Güncelleme Tarihi:
Sistematik olarak her Pazartesi günü düzenlenen bu ayinlere ağırlıklı olarak rejim karşıtları katıldı.
İlk kez 4 Eylül 1989 tarihinde de Leipzig’de Doğu Almanya halkı özgürlük için yollara düştü.
Ellerinde “Özgür insanlarla dünyaya açık bir ülke” yazılı dev bir pankart taşıyan özgürlük tutkunu insanlar, totaliter rejime karşı protesto gösterisi düzenledi.
Daha sonraki haftalarda bu gösteriler geleneksel hale geldi.
Her hafta Pazartesi günü Leipzig’de özgürlük gösterileri düzenlendi.
Katılımcıların sayısı da her geçen hafta arttı.
Özgürlük gösterileri zamanla diğer kentlere de taştı.
Dresden’de, Halle’de, Magdeburg’da, Karl Marx Stadt’ta, Rostock’ta, Schwerin’de özgürlük gösterileri yapıldı.
“Halk biziz” sloganıyla yollara düşen insanlar, zamanla “Biz bir halkız” sloganı atmaya başladılar.
Nitekim de dedikleri oldu.
¡¡¡
9 Kasım 1989 tarihinde Almanya’yı Almanya’dan, Almanları Almanlardan ayıran Utanç Duvarları yıkıldı ve 3 Ekim 1990 tarihinde de iki Almanya resmen birleşti.
Utanç Duvarları yıkılalı 25 yıl oldu.
Ama Leipzig’de başlayan geleneksel Pazartesi gösterileri, yani özgürlük gösterileri zihinlerden hiç silinmedi.
İşte bugünlerde Almanya’da çakma protesto gösterileri düzenlenmeye başlandı.
Kendilerine Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatanperver Avrupalılar (Pegida) ismini veren aşırı sağcılar öncülüğünde eski Doğu Almanya sınırları içinde kalan Dresden kentinde Ekim ayından beri her Pazartesi günü düşmanlık gösterileri düzenlemekte.
Hem de özgürlük tutkunu insanların 25 yıl önceki “Halk biziz” sloganını istismar ederek.
Başı aşırı sağcılar çekiyor.
Çoğu neonazi.
Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti İçişleri Bakanı Ralf Jaeger’in de dediği gibi takım elbiseli naziler.
Ama sayıları her geçen gün artmakta.
Suriye’den, Irak’tan ve başka ülkelerden sığınmacı gelmesine karşı olan konu komşu da katılıyor bu düşmanlık gösterileri’ne.
Dresden’de başlatılan bu düşmanlık gösterileri diğer kentlere de taşmaya başladı.
Chemnitz, Kassel, Bonn, Darmstadt, Düsseldorf gibi kentlerde de Pegida yandaşları sokaklara döküldü.
Bu tedirgin edici bir durum.
Tehlikeli de.
¡¡¡
Almanya’nın de yer aldığı Avrupa Birliği’nin (AB) nüfusu 507 milyon 420 bini aşmaktadır.
AB’de yaşayan Müslüman sayısı ise 14 milyon civarındadır.
Yani Müslümanlar toplam nüfusunun ancak yüzde 3.5’ini oluşturmaktadır.
81 milyon nüfuslu Almanya’da Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre 4.3 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır.
Yani ülkede yaşayan Müslümanların oranı yüzde 5 civarındadır.
Dresden’de yaşayan Müslümanların oranı ise kentteki toplam nüfusun yüzde 2’sini bile geçmemektedir.
Bu rakamlar ışığında Avrupa’nın, Batı’nın İslamlaşması mümkün değildir.
Hatta böyle bir iddia tamamen gülünçtür bile.
Kaldı ki, Almanya’da ve diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslümanların çok çok büyük bir bölümü yaşadıkları ülkelerin vatandaşıdır.
Bu ülkelerde yaşayan Müslümanlar, Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristlerinin de diğer aşırı İslamcıların da giriştikleri terör eylemlerini de şeriat devleti ideolojisini de kesinlikle benimsememektedir.
Diğer ülkelerde yaşayan Hıristiyan veya başka dinden azınlıkların haklarının verilmesi için mücadele eden sağduyulu Almanlar ve diğer Avrupalılar, kendi içlerinde yaşayan Müslümanların din özgürlüğü için harekete geçmelidir.
Geç kalınmadan...