PEGİDA KORKUSU

Münih’te Megida, Düsseldorf’ta Degida, Würzburg’ta Wegida... adlarıyla kuruluyor. Kendilerini Avrupa’nın İslamlaşmasına Karşı Avrupalı Yurtseverler diye

adlandıran Pegidacılar, her pazartesi başta Dresden olmak üzere yürüyüş düzenliyor. Kurucuları sabıkalı eski bir sosisçi. Şimdi fotoğraf ve PR ajansı işletiyor. Adı Lutz Bachmann. Adam yaralamak, gasp ve hırsızlıktan 3.5 yıl hapis cezası var. Hapis yatmamak için Güney Afrika’ya kaçıyor. İki yıl sonra yakalanıp iade ediliyor. İki yıl hapis yattıktan sonra çıkıyor ama kısa bir süre sonra kokainle yakalanıyor. Şubat ayına kadar tescilli cezası var. Şimdi Almanya’da mültecilere, göçmenlere ve Müslümanlara karşı öfke, korku ve kini körüklüyor.

Ne Bachmann ne de yanındaki 11 kişinin aşırı sağ ve neonazilerle bağlantısı görünüyor. Pegidacılar barışçıl gösterici havası veriyor. İslamcılığa karşı ve iltica yasasının sertleştirilmesi talebiyle ortaya çıkan hareketin başı Bachmann, ayrıca biz her ilticaya karşı değiliz. Her türlü radikalizme karşıyız diyor. Ancak Bachmann, “Mültecilerin tüm ihtiyaçları karşılanırken, Alman emekli bir parça stollen pastası bile alamıyor” diye konuşuyor. Bachmann eski tweetlerinde hiç de barışçıl mesaj vermiyor. Yeşiller’i kurşuna dizilmesi gereken çevre teröristleri olarak adlandırıyor. En başta da Claudia Fatima Roth diyor. SPD’yi cinayet şebekesi diye niteliyor.

* * *

Pegida’nın düzenlediği yürüyüşlerin ana vatanı Dresden. Son pazartesi günü yürüyüşe 10 bin kişi katıldı. Karşı gösterici sayısı 9 binde kaldı. Eskiden tersi olurdu. 50 kişi yabancı karşıtı sloganlarla yürür, binler karşı gösteri yapardı. Gerçekten Almanya’da ve Avrupa’da bir İslamlaşma tehlikesi var mı? Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere söyledi: Saksonya ve Dresden’de yabancı oranı yüzde 2.2. Bunların en büyük çoğunluğu da Vietnamlı, yani Budist, Müslüman değil.

O halde kim bu Pegidacılar? Pegidacıların yürüyüşüne katılanlar arasında tanınan neonaziler ve holiganlar da var. Ama bunlar azınlıkta. Büyük çoğunluğun aşırı sağla ilgisi yok. Göstericilere Euro ve Avrupa karşıtı sağ popülist AfD partisi sahip çıkıyor.

* * *

Almanya’da yabancıların siyasi malzeme olduğu uzun ve sancılı bir dönem yaşandı. Göçün ardından 50 yıl sonra Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri CDU, CSU yavaş yavaş göçmenlere sahip çıkmaya başladı. Özellikle Başbakan Merkel’le CDU’nun göçmenlere bakışı olumlu yönde değişti. Göçmenlere hoş geldin kültürü işlenirken, CDU göçmen kökenlileri üye yapmak için kampanya yaptı. Tam bu sırada Pegida hareketi ortaya çıktı.

Pegida hareketi, Almanya’da göçmenlere yönelik bu olumlu havayı tersine çevirebilir. CSU bunun ilk işaretini, göçmenler evde de Almanca konuşmalı diyerek verdi. Siyasi partiler Pegida gibi Avrupa’da sağ popülist gelişmeler karşısında tedirgin ve biraz da çaresiz görünüyor. CDU, CSU, SPD’de üyelerin yaş ortalaması 60 sınırında. Pegida hareketinde yürüyenler arasında gençler dikkat çekiyor. Bunlar SPD’li Thilo Sarrazin’in 2010’da yazdığı Türk ve Müslüman karşıtı Almanya Kendini Yok Ediyor tezlerini okuduklarını söylüyor. Sarrazin’in 4 yıl önce ektiği tohumlar yeşeriyor.
Avrupa’da sağ popülist ve aşırı sağcı partiler her seçimde oylarını artırırken, Almanya bu gelişmeden uzak bir adaydı. Ancak Pegida bu adanın yüzünü değiştirebilir. Bu değişim siyasi partilerin Pegida’ya karşı alacağı tavra bağlı. CDU, CSU gibi köklü partiler Pegida tabanını kazanmak amacıyla söylem değişimine giderse, güçlenen sağ popülizm olur. Ama Müslümanlara da önemli görev düşüyor. Müslümanlar IŞİD gibi İslamı kullanan terör örgütlerine karşı, bizim dinimiz böyle değil diye, sesini yükseltmezse, sağ popülizm Avrupa’da İslamı malzeme yaparak güçlenmeye devam eder.