Güncelleme Tarihi:
- Hiç olmazsa maçın ikinci yarısına yetişir miyim acaba?
Ama hiç umudum yok. Üstelik Mesut Özil ile röpartja gideceğimi kimse bilmesin diye herkese hava atmışım, "Barca- Real maçını izlemeye gidiyorum" diye. Bırakın Nouu Camp’ı TV’den bile görme şansım yok o yıldızları bu akşam. Tüm dünya bu maçı izliyor, ben uçağın koltuğunda pinekliyorum. Derken, pilot’un sesi duyuluyor;
- Barcelona =2 Real Madrid = 0
Hemen birlikte seyahat ettiğimiz sevgili Halit Çelikbudak’a dönüyorum. Panik içindeyim.. Aslında gözlerimdeki paniği o da görüyor. Ama susuyor. Benim içimde ise fırtınalar kopmaya devam ediyor.
Mesut Özil ile röportaja gidiyorum, daha 30. dakika dolmadan Real Madrid 2 gol birden yiyor. Eyvah diyorum içimden… Beni daha büyük bir felaketin beklediğini bilmeden. Ben ki, hayatımın neredeyse tümünü Barcelona hayranı olarak geçirdim. Ama bu akşam Real Madrid’liyim. Madrid kazansın istiyorum. Kazansın ki, röporta talebimiz geri çevrilmesin.
Öyle ya, biz hep buna alıştık Türkiye’de. Kaybeden takım kapılarını kapatır, hiç konuşmaz. Yüreğim pır pır ede ede Madrid’e indik ve ben sonucu öğrenince yıkıldım.
Barcelona = 5 Real Madrid= 0
Sabah saat 10.00… Ali Çalışkan, Özil ailesine en yakın gazeteci. Mesut Özil ile ilgili tüm atlatma haberlerin altındaki imza.. Madrid’de buluşacağız. Uçağı 10.00’da Madrid’e inecek ama yok.. Al’den de haber yok.
Saat 11.23… Artık tüm umudumu yitirmişken Ali telefonu çaldırdı.
- Mesut’n babası ile konuştum…
Bu cümlenin tamamlanması bir ömür sürdü;
- Öğleden sonra röportajı yapıyoruz…
Ancak o an rahatladım.
Madrid.. Saat 15.00 Omar Restaurant.. Malatyalı bir Türk girişimcinin yarattığı harika bir ambians. Duvarlarda ipek Türk halıları ve kilimler.. Osmanlı tabloları, yuvarlak masada nargileler, bakır kahve cezveleri.. Ve duvarda asılı bir Osmanlı Kaftanı.. Ve tabii ki Her Türk vatandaşı gibi, kapıda asılı bir Türk bayrağı..
Burası Mesut’un sık sık bir restaurant.
Az sonra kapı açılıyor.. Önde babası Mustafa Özil, arkada menajeri Reza Fazeli ve Mesut Özil..
İncecik zayıf bir genç beklerken, omuzları genişlemiş, uzun bollu bir türk genciyle karşılaşıyorum.
- Çok çalısıyorsun galiba..
- Evet idmanlardan sonra 1 saat da vücut çalısıyorum.
Sohbetimiz böyle başlıyor…
Sevgili Halit Çelikbudak’ın tanımıyla, yani, "İki ülkenin tek kahramanıyla"
Morinuo ekranda göründüğü kadar sert bir karakter mi?
- Hayır tam aksine takımda en çok şaka yapan isimlerin başında gelir. Antrenmanlara o neşe katıyor şakalarıyla. Çılgınlığı dısarda ama takımda çok şakacı beni çok güldürüyor.
Peki nasıl anlaşıyorsun. Almanca mı..
- Eğer çok sıkışırsam ikinci antrenör Almanca bildiği için yardımcı oluyor.
Yani Türkiyede olduğu gibi sana özel bir tercüman yok.
- Hayır yok Burada yani idmanlarda hep İspanyolca konuşulur.
İspanyolca öğrendin mi?
- Ders alıyorum. Az sonra da bu röportajı bitirdikten sonra yine derse gideceğim. Artık konuşmaları anlayabiliyorum.
Moriunho ile ilişkilerin nasıl?
- Çok iyi. Sadece benim değil tüm takım arkadaşlarımın ilişkisi çok iyi. Benimle çok konuşur. Çalışmalarımı anlatır ve sürekli çok iyisin böyle devam et diye moral verir.
Maç öncesinden başlayalım. Nasıl hazırlar sizi maça?
