Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI gıda standartlarına uygun olmasına özen gösterdiği ürünleriyle Almanya’da gıda sektörünün en saygın ödüllerini alan Bursa-Orhangazili Hilmi Selçuk, 89 yaşında hayatını kaybetti. Birçok sosyal ve kültürel çalışmalara verdiği desteklerle sosyal sorumluluk alanında aktif çalışmalar yürüten Selçuk, para kazanıp Türkiye’ye dönmek amacıyla geldiği Almanya’da geride büyük bir gıda imparatorluğu bıraktı. ‘Pastırma Kralı’ olarak bilinen Selçuk, önce Türk pastırmasını daha sonra da işkembe çorbası gibi klasik Türk ürünlerini Avrupa’da sattı. Selçuk, bir süredir rahatsızlığı nedeniyle şirket yönetimini çocuklarına bırakarak iş yaşamından çekilmişti. Hilmi Selçuk’un, Maşuka Selçuk ile 65 yıl süren evliliğinden Orhan ve Serhan adında iki çocuğu, Sergen, Simten, Timur, Kenan ve Yasemin adında beş torunu var. Ailesi, Almanya’daki Türk toplumunu da üzen Selçuk’un vefatının ardından yayımladığı mesajda şu ifadelere yer verdi: “Çok sevgili babamız, büyüğümüz, kurucumuz, yol göstericimiz, en küçüğünden en büyüğüne Almanya’daki Türk toplumu üzerinde büyük emekleri ve gayretleri olan, tüm kalbi ile tam bir vatan sevdalısı, Almanya’daki Türk gıda toptancılığının ‘baba’sı Hilmi Selçuk’u kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Tüm sevenlerinin başı sağ olsun, Allah rahmet eylesin.”
Hilmi Selçuk’un cenazesi yarın saat 11.00’de kılınacak cenaze namazının ardından Frankfurt’taki Heiligenstock–Parkfriedhof’da defnedilecek.
HALE GİREN İLK TÜRK OLDU
Hilmi Selçuk, 1961 yılında imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Hamburg’a gelmiş. Bir süre tersanede çalıştıktan sonra Frankfurt’a yerleşmiş. Burada geçirdiği iş kazasının ardından kısa bir süre serbest meslek yapmış, ardından da bir gazetede gördüğü ilan üzerine 1966’da yaşlı bir Alman’dan 10 bin mark karşılığında üç araçlık nakliyat şirketini 10 müşterisiyle birlikte satın almış. Nakliyat işiyle uğraşırken de gıda işine girmiş. Hürriyet’e verdiği röportajında o günleri şöyle anlatmıştı Hilmi Selçuk: “İşim saat 16.00’da bitiyordu. Hazır elimin altında araba da vardı. Ama sorun, gıdayı bulmaktı. Yunan ve İtalyanlardan zeytin, peynir, Köln’den fasulye, bulgur ve kırmızı biber alır, onlara zeytin ve peynir verirdim. Stuttgart’ta kurucusu Türk olan Mock firmasına sucuk, salam yaptırıyordum. Kısaca, gıda işi beni nakliyatçılıktan daha fazla sarınca, 1969’da Frankfurt Hali’nde kendi toptancı şirketimi kurarak Avrupa’da hale giren ilk Türk oldum. 1972’ye kadar Frankfurt, Salzgitter, Hamburg ve Duisburg’da hallerde depolar kurup Avrupa’nın dört bir yanına gıda ihraç eden Türk gıda sektörünün en etkili ismiydim.”
21 YIL TÜRKİYE’YE GİTMEDİ
Hilmi Selçuk, o dönemler Türk damak tadına uygun pastırma olmadığını görünce kolları sıvamış. Babası Bursa’nın Orhangazi ilçesindeki kasap dükkanında, memleketi Üsküp’te öğrendiği usulle sucuk yapıp satarmış. Pastırmacılık veya et işleme eğitimi almayan Selçuk, et işleme makineleri geliştirmiş ve pastırma ile et ürünleri üretmeye başlamış. Pastırma işine girdikten sonra da cumartesi ve pazar günleri dahil her gün çalışmış. 21 yıl Türkiye’ye hiç gitmemiş. Her sabah 04.00’te kalkmış, erkenden işinin başına geçmiş. Avrupa’da olmayan, özüne uygun, Kayseri’ye has pastırma işini kurmak ve yürütmek için 21 yıl boyunca var gücüyle çalışmış. Tüm bu çalışmanın sonucunda da Almanya’da ‘Pastırma Kralı’ olarak anılmaya başlamış.
5 YIL ÜST ÜSTE ALTIN MADALYA ALDI
Avrupa’da ‘Öz Kayseri’ markasıyla ün yapan ve kaliteli ürünlerine Alman Tarım Ürünleri Birliği’nden (DLG) 5 yıl üst üste altın madalya kazanan Selçuk, Avrupalı Türklere verdiği hizmet yelpazesini sürekli genişletti. Öz Kayseri, Kavurma, Pastırmalı Peynir’in yanı sıra Hazır İşkembe Çorbası ile de büyük bir beğeni kazandı. 15 dakikada hazırlanıp sofraya servis edilebilen işkembe, Avrupalılar tarafından da beğenilerek tüketilmeye başlandı. Öz Kayseri, ilerleyen yıllarda pastırma ürünleri arasına pastırmalı krem peynir, dilim peynirin yanı sıra pizzalık pastırmalı peyniri de kattı. Gıda sektörüne yıllarını veren Hilmi Selçuk, yine Hürriyet’e verdiği demecinde pizzaya yeni bir boyut kazandırdıklarını söylemişti: “Arzu eden bu peyniri yumurtalı yapar, pastırmalı yumurta yer, arzulayan pizzaya katar. Pastırmamızı hem klasik bir şekilde hem de peynirli bir şekilde piyasaya sunduk. Pastırmamız artık Avrupalının mutfağında. Yeni ürün çeşidimizle pizzaya da yeni bir boyut kazandırdık. Başarımızın sırrı, alternatifi olmayan ürünleri üretip satmamdan kaynaklanıyor. Hâlâ yeni ürünler peşindeyim. Büyümek yetmiyor. Büyük kalmak önemli olan. Bakın etrafınızda bir sürü yüz yıllık, yüz elli yıllık marka olmuş firmalar var. Amacım onlar gibi olmak.”
EL DEĞMEDEN ÜRETİLİP RAFLARA GİRİYOR
Wiesbaden yakınlarında bulunan Öz Kayseri tesislerinde pastırma el değmeden lazer teknolojisiyle kesiliyor ve paketleniyor. En kaliteli etlerden üretilen pastırmalar lazer tekniğiyle ölçülerek 100’er, 150’şer gramlık paketlere sığacak şekilde bilgisayar kontrolünde hesaplanıyor. Pastırma daha sonra yine bilgisayarın hesapladığı şekilde el değmeden kesilip, vakumlu paketlerle raflardaki yerini almak için bekliyor.