Güncelleme Tarihi:
Fransızlar Pasques, İtalyanlar Pasqua, İspanyollar Pascua, Danimarkalılar Paske, Hollandalılar
Paskalya, hem anma hem da kutlamadır.
Anmadır, çünkü Almanların “Gründonnerstag” (Yeşil Perşembe) olarak nitelediği akşam, Hz. İsa havarileriyle birlikte son yemeğini yemiş ve onlara hizmet etmiştir.
Ertesi gün de, yani “Karfreitag” (Dertli-üzüntülü-hüzünlü Cuma) günü de çarmıha gerilmiştir.
Ancak, Hıristiyan aleminin inancına göre, “Mesih” ve “Tanrı'nın oğlu” olarak bilinen Hz.İsa, 3 gün sonra da dirilmiştir.
İşte bu nedenle Hıristiyan alemi için Paskalya hem anma günüdür hem de kutlama.
Bu yılki Paskalya kutlamalarına, İslam dinini istismar ederek hem İslam dünyasında hem de dünyanın çeşitli kesimlerinde terör eylemlerinde bulunan ve insanları acımasızca katleden “Irak Şam İslam Devleti” (IŞİD) teröristlerinin son olarak İstanbul'da ve Avrupa'nın kalbi Brüksel'de giriştikleri canlı bomba saldırıları gölge düşürdü.
Herkes tedirgin.
Hıristiyanlar, Müslümanlar, Yahudiler, Hindular ve başka dinden olan insanlar öfkeli.
Ateistler de öyle.
Haklı olarak IŞİD teröristlerine ateş püskürüyorlar.
Ama ne yazık ki, IŞİD teröristlerinin bu eylemlerini çok açık bir biçimde kınadıkları halde, Avrupa'da toplumun bazı kesimlerinin Müslümanlara karşı olumsuz bir tavır sergilemeye başladıkları da dikkat çekmekte.
Televizyon ekranlarında Brüksel doğumlu, Belçika vatandaşı, başörtülü, genç bir üniversite öğencisi.
Muhtemelen Kuzey Afrika kökenli.
Belki atalarının geldiği ülkeye hiç gitmemiş.
IŞİD teröristleriyle uzaktan yakından hiçbir ilişkisi yok.
O, teröristlerden nefret ediyor.
Giriştikleri katliamları kınıyor.
Ama, yoldan geçerken bir otomobil sürücüsünün durup kendisine, televizyon ekranlarında tekrar edemeyeceği utanç verici küfürler yağdırdığını söylüyor.
“Biz Müslümanlar bunu hak etmiyoruz!” diyor.
Kendisine ve kendisi gibi olanlara dönük bu yaklaşıma isyan ediyor.
Ağlıyor.