Güncelleme Tarihi:
GÖRÜCÜ usulüyle evlendirilen 1972 Adana doğumlu kolej mezunu Aylin Korkmaz 6 yaşındayken babasını trafik kazasında kaybetti, 4 kardeşine anne ve babalık yapan annesi Gülay Gürelen(56) Adana'da çocuklarını okutmaya çalıştı.
Aylin Korkmaz, Adana'da koleji okuduktan sonra 1991 yılında Eskişehir Üniversitesi İktisat Bölümü'ne kaydoldu. Aylinin hedefleri arasında iyi bir hukukçu veya tercüman olmak vardı. Sınav hazırlıkları için Eskişehirden memleketi Adanaya geri dönen Aylin beklemediği bir sürprizle karşılaştı. Kolej yıllarında okurken eşi Mehmet Korkmazın dayısı Aylinin okul servis şöförüydü.
Dayısının tavsiyesi üzerine Korkmaz Ailesi Aylin'i Mehmet Korkmaza istemeye gittiler. Görücü usulüyle üç ay içinde nişan ve düğün yapılıp Aylin Almanya'nın Rastatt kentine yerleşti.
Sıkıntılar başladı
Haziran 1991'de Almanyaya gelen Aylin, evlililiği hakkında doğru karar verdiğini düşünüyordu. Ancak sadece eğitimini düşünen Aylin, meslek öğrnerek hem kendini geliştirmek hem de ailesine destek olmak istiyordu. Başlangıçta eşi Mehmet Korkmaz, Aylinin eğitimine destek oldu, teşvik etti, engel çıkarmadı. Ancak ekonomik olanaksızlıklar yüzünden Aylin eğitimine devam edemedi, fakat bu sırada Almanca öğrendi. Aylin artık bundan sonra dünyaya getirdiği üç çocuğunun istikbaline önem verdiğini anlattı. Aylin, "Ben küçük yaşta babamı kaybettim. Halen bu acıyı içimde yaşıyorum. Çocuklar anne ve babalarıyla büyümeli. Bütün çektiğim acılara rağmen çocuklarıma babalarını hiçbir zaman kötülemedim. Çünkü, o kişi çocuklarımın babasıdır ve çocuklarım babasız kalmasın istedim" dedi.
Şiddet önce tokatla başladı
Aylin Korkmaz, aile içi şiddetin nasıl başladığı konusunda şunları söyledi:
"Evliliğimizin ilk aylarında hayatım kabus oldu ufak tefek basit nedenlerden eşim bana tokat atmaya, hakaret etmeye başladı. Artık tahammül edemiyordum ama hep çocuklarımı düşünerek değişir diye ümitlendim. Kocam beni dövdükten sonra hem pişmanlık duyuyor, hüngür hüngür ağlıyor hatasını düzeltmek için bana pahalı hediyeler alarak hatasını affettirmeye çalışıyordu. Dayaktan sonra seni sevdiğim için dövdüm seni sevmeseydim elimi dahi sana sürmezdim diyen Mehmet Korkmazın bu sözleri sadece bir psikopata ait olabilirdi."
Aylin, her dayaktan sonra gönlünü almaya çalışan kocasına inandığını, 'benim namusumu koruyor, artık bu benim kaderim. Yüce Tanrı böyle istedi. Çocuklarımı da gözümün önüne getirerek bu acılara katlanıyor" diye düşündüğünü söyledi.
Alman eşine de dayak atmış
Almanyaya 1978 yılında iltica eden Urfa asıllı Mehmet Korkmaz bir Alman kadınla 1981 yılında evlendiğini Aylin ve ailesinden gizlemişti. Yapılan evlilikle oturma izni alan Mehmet Korkmaz, artık Almanyada rahattı. Alman kadından Yasemin (21) isminde bir kız çocuğu olan Mehmet, aynı şiddeti Alman'a da uyguladığı için eşi boşanma davası açarak 1985 yılında bir celsede boşandılar.
Hürriyet muhabirine yaşadıklarını tek tek anlatan Aylin, "Türkiye'de aile çok önemlidir, boşanmış, eşinden ayrılmış kadınlar alt tabaka olarak görülür. Boşanmış kadınların kendi aileleri tarafından bile dışlanarak toplumda yer bulmaları çok zordur. Evli kadınların daha çok sayıldıklarını söyleyen Aylin boşanmış, ayrı yaşayanlara kötü bakılır. Türkiyede her şey artık her gün daha iyiye gitse de, bizim neslimizde boşanmış kadınlar için Allah'ın takdiri, Allah böyle istedi denilir. Eşimden ayrıldıktan sonra bile oturduğum kentteki Türkler bile benimle konuşmaz oldu. Herkes kocasından bu kadar dayak yediyse muhakkak hak etmiştir bir nedeni vardır denilir veya düşünülür" diye konuştu.
Toplum olarak susmayalım
Aylin, sadece kendisine uygulanan şiddeti değil, şiddetten hayatını kaybedenler içinde sesini yükselttiğini belirterek, "Yaşadıklarım herkese ibret olsun. Ben özgürlüğümün bedelini bedenimle ödedim. Yüzüm, bedenim bıçak darbeleriyle dolu. 250'den fazla dikiş var. Yaralar zor kaptıldı. Aile içi şiddete son verilmeli. Herkes duyarlı olmalı ve şiddete uğrayanlar sessizliğini bozmalı. Toplum tepki göstermelidir" dedi.