- Önce rakip takımı anlatır. Hangi oyuncuları ve hangi bölgeleri bizim için tehlikeli. Ve nasıl önlem almalıyız. Teker teker anlatır.
Diyelim ki kaybettiniz.. Ne yapar?
- Öyle sandığınız gibi bağırmaz çağırmaz, daha çok moral verir.
Ya kazanırsanız?
- Genelde bir gün sonra konuşr. Ama iyi oynadığımız ve kandığımız zaman zaten Real Madrid gibi dünyanın en büyük kulübünde oynadığımızı ve iyi oyuncular olduğumu söyler. Kısacası o gördüğünü gibi sinirli bir insan değildir.
Sana saha içinde bir serbestlik veriyor sanki?
- Sadece bana değil tüm forvet oyuncularına topla buluştuklarında serbestlik verir. Ama top kaybettiğimiz anda da savunma ister.
Löw ile ikisi kıyaslar mısın?
- Morinho ile her gün çalışıyorum. Ama Löw ile sadece milli takımlarda birlikte oluyorum. Onun için ikisini kıyaslamam doğru olmaz. Ama ikisi de bana güveniyor. Moriunho çok kupa kanmış bir teknik adam. Bana sorarsanız ikisi de eşit bu konuda.
Türk futbolunu, Süper Lig maçlarını izliyor musun?
- Ara sıra izliyrum ama derbi maçlarını kaçırmıyorum. Ama şimdi dil öreniyorum, antrenmanlar var. Dolayısıyla çok zaman kalmıyor. Bir de maçlarımız aynı saatlere denk geliyor.
Türkiye’de hangi takımı tutuyorsun?
- Takım tutmuyorum. Ama Türk takımları Avrupa Kupası maçlarında diyelim ki bir İngiliz takımı ile karşılaşıyorsa elbette ki Türk takımını tutuyorum.
Tuttuğun bir takım var ve sanki saklıyorsun gibi?
- Diyelim ki G.Saray- F.Bahçe oynuyor. G.Saray kazanırsa, Fenerbahçeli, F.Bahçe kazanırsa, Galatasaraylı arkadaşlarımı kızdırırdım.
Almanya"daki Türk futbolculrla görüşüyor musun?
- Nuri Şahin ile Altıntop kardeşlerle yazışıyorum. Bir de eski takım arkadaşlarımla (W.Bremen) konuşuyorum.
Türkiye’den beğendiğin oyuncular var mı?
- Emre Belözoğlu’nu çok beğeniyorum. Onunla milli maçtan önce de konuştuk başarılar diledik birbirimize.
Çocuklukta örnek aldığın bir oyuncu var mıydı?
- Sergen Yalçın benim favorimdi. Mükemmel bir sağ ayağı vardı ve mükemmel frikikler atardı. Tüm büyük takımlarda oynadı. Fenerbahçe, Galatasaray, Bşiktaş, Trabzonspor.. Şekerspor da bile.
Ya Arda Turan..
- Cok ve onu da çok beğeniyorum. Tekniği mükemmel.
Türkiye’de hangi futbolcular Real Madrid’de forma giyebilir?
- Nuri Şahin başta.. Bu sene harika oynuyor. Arda mesela.. Altıntoplar.. Emre.. Bu oyuncuların tümü oynayabilir...
Türkiye’ye gol attın ve sevinmedin..
- Her futbolcu gol atmak ister. Ben de o maçta gol atmak istedim ve attım. Ama evet o gole sevinemedim.
Bu soru çok soruldu ama bir kez daha soralım niye Alman Milli Takımı’nı seçtin.
- Almanya’da doğdum, Almanya’da büyüdüm ve Almanya’da yaşadım. Ve tüm Alman milli takımlarında oynadım. Doğrusu Alman milli takımına çağrılmayı bekledim. Ve Löw çağırdı gittim. Havalara uçtum.
Real Madrid ile 6 sene kontratın var. Sözleşmen bittiğinde Türkiye’de oynar mısın?
- Futbolda hiçbir şeye hayır dememeyi öğrendim. Evet burada 6 yıllık sözleşmem var. O 6 yl sonunda ne olur bilmiyorum.
Sözleşmenin dışında kazandığınız maçlarda ekstra priminiz var mı?
- O konuda konuşmam
Türkiye’ye bir mesaj vermeni istesem neler söylemek isterdin?
