polis, bekçi gibi 'Sakıncalı' kişilerin olup olmadığını kontrol ediyor.

Ondan sonra da silkeleme operasyonu başlıyor.

Önce, bir elinde tuttuğu yastığın üzerine diğer eliyle 'Pat-Pat' vurarak tozlarını atıyor. Sıra battaniye ye geliyor. Kahverengi battaniye de balkondan aşağı sallanıyor.

Kadın yine sağa ve sola bakıyor. Ondan sonra da büyük bir ustalıkla ve kıvrak hareketlerle yatak örtüsünü balkondan dalgalandırıyor. Yatak örtüsü rengarenk. Muhteşem bir görünüşü var.

Kadın sanki, final oynayacak futbol takımının dev bayrağını sallıyor.

* * *

TÜRKİYE'DE çarşaf silkelerken balkondan düşenler olur. Ama sayıları pek fazla değildir.

Tanıdık hanımları gördükçe hemen soruyorum.

-Pencereden çarşaf silkeliyor musun?

-Silkelerim.

-Annen de silkeler miydi?

-Evet.

-Anneannen?

-O da silkelerdi rahmetli...

-Neden.

-Temizlik oluyor. Havalandırıyorum. Ayrıca bunu yapınca içim rahatlıyor.

-Yasak olduğunu bilmiyor musun?

-Biliyorum. Ne olacak?

* * *

YA ALMANYA, göç yasasına bir madde koyarsa!

Pencereden 'Toz atanın, tozunu silkelerim' derse.

Hanımlar sizleri uyarıyorum;

Siz çarşaf silkelemeye devam ederseniz, hiç gözünüzün yaşına bakmazlar ve göç yasasına şöyle bir madde koyarlar: 'Sanık, suç delili olarak ele geçirilen yorgan ve çarşaflarıyla birlikte derhal sınır dışı edilir.'

Siz sınır dışı olunca erkekler, evde çocuk bakıp, bulaşık yıkarlar. Maksadınız erkekleri mi zora sokmak.

Allah korusun.

Hadi bakalım çık işin içinden. Çocuklar ağlıyorlar, "Annem çarşaf silkerken yakalandı da, sınır dışı edildi de, ben öksüz kaldım da...”

Oysa ki hanımlarımız bu uyarıma hiç kulak asmadılar.

Gevrek, gevrek gülüp cevap verdiler:

“Arkadaşım, bizler çaktırmadan 40 yıldır çarşaf silkeliyoruz. Tek kurban vermedik. Ata analarımızdan bize geçen bu geleneği inat ve ısrarla sürdüreceğiz. Hem de, sadece Almanya'da değil Tüm Avrupa'da.”

Bal gibi meydan okuma.

Korkutucu bir durum.