Ölüm tehdidi başladı
Aylin, kocası tarafından ilk defa ölümle tehdit edilince çok korktuğunu belirterek, "Bir kez otobanda arabayı başka araçların üzerine sürerek seni öldüreceğim demişti. Çok korktum. Evliliğimizin başından beri şiddet hiç eksik olmadı. 1998 yılında mutfakta elinde baltayı havaya kaldırarak 'seni öldüreceğim' diye bağırmıştı. O anki refleksimle küçük kızım Zeynep'i ayaklarımın arasında hissettim. Gürültüden yataktan kalkıp yanıma gelmiş olmalı. Hemen kızımı havaya kaldırarak siper ettim. Gözü dönmüş ve vahşileşen kocam Mehmet, baltayı elinden ancak o zaman indirdi. Yine pişmanlık duyduğunu söyleyen ve ağlamaya başlayan Mehmet artık beni çok korkuttu" dedi.
Çocukları ile Türkiye'ye gitti
Baltayla tehditten sonra kocasına çocuklarıyla Türkiyeye gitmek istediğini söyleyince, kendisini annesi ve kardeşlerinin yanına gönderdiğini ifade eden Aylin Korkmaz, şunları söyledi:
"Sekiz ay Türkiye'de kaldım. Ailem Mehmetten boşanmamı istedi. Buna rağmen boşanmayı çocuklarımı babasız bırakmayı hiç düşünmedim. Acılarımı unutmaya çalışarak üç çocuğumu Zeynep, Metin ve Pınarı Adana'da okula yazdırdım. Ben de Adana havaalanında dışhatlarda yer hostesi olarak çalışmaya başladım. Eşimin yaşlı babası(80) bana gelip 'Artık Mehmet bir daha sizi üzmeyecek yaptıklarından çok pişman. Tekrar Almanyaya geri dön' dedi. Türkiye'de kaldığımız 8 ay içinde çocuklarını bile aramayan Mehmet nasıl geçindiğimizi de hiç merak etmedi."
Yeniden Almanyaya döndü
Kayınpederinin ricası üzerine Almanyadaki kocasının yanına döndüğünü anlatan Aylin Korkmaz, ancak değişen pek bir şeyin olmadığını, şiddetin devam ettiğini belirterek, "Bu sefer 2003 yılının şubat ayında pizza dükkanında, bir Alman karı-koca kocama iltifatta bulundu ve benim için ne hoş bir bayan dedi. Bu sözden gurur duyacağına Mehmet adamı döverek kulak zarını patlattı. Alman'ı dövdükten sonra dükkan içinde onca insanın gözü önünde beni de dövdü. Kimse de Mehmet'i o an sakinleştiremedi" dedi.
Hakkını aramaya başladı
Şiddete maruz kaldığı için toplumdan utandığını ve bu yüzden Almanya'daki haklarını aramaya başladığına işaret eden Aylin Korkmaz, "Evliliğimiz böyle devam edemezdi. 2003 yılının şubat ayında boşanma davası açtım ve aynı yılın ekim ayında boşandım. Evimi değiştirdim, aynı işyerinde vardiya çalıştığımız ve çocuklar için tekrar 2005 yılında eski evime geri döndüm. Bu sefer 'Çok çalışıyorsun' deyip ekonomik özgürlüğümün farkına varıp beni eleştirirdi ve konuştuğum tüm kişileri kötüleyerek beni yalnızlığa itti. Kitap okumama bile karşı gelmeye başlayan kocamı mutlu etmek için taviz veriyordum" diye konuştu.
Gençlik dairesine şikayet
Kocası Mehmet'ın bu kez çocuklarına iyi bakmadığı gerekçesiyle kendisini gençlik dairesine şikayet ettiğini söyleyen Aylin Korkmaz, "Evde bütün sevdiğim eşyalarımı elimden aldı. Mehmetin bu yaptıkları artık bardağı taşıran son damla oldu. Durumu polise bildirdim. Eve gelen polislerin yanında bana 'Senin kafanı keseceğim' diyerek tehdit etti. Bu sözlere aldırış etmeyen polisler bana dönüp 'Erkekler sinirlenince hep öyle derler' dediler. Polisler artık Mehmetin eve ayak basmasını yasakladı. Polisin bu lakayıt davranışından sonra, Almanya'nın insanların birçok hakkının bulunduğu, ama bu hakların en az korunduğu bir ülke olduğunu anladım" diye konuştu.
Öldüresiye saldırdı
Tarih 21 Kasım 2007. Aylin kasiyer olarak çalıştığı Baden-Baden otoban tesislerinde saat 18.00-19.00 arasında dinlenme odasına gitti. Birden Mehmet'in odaya girdiğini ve kapıyı üzerinden kilitleyip Aylin'e ekmek bıçağıyla ilk darbeyi boynuna sapladı. Aylin, çığlıklar içinde yere yıkıldı. Aylin'i öldürmek için defalarca bıçaklayan Mehmet