- Amcamlar, dayımlar anlatıyor. Ben de duyuyorum. Türk insanı seninle gurur duyuyor, dstek oluyor diyorlar. Tüm Türk milletine destekleri için teşekkür ediyorum. Byüklerimin ellerinden öpüyorum. Çok ama çok teşekkür ediyorum. Onlara layık olmak için elimden geleni yapıyorum.
Ronaldo ile ilişkin nAsıl takım içinde..
- Dışarından soğuk görünüyor. Ama içi öyle sıcak ki. Takımla tanıştığımda bana çok yardımcı oldu. Tek kelime ile süper bir insan. O da çok antrenman yapıyor. Vücut çalışıyor ve çok antrenman yapıyor.
Dışarıda da arkadaşlığınız sürüyor mu?
- Arada sırada yazışıyoruz. Özellikle milli maçlardan sonra yazar bana. Hele gol attığımda mutlaka tebrik eder.
Ya Kaka?
- Sakatlığından dolayı çok birlikte olamadık. O bizden ayrı çalışıyor çoğunlukla.
Gün de kaç saat uyuyorsun?
- Gece 12 gibi yatarım. Sabah ise 9"da uyanırım. Ama çok yorgun olduğumda daha erken uyuyorum. Bir de haftada 2-3 gün öğle uykularım var.
Medyadaki eleştiriler seni nasıl etkiler. Alman ve İspanyol medyasını karşılaştarır mısın?
- Medya her yerde aynı, iyi iyi, kötü kötü… Ben eleştirileri çok dikkate almıyorum. Çünkü sürekli futbola konsantre oluyorum.
Bir Recep İvedik hayranı olduğunu duyduk?
- Evet tüm Recep İvedik filmlerini izledim. Bir de Kutsal Damacana’yı çok sevdim.
Kitap okuyor musun?
- Genellikle TV izliyorum. Buradaki evimde Türk ve Alman kanalları var. Onu izliyorum.
Maçlarda bir uğurun var mı?
- Sahaya mutlaka sağ ayağımla çıkarım. Babamın bana hediye ettiği bir kolye var. Onu elimle tutarım.
Alman Milli marşnı söylemediğin için eleştiriler geliyor?
- Ben marş okunurken dua ediyorum.
Annen maçlarını izliyor mu?
- Bana faul yapıldığında karşı takıma çok sinirleniyor. Maçlara genelde o da geliyor, hem de tribünden izliyor ama sakin kalıyor.
Ne tür müzik diliyorsun?
- Tarkan, İsmail Y.K. İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur ve Mustafa sandal’ı dinliyorum. Hatta arabamda tüm bu isimlerin karışık cd leri var.
Real Madrid gibibir kulübü temsil edilyorsun. Sana bir yasaklar listesi verildi mi?
- Hayır. Herkes kendini ve sorumluluklarını biliyor.
Kamp yapıyor musunuz?
- Her maçtan önce 1 gün otelde kalıyoruz. Birlikte yemek yiyiyoruz ve hocamız maçla ilgili konuşmaları yapıyor.
Almannya’da 2010 yılının Bambi Uyum Ödülünü kazandın. Ödülü de Nazan Eckes’in elinden aldın?
- Evet o ödülle gurur duyuyorum. Dünya Şampiyonası’nda gol attığımda Türkler'in Almanlar'la birlikte sevinmesi, birlikte Alman ve Türk bayraklarını sallamaları beni çok sevindirdi. İnsanlara örnek olmak istiyordum ve istiyorum da…
Real Madrid gibi bir takımda oynuyorsun. Bundan sonra ne hedefi olabilir ki bir futbolcunun.
- Sağlıklı olmak, daha iyi olmak ve mutlu olmak…
Alman Başbakanı Merkel ie soyunma odasında karşılaşmana dönsek?
- Ben herkesten birkaç dakika önce soyunma odasına girdim ve takım doktoru ile kasine geçtim. O arada Merkel gelmiş ve tüm takımı kutlamış. Ben üstümü çıkarmıştım. Dışarı çıktım ve Merkel’i gördüm. Çok şaşırdım.
Almanya’nın en büyük derbisini Schalke ile Dortmund heyecanını yaşadın. Şimdi de Barcelona Real Madrid maçını. Hangibi daha heyecanlı..
- Bu derbi çok daha farklı. Atmosferi daha ilginç.
Madrid’de mutlu musun?
- Bir dünya kenti. Türk Alman mutfağını burada da bulabiliyorum. Genellikle Khedira ile birlikte dolaşıyorum. Tüm takım bazen birlikte yemeğe gidiyoruz.
