Partiler Avrupa'da da yargılanıyor

Güncelleme Tarihi:

Partiler Avrupada da yargılanıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 01, 2008 10:07

Avrupa ülkelerinde siyasi partilerin yargılandığı davalarda Venedik Kriterleri esas alınıyor.

Haberin Devamı

Avrupa Konseyinin anayasa hukuku konularındaki danışma organı Venedik Komisyonu tarafından belirlenen Avrupa’da parti kapatma kriterleri, bir partinin ancak şiddet çağrısında bulunması ya da şiddetle bağlantılı olması
durumunda kapatılabileceğini, barışçıl ve demokratik yollardan anayasayı değiştirme girişimlerinin ise kapatma gerekçesi olamayacağını belirtiyor. Konuya ilişkin A.A muhabirine değerlendirmede bulunan Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Günday, Venedik kriterlerine göre bir partinin kapatılması için o partinin zor kullanarak anayasal düzeni yıkmaya yönelik eylem içinde olması gerektiğini kaydetti.

Ancak Türkiye’de durumun biraz değişik olduğunu ifade eden Günday, Anayasa’nın 69. maddesinin daha farklı düzenlendiğini, bu çerçevede parti kapatılması için partinin anayasanın temel ilkelerini ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin odak noktası haline gelmiş olması gerektiğini belirtti. Günday, Venedik kriterleriyle mukayese edildiğinde, parti kapatmayı daha kolaylaştırıcı bir düzenlemenin ortaya çıktığını ifade etti.

Doktorasını Almanya’da yapan Günday, parti kapatmalarına Almanya’dan iki örnek verdi. 2. dünya savaşının ardından Almanya ikiye bölündükten sonra Batı Almanya’da iki partinin Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kapatıldığını belirten Günday, Türkiye Anayasası’nda bu konuda yer alan hükümlerin Bonn Anayasasından esinlendiğini kaydetti. Günday, Almanya’da eski Nazi partisinin devamı olan Sosyalist Parti SPR (Sozialistische Reichspartei) ile Komünist Parti KPD’nin (Kommunistische Partei) kapatıldığını anımsatarak, her iki partinin özgürlükçü demokratik anayasal düzeni zorla yıkmaya yönelik eylemlerde bulunma gerekçesiyle kapatıldığını belirtti. Günday, her iki partinin kapatıldıkları dönemde oy oranlarının ise yüzde bir civarında olduğuna
işaret etti.

KAPATMA İÇİN "ZOR KULLANMAK" ŞART


Partilerin programlarının da belirleyici olduğunu kaydeden Günday, Kominist Parti’nin programını örnek vererek, parti programının uygulanmasının anayasal düzeni bozmaya yönelik eylemleri zorunlu kılması durumunun da kapatma nedeni olduğunu söyledi. "Zor kullanmak" ifadesinin altını çizen Günday, demokratik ülkelerde bunun ötesinde bir partinin kapatılmasının söz konusu olamayacağını belirtti. Günday, "Bir parti düşüncesi şu olur bu olur. Hatta ben iktidara geldiğimde anayasayı tamamen değiştireceğim diyebilir. Ancak bu parti kapatmaya sebep olamaz" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin AK Parti’ye ilişkin kararını da değerlendiren Günday, mahkemenin partiye ilişkin olarak, laik demokratik düzeni ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin odak noktası haline geldiği tespitini yaptığını ve hazine yardımından mahrum bırakma yaptırımına karar verdiğini söyledi. Günday, bu karardan AK Parti’nin bundan sonra daha dikkatli hareket etmesi gerektiği mesajını almasının beklendiğini söyledi.

PROF.KÖNİ: "HER SİSTEMDE UYARI VAR


Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr Hasan Köni de, bir partinin kapatılması için hem devletin anayasasına aykırı tutum içinde olması hem de bunu eylemlerle ortaya koyması gerektiğini söyledi.

İktidarda olan bir partinin kolay kolay böyle bir eğilime girmesinin ve bunu değişik şekilde ortaya koymasının şimdiye kadar pek görülmediğine işaret eden Köni, Venedik kriterlerinde belirtildiği üzere parti kapatmak için bu eylemlerin açık ve zorlayıcı olmasının öngörüldüğünü kaydetti. Anayasa Mahkemesinin AK Partiye, bazı "görünümleri" olsa da bunların zorlayıcı ve yıkıcı boyutta olmadığı gerekçesiyle "uyarı" verdiğini ifade eden Köni, uyarının her sistemde bulunduğunu kaydetti. Uyarının, sistemin kendisinin düzeltilmesi için var olduğunu ifade eden Köni, üniversiteleri örnek göstererek, çalışmayan, haşarı öğrencilere uyarı verildiğini, ancak bu kişilerin sonradan rehabilitasyon yardımıyla başarılı öğrenciler haline dönüştüklerini kaydetti.

