Papa da yalan söyler
Güncelleme Tarihi:
Kısa bir süre önce Almanya’da politikacılara güven kaybına paralel olarak üyesi oldukları partileri terk edenlerin sayısının da arttığını yazmıştım. Kiliselerde de öyle. Son yıllarda kiliselerden de kaçış başladı. Dünyanın çeşitli kesimlerinde olduğu gibi Almanya’da da.
Hiç şüphesiz özellikle Katolik Kilisesi’nde cinsel istismarlar yeni bir olgu değildir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1970’li yıllardan beri gündemdedir.
2004 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre ABD’de 1950-2002 yılları arasında, çok büyük bir bölümü çocuk, yüzbinlerce kişi Katolik rahip ve din adamları tarafından cinsel taciz ve istismara uğramıştır.
Daha sonraki yıllarda da öyle.
Koyu Katolik İrlanda’da 1970-1990 yılları arasında reşit olmayan 15 bine yakın çocuk ve genç, din adamlarının cinsel taciz ve istismarına uğradı.
Avustralya’da, Kanada’da da öyle.
İSTİSMAR GÜNDEME YERLEŞTİ
Fransa’da Katolik Kiliseleri’nde çocuklara cinsel istismarı araştıran Kiliselerde Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu’nun (CIASE) geçen yıl yayımladığı raporuna göre, 1950-2020 yılları arasında 216 bin çocuk ve genç, rahip veya din adamları tarafından cinsel istismara uğradı.
Almanya’da da yıllardır Katolik ve Protestan Kiliselerinde yaşanan cinsel istismar ve tecavüzler zaman zaman basın organlarında yer almaktadır.
Somut veriler olmasa da, Almanya’daki kiliselerde ve kiliselere ait okullardaki cinsel istismar ve tecavüz mağdurlarının sayısının 280 binin çok üzerinde olduğundan hareket edilmektedir.
Almanya’da kiliselerde cinsel istismar son dönemlerde yeniden gündeme yerleşti.
Geçen yıl yapılan ve Münih-Freising Başpiskoposluğu bölgesinde 1945-2019 yıllarındaki cinsel istismarları içeren bir raporda, yalnız 1977-1982 yıllarında 497 cinsel istismar yaşandığı yer aldı.
Mağdurlardan 247’sinin erkek, 182’sinin dişi olduğu ve 68’inin de cinsiyetinin bilinmediğine de ye verildi.
Cinsel istismara uğrayan erkeklerin yüzde 60’ının 8-14 yaş grubundan olduğuna da.
O tarihlerde Hıristiyan aleminin 2005-2013 yıllarında liderliğini yapan Papa 16’ncı Benedikt (Joseph Ratzinger) Münih-Freising başpiskoposuydu.
İDDİALARI YALANLADI
Aynı raporda ‘emekli’ Papa 16’ncı Benedikt’in o dönemde cinsel istismarla suçlandıklarından haberdar olduğu halde sessiz kaldığı, hatta bazı din adamlarını koruduğu yer aldı.
Çocuk istismarına adı karışan bir rahibe Münih bölgesinde görev verdiği de.
Sağlık sorunları nedeniyle 2013 yılında istifa edip, Vatikan’da ‘köşesine çekilen’ Jofeph Ratzinger (Papa 16’ncı Benedikt), geçen yılın sonlarına doğru bu yöndeki iddiaları yalanladı.
Söz konusu rahiple ilgili oturuma katılmadığını söyledi.
Ancak aynı rapordaki protokolde başka ifadelerin yer aldığının ortaya çıkması üzerine, çocuklara cinsel istismarla suçlanan o rahibin Münih’te terapi görmesinin de konuşulduğu o oturumda hazır bulunduğunu itiraf etti.
Yani önceki söyleminin yalan olduğunu da.
Yani bir yerde “Papa da yalan söyler” dedirtti.
‘KİLİSELERDEN MEMNUNİYETSİZLİK’
Almanların kiliselerden neden uzaklaştıklarını içeren kamuoyu yoklamalarına göre yüzde 51’le ‘Kiliselerden memnuniyetsizlik’ ilk sırada yer alıyor.
Yüzde 30.9’la ‘Kilise vergisi yüzünden’ ikinci sırada yer alırken, yüzde 12.6’sı ‘Tanrı’ya inanmıyorum’ gerekçesiyle kiliselerden uzaklaşıyor.
Evet…
1990 yılında 79 milyon 753 bin nüfuslu Almanya’da Katolik Kilisesi’nin 28.2 milyon, Protestan Kilisesi’nin 29.4 milyon üyesi vardı.
Katolik Kilisesi’nin üye sayısı 2000’de 26.8 milyona, 2010 yıl da da 24.6 milyona düştü.
Protestan Kilisesi’nin üye sayısı da 2000 yılında 26.6 milyona, 2010’da da 23.8 milyona.
Ülkenin nüfusu günümüzde 83.2 milyona ulaştığı halde, Almanya’da şu anda Katolik Kilisesi’nin üye sayısı 22.2 milyon, Protestan Kilisesi’nin de 20.2 milyondur.
Bu veriler de Almanya’da kiliselerden ciddi bir kaçış olduğunu çok açık bir biçimde ortaya koymaktadır.