Real Madrid Başkanı soyunma odasına iniyor mu?
- Arada sırada gelir. Kazanırsak iyi oynadınız der, elimizi sıkar tebrik eder.
DAS INTERVIEW AUF DEUTSCH
ÖZİL: BIN IN MADRID GLÜCKLICH
IN einem Exklusiv-Interview mit der Hürriyet hat der Fu ßbal lstar des spanischen Erstligisten Real Madrid Mesut Özil gesagt, dass er sich in Spanien eingelebt ha be und glücklich sei.
Mesut Özil, ließ im Gespr äch mit dem Leiter der Hürriyet-Sportredaktion Mehmet Arslan und dem Leiter der Auslandsausgabe Halit Çelikbudak tiefen Einblick in sein neues Leben in Spanien gew ähren.
Es sind die Stunden, in denen Real Madrid spielt. Wir heben mit Iberia Airlines Airbus 321 Richtung Madrid ab. Ständig schaue ich auf die Uhr. Die Maschine ist mit anderthalb Stunden Verspätung gestartet. Das Spiel Real Madrid gegen Barcelona kann ich haken, das quält mich .
Ob ich es bis zur zweiten Hälfte schaffe, frage ich mich. Hoffnung habe ich keine. Damit keiner weiß, dass ich ein Interview mit Mesut Özil führe, habe ich auch noch allen voll er Stolz erzählt, dass ich mir das Spiel anschauen werde.
Kommt es zum Interview?
Vergessen Sie Nouu Camp, ich habe noch nicht einmal die Möglichkeit, die Stars im Fernsehen zu sehen. Während die ganze Welt sich das Spiel anschaut, döse ich auf einem Flugzeugsitz. Doch plötzlich ertönt die Stimme des Piloten: "Barcelona 2 - Real Madrid 0". Sofort drehe ich mich zu meinem Kollegen Halit Celikbudak um. Ich bin in Panik. Er muss die Panik in meinen Augen sehen. Aber ich schweige. In mir wütet jedoch ein Sturm. Ich fliege zu einem Interview mit Mesut Özil und seine Mannschaft kassiert in den ersten 30 Minuten gleich zwei Tore. "Au weia", denke ich insgeheim. Ich wusste ja nicht, dass mich ein viel größere Katastrophe erwartet. Ich, der Zeit seines Lebens Barcelona-Fan war, hält heute Abend zu Real Madrid. Real soll gewinnen, damit unser Interview nicht platzt.
Das sind wir in der Türkei so gewöhnt. Die Verlierer-Mannschaft verschließt ihre Türen und schweigt. Mein Herz macht Saltos während des gesamten Flugs und als ich das Ergebnis des Spiels erfahre, bricht die Welt zusammen: "Barcelona 5 - Real Madrid 0".
"Wir machen das Interview heute Nachmittag"
Es ist 10 Uhr. Wir werden uns mit Ali Caliskan treffen. Er ist der Journalist, der Familie Özil sehr nahe steht. Alle Meldungen und Nachrichten über Mesut Özil tragen seine Unterschrift. Wir wollen uns mit ihm in Madrid treffen. Sein Flug sollte um 10 Uhr landen. Aber er ist nicht da.
Als ich um 11.23 Uhr meine Hoffnung aufgebe, klingelt das Telefon. Es ist Ali Caliskan.
"Ich habe mit Mesuts Vater gesprochen..." Die Vollendung des Satzes dauert eine halbe Ewigkeit. "Wir machen das Interview heute Nachmittag." Der Augenblick der Erleichterung.
Madrid, 15 Uhr im Omar Restaurant. Ein ambiente, erschaffen von einem Türken aus Malatya. An den Wänden türkische Teppiche und Kelims aus Seide. Osmanische Gemälde, ein runder Tisch mit Shishas und Mokka in traditionellen Mokka-Köchern. An der Wand hängt ein osmanischer Kaftan. Und natürlich, wie bei allen Türken: An der Tür hängt eine türkische Fahne. Das Restaurant wird von Mesut häufig besucht.
Der einzige Held beider Länder
Die Tür öffnet sich. Vorneweg Vater Mustafa Özil, sein Manager Reza Fazeli - und Mesut Özil. Während ich einen schlanken Jugendlichen erwarte, begegne ich einem hoch gewachsenen Mann mit breiten Schultern.
- "Trainierst du viel?"
-"Ja, nach dem Training, mache ich Muskelaufbau."
