Güncelleme Tarihi:
SUDAN’ın başkenti Hartum’daki bir restoran, 3 Temmuz’da gündüz vakti polis baskınına uğradı. 20-30 kadar polis memurundan oluşan ekip, pantolon giyen 13 kadına, “Bizimle karakola geliyorsunuz” dedi. O kadınlardan biri de, Sudan’ın sol eğilimli gazetelerinden El Sahafa’da çalışan ve ülkesindeki Birleşmiş Milletler Misyonu’nun medya bölümünde görev alan Lübna Ahmed el Hüseyin adlı kadındı.
Medyayı seferber etti
13 kadından 10’u, ertesi gün “açık saçık giyindikleri” gerekçesiyle polis merkezinde 10’ar kez kırbaçlandı. Lübna ise diğerleri gibi “suçunu” kabul etmedi ve “pantolon ile bluz giymenin normal bir şey olduğunu” savundu. Bunun üzerine olay mahkemeye intikal etti. Cesur Lübna, gazeteci meslektaşlarını ilk dava arifesinde seferber etti. Önceki gün bütün uluslararası haber ajanslarını arayıp, Sudan’daki tüm gazetecilerin tutuksuz ilk duruşmaya katılmasını istedi. AFP’ye, “İnsanların neler yaşandığını bilmesi lazım. Beni 40 kez kırbaçlayacaklar ve 100 dolar da ceza kesecekler” dedi.
Pantolonla geldiler
Sudanlı meslektaşları da her şeyi göze alıp Lübna’ya yapılan muameleye itiraz ettiler. Emel Habbani adlı bir kadın gazeteci, Ecres’ül Hürriyet Gazetesi’nde “Lübna’ya yapılanlar modayla ilgili değil. Bu muhalifleri susturmak ve terörize etmek için bir siyasi taktik” diye yazınca polis soruşturmasına uğradı.
Lübna ilk duruşmaya dün çıktı. Sesini dünyaya duyurmak için çağırdığı kadın meslektaşları da oradaydı. Birçoğu destek için pantolon giymişti. Sudanlı yargıç, Lübna’nın, tıklım tıklım dolu mahkeme salonuna dava konusu olan pantolonunuyla girdiğini gördüğünde şaşırdı. Fakat genç kadının aynı zamanda BM görevlisi olması, başı zaten uluslararası alanda belada olan Sudan hükümetine bir tatsızlık daha yaratabilirdi.
Karar 4 Ağustos’ta
“İstersen Birleşmiş Milletler dokunulmazlığından yararlabilirsin. Bu durumda mahkeme başlamadan biter, sen de pantolonunu giymeye devam edersin” dedi yargıç. Yeşil renkli bol pantolonu, çiçekli bluzu ve yeşil başörtüsüyle yargıcın gözlerinin içine bakan Lübna ise inatçıydı: “Hayır, BM görevimden istifa ediyorum. Bu davanın sürmesini istiyorum. Masumiyetimi ancak böyle kanıtlayabilirim. Mevcut yasa, kadınları küçük düşürmek için tasarlanmış. Değişmesi gerekiyor.”
Pantolon davasında karar 4 Ağustos’ta yapılacak duruşmada belirlenecek. Kalabalığa neşeyle el sallayarak duruşma salonundan çıkan Lübna’nın affedilmemesi durumunda kırbaç cezasına çarptırılması bekleniyor.
Kırbaç giysilerin üstünden vurulacak
BİRÇOK Arap ülkesinin aksine Sudan’da kadınlar kamusal hayatın önemli bir parçası. Buna karşın son yıllarda birçok ayrımcı yasa çıktı. Yüzde 70’i Müslüman olan 40 milyon nüfuslu ülkenin kuzeyinde şeriat kuralları hakim. Güneyde ise Hıristiyan ve pagan azınlık yaşıyor. Kırbaç cezası, kuzeydeki merkezi hükümetin hazırladığı yasalara göre uygulanıyor.
33 ülke çeşitli nedenlerle mahkumları kırbaçlıyor. Bunların çoğu İslam ülkeleri ve eski İngiliz sömürgeleri. Sudan’daki uygulama, erkek, kadın ve çocukları da kapsıyor. Ancak örneğin Malezya’dakinin aksine, çıplak kaba ete değil, giysiler üstünden uygulanıyor.
Bugüne dek binlerce Sudanlı kadın kırbaçlandı.
2007’nin aralık ayında, öğrencilerinin bir oyuncak ayıya Muhammed ismi vermesine izin veren İngiliz öğretmen Gillian Gibbons 40 kırbaca mahkum olmuştu. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Darfur Soykırımı’ndaki rolü nedeniyle hakkında tutuklama kararı çıkarttığı Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir, Gibbons’ı affederek bir krizi önlemişti.