‘Para kazanmak için kitap yazmadım’

Güncelleme Tarihi:

‘Para kazanmak için kitap yazmadım’
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2020 12:24

Duisburg’un Hochfeld semtindeki Muhsin Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda, eğitimci roman yazarı Hasan Kayıhan romanlarının öykülerini anlattı. ‘Yoklar’, ‘Zincir’, ‘Uyanmak’, ‘Acı Su’, ‘Gurbet Ölümleri’, ‘Köln’de Bir Kız’, ‘Beyler Aman’, ‘Dönüş’, ‘Sultan ve Bir Aşk’, ‘Bir Kurşun ve Ötesi’ gibi kitaplarından bazılarının yazım hikayelerini okuyucularıyla paylaştı. Eserlerinin önemli bir bölümünde Avrupa’da yaşayan insanlarımızın hayat hikayelerini yansıttığını söyleyen Hasan Kayıhan, “Para kazanmak için kitap yazmadım!” dedi.

Haberin Devamı

İLK kitabı ‘Yoklar’ı 1975 yılında yazan 1949 Bilecik doğumlu Hasan Kayıhan, programda Atakan Kayalar adlı çocuğun beş ayda 250 kitap okuduğunu açıklamasının inandırıcı olmadığını, basında geniş yer verilerek çocuğun geleceğiyle oynandığını söyledi. Ülkücü roman yazarı olarak da tanınan Hasan Kayıhan, 5 yılda iki kitap dahi okunmaz ise kültür dünyamızın yok olmasına şaşılmaması gerektiğini ifade etti. Sohbet programı öncesi dinleyicilere yazar Hasan Kayıhan’dan söz eden emekli Öğretmen Rahmi Koca, “Millete hizmet edenleri seviyoruz” dedi. Rahmi Koca; “Biz Muhsin Yazıcı Kültür Merkezi olarak Avrupa’daki insanlarımıza, yazar, şair, ozan olarak hizmet eden arkadaşlarımızı onurlandırmak istiyoruz. Uzun yıllar, eğitimci ve yazar olarak hizmet eden Hasan Kayıhan’a da vefamızı göstererek plaketle onurlandırdık” dedi.

Haberin Devamı

‘ÖDÜL ALINCA YAZAR OLDUM’
Program sonrası sorumuz üzerine küçük yaşlarda yazmaya başladığını açıklayan Hasan Kayıhan, “Bilinçli olarak yazarlık çalışmalarım edebiyat fakültesindeyken başladı. Edebiyat okuyorsunuz, Türk edebiyatını tanıyorsunuz, Türkçe sevgisi, düşüncelerimi güzel bir Türkçeyle anlatabilme arzusu beni 24 yaşında roman yazmaya yöneltti. İlk romanımı kendime güvenip bastırmadığım için bir yarışmaya gönderdim ve ödül aldım. Ödül alıp kendime güven gelince yazar oldum denilebilir. Anadilimiz Türkçe olunca sadece yazmakla yetinmiyorum. Çeşitli dergilerde, gazetelerde Batı Avrupa’da yaşayan Türk çocuklarının dil sıkıntılarını, Türkçe’nin Avrupa’daki durumunu, hatta Türkiye’deki durumunu ele alan yazılarım, araştırmalarım oldu. Daha önceleri Osmanlı kültür coğrafyasında Türkçe Avrupa’nın ortak bir diliydi. Bütün göçmenler Türkçe anlaşırlardı. Aileler beğenmeseler de çocuklara külfetmiş gibi gelen akşam üzeri verilen Türkçe derslere mutlaka göndermeliler. Almanca konuşursak çocukların Almancası gelişir’ tezi tamamen yanlış. Anaokula giderken dahi evde çocuklarla Türkçe konuşulmalı” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!