So beginnt unser Gespräch. Mit den Worten meines Kollegen Halit Celikbudak: "Mit einzigen Helden beider Länder."
Özil: "Nein, im Gegenteil. Er gehört im Team zu denjenigen, die am meisten Scherze machen. Er birngt viel Humor in das Training. Seine Strenge ist nach Außen, aber im Team ist er witzig, er bringt mich viel zum Lachen."
Özil: "Wenn es schwierig wird hilft mir der zweite Trainer aus. Der kann Deutsch. Aber einen eigenen Dolmetscher wie in der Türkei gibt es hier nicht."
Özil: "Ich lerne es gerade. Im Anschluss an das Interview habe ich wieder Unterricht. Ich verstehe mittlerweile die Unterhaltungen."
Özil: "Sehr gut. Nicht nur mein Verhältnis, auch das meiner Teamkollegen ist sehr gut zu ihm. Er redet viel mit mir. Er erklärt mir viel und motiviert mich auch, in dem er sagt: Mach weiter so.
Özil: "Erst erklärt er uns den Gegner. Welche Spieler und welche Positionen gefährlich für uns sind und wie wir damit am besten umgehen können.
Özil: "Er schreit nicht rum, wie Sie vielleicht denken könnten. Er motiviert uns vielmehr.
Özil: "In der Regel spricht er erst einen Tag später mit uns. Wenn wir gut gespielt und gewonnen haben, sagt er uns nochmal, dass wir gute Spieler und bei dem größten Fußballclub der Welt spielen. Kurzum, er ist nicht der strenge und gereizte Mensch, den du siehst."
Özil: "Er gibt nicht nur mir, sondern allen Stürmern Freiheit, wenn sie am Ball sind. Aber bei Ballverlust erwartet er dann auch Verteidigung.
Özil: "Mit Mo urinho arbeite ich jeden Tag. Mit Löw komme ich nur für die Nationalmannschaft zusammen. Deshalb wäre es nicht richtig, die beiden miteinander zu vergleichen. Aber beide vertrauen mir. Mo urinho ist ein Trainer, der viele Pokale gewonnen hat. Wenn sie mich fragen, sind sich beide in diesem Punkt ähnlich. "
Özil: "Ab und zu schaue ich mir das an. Vor allem verpasse kein Derbys. Aber momentan bleibt nicht viel Zeit, da ich Spanisch lerne und trainiere. Außerdem finden oft unsere Spiele und die der türkischen Vereine zur gleichen Zeit statt."
Für welche türkische Mannschaft bist du?
Özil: "Ich favorisiere keine Mannschaft. Aber wenn eine türkischer Club sagen wir mal gegen einen englischen Club spielt, dann bin ich natürlich für die türkische Mannschaft."
Özil: "Nehmen wir mal an Galatasaray spielt gegen Fenerbahce. Wenn Fenerbahce gewinnt, dann ärgere ich meine Freunde, die für Galatasaray sind. Gewinnt Galatasaray, dann werden meine Fenerbahce-Fan-Freunde geärgert."
Özil: "Ich habe Kontakt zu Nuri Sahin und den Altintop-Brüdern. Außerdem spreche ich oft mit ehemaligen Kollegen von Bremen."
Özil: "Ich finde Emre Belözoglu gut. Vor dem Spiel Türkei-Deutschland haben wir miteinander gesprochen und uns gegenseitig viel Erfolg gewünscht."
Özil: "Sergen Yalcin war mein Favorit. Er hatte eine perfekte Rechte und schoss perfekte Freistöße. Er hat bei allen großen Clubs mitgespielt: Fenerbahce, Besiktas, Trabzonspor - sogar bei Sekerspor.
Özil: "Ihn finde ich auch sehr gut. Er hat eine gute Technik."
Özil: "Nuri Sahin, er spielt eine sehr gute Saison. Auch Arda, die Altintops, Emre. All diese Spieler könnten mitspielen. "
Özil: "Jeder Fußballer möchte Tore schießen. Ich wollte bei diesem Spiel ein Tor schießen und habe es auch gemacht. Aber, es stimmt, ich konnte mich nicht freuen?
Özil: "Ich bin in Deutschland geboren und aufgewachsen. Ich habe in Deutschland gelebt. Ich habe in allen deutschen Jugend-Nationalmannschaften mitgespielt. Ehrlich gesagt, habe ich erwartet, dass ich in die Nationalmannschaft aufgenommen werde. Und Löw hat mich gerufen. Ich bin ausgeflippt vor Freude. "
Özil: "Ich habe gelernt, dass man im Fußball zu nichts Nein sagen sollte. Ich habe erstmal den Vertrag für sechs Jahre unterschrieben. Was nach den sechs Jahren passieren wird, weiß ich nicht."