Köni, "Konuyu devlet yapısı içinde aldığımızda, olumlu yönde giden bir yapıyı bazı göstergelerle tamamen tersine çevirmemek, gayet akla ve mantığa uygun bir davranış olarak ortaya çıkıyor" dedi. Avrupadan örnek gösteren Köni, faşist partilerle, terörle bağlantısı bulunan ayrılıkçı partilerin kapatıldıklarını hatırlatırken, ancak iktidardaki bir partinin özellikle Sovyetler Birliği’nin yıkılmasının ardından kapatıldığını duymadığını söyledi. Köni, ancak daha önceleri Gladio tipi politik oyunlarla bir çok hükümet sistemi ve partinin yıkıldığını sözlerine ekledi.


AVRUPA’DA KAPATILAN PARTİLER


TBMM Araştırma Merkezi’nin Avrupada ve Türkiye’de parti kapatılması konusunda hazırladığı rapora göre, Türkiye’de 1961 yılından sonra Anayasa Mahkemesi tarafından 24 parti kapatıldı. Buna karşı 1943 yılından bu yana Almanya’da 3, İspanya’da ise bir partinin faaliyetine son verildi. Rapora göre, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya’da yaygınlaşan Nazi akımının önlenmesi amacıyla 1949 yılında Nazi Partisi’nin faaliyetine
son verildi. Almanya’da 1952’de SPR (Sozialistische Reichspartei Deutschlands), 1956 yılında ise KPD Kommunistische Partei Deutschlands) kapatıldı.

İtalya’da Benito Mussolini tarafından kurulan Partito Nazionale Fascista (PNF) 1943’te Hükümet tarafından siyasi faaliyetten men edildi. İtalya’da faşist partisi kurulması yasaklandı.

BELÇİKA’DA PARTİYE PARA CEZASI

Belçika’da ise 2004’te Flaman Blok Partisi, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı bağlamında aykırı davrandığı gerekçesiyle 40 bin avro para cezasına çarptırıldı. Bu karar doğrultusunda parti lideri partiyi feshedip, Vlamms Belang adıyla yeni bir parti kurdu. İspanya’da faaliyetlerinde ETA terör örgütüyle bağlantısı olduğu ve ETA’nın eylemlerini kınamadığı gerekçesiyle Herri Batasuna Partisi 2003’te kapatıldı. İspanya’da bu partinin kurulması da yasaklandı. Raporda ayrıca, bazı ülkelerde, yasalarında yer almasına rağmen şimdiye kadar kapatılan bir parti olmadığı, bazı ülkelerde ise parti kapatılmasına ilişkin yasal düzenlemenin bile bulunmadığı belirtildi.

TÜRKİYE’DE KAPATILAN PARTİLER

Anayasa Mahkemesi tarafından şimdiye kadar kapatılan partilerin isimleri şöyle:

'1968’de İşçi-Çiftçi Partisi (İÇP), 1971’de Türkiye İleri Ülkü Partisi (TİÜP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), 1972’de Milli Nizam Partisi (MNP) ve Büyük Anadolu Partisi (BAP), 1980’de Türkiye Emekçi Partisi (TEP), 1983’te Huzur Partisi (HP), 1991’de Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1992’de Sosyalist Parti (SP), 1993’te Halkın Emek Partisi (HEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) ve Sosyalist Türkiye Partisi (STP), 1994’te Yeşil Partisi (YP), Demokrasi Partisi (DEP) ve Demokrat Parti (DP), 1995’te Sosyalist Birlik Partisi (SBP), 1996’da Demokrasi ve Değişim Partisi (DDP), 1997’de Emek Partisi (EP) ve Diriliş Partisi (DRP), 1998’de Refah Partisi (RP), 1999’da Demokratik Kitle Partisi (DKP), 2001’de Fazilet Partisi (FP), 2003’te Halkın Demokrasi Partisi (HADEP)' Türkiye’de kapatılan 24 partiden 13’ünün gerekçesi 'bölücülük' oldu. TİP, TEP, TBKP, SP, HEP, ÖZDEP, STP, DEP, SBP, DDP, EP, DKP ve HADEP 'bölücülük', İÇP, TİÜP, BAP, YP ve DP ise ihtara rağmen kongresini yapmamak, hesabını süresinde vermemek, mevzuatını düzeltmemek, aykırılıkları gidermemek gerekçeleriyle kapatıldı.

DRP’nin, 2 seçime katılmadığı, CHP’nin ise kapatılan partinin devamı olduğu gerekçesiyle faaliyetine son verildi.

MNP laikliğe aykırı eylemler, HP laikliğe aykırı program, ÖZDEP bölücülüğün yanı sıra kısmen laiklik, RP ve FP ise laikliğe aykırı odak olma gerekçesiyle kapatıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!