Özil: "Zu diesem Thema sage ich nichts."
Özil: "Meine Onkel berichten mir und ich höre es auch aus anderen Ecken: Die Türken sind stolz auf dich und unterstützen dich. Ich danke der türkischen Bevölkerung dafür und erweise den Älteren meinen Respekt. Ich danke ihnen allen von ganzem Herzen. Ich tue alles, um ihrer würdig zu sein."
Özil: "Er wirkt von Außen distanziert oder kühl. Aber er ist ein herzlicher Mensch. Als ich zur Mannschaft kam, hat er mir sehr geholfen. Mit einem Wort, er ist ein Super-Typ. Er trainiert auch viel."
Özil: "Ab und zu sehen wir uns. Er schreibt mir oft nach Länderspielen. Und wenn ich ein Tor geschossen habe, dann gratuliert er mir immer.
Özil: "Wegen seiner Verletzung haben wir nicht viel Zeit miteinander verbracht. Er trainiert oft getrennt von uns."
Mesut betritt immer mit dem rechten Fuß das Feld
Özil: "Ich gehe meist nachts um 12 schlafen und stehe in der Regel um 9 Uhr morgens auf. Aber wenn ich sehr müde bin schlafe ich auch früher. Außerdem mache ich zwei bis dreimal in der Woche einen Mittagsschlaf."
Özil: "Die Medien sind überall gleich, mal gut, mal schlecht. Ich achte nicht so sehr auf die Kritiken, da ich mich auf den Fußball konzentriere.
Özil: "Ja ich habe alle Recep-Ivedik-Filme gesehen. Und auch der Film "Kutsal Damacana" hat mir sehr gut gefallen."
Özil: "Meistens schaue ich Fernsehen. In meiner jetzigen Wohnung empfange ich türkische und deutsche Sender. Die schaue ich mir an.
Özil: "Ich betrete das Feld auf jeden Fall mit meinem rechten Fuß. Dann habe ich noch eine Kette, die mir mein Vater geschenkt hat. Das halte ich in der Hand.
Özil: "Wenn die Hymne gespielt wird, bete ich."
Özil: "Sie regt sich immer über die gegnerische Mannschaft auf, wenn man mich fault. Sie kommt zu den meisten Spielen mit und schaut sie sich von der Tribüne an. Aber sie bleibt ruhig."
Özil: "Tarkan, Ismail Y.K., Ibrahim Tatlises und Mustafa Sandal höre ich gerne. Ich habe sogar im Auto eine Mix-CD mit den Songs dieser Künstler."
Ziele: Gesund, glücklich und noch besser sein
Özil: "Nein. Jeder weiß um seine Verantwortung und um seine Person."
Özil: "Eine Nacht vor einem Spiel schlafen wir im Hotel. Wir essen gemeinsam und unser Trainer spricht über das Spiel."
Özil: "Ich bin stolz auf diesen Preis. Als ich bei der Weltmeisterschaft ein Tor geschossen habe, haben sich deutsche und türkische Fans gemeinsam gefreut. Deutsche und türkische Fahnen wurden gemeinsam hoch gehalten. Das hat mi ch sehr gefreut. Ich wollte und will den Menschen ein Vorbild sein."
Özil: "Gesund sein, noch besser werden und glücklich sein.
Özil: "Ich bin ein paar Minuten früher in die Umkleide, dann bin ich mit dem Mannschaftsarzt in den Untersuchungsraum gegangen. Währenddessen kam wohl Angela Merkel rein und hat der Mannschaft gratuliert. Ich hatte mein Trikot-Shirt ausgezogen. Als ich aus dem Untersuchungsraum kam, sah ich Frau Merkel. Das hat mich sehr überrascht."
Özil: "Diese s Derby war anders. Die Atmosphäre war sehr interessant.
Özil: "Das ist eine Weltstadt. Es gibt hier die türkische und die deutsche Küche. Meistens bin ich mit Khedira unterwegs. Manchmal geht die komplette Mannschaft essen. "
Özil: "Ab und zu kommt er vorbei. Wenn wir gewinnen, schüttelt er uns die Hand und sagt: Ihr habt gut gespielt."
Mehmet ARSLAN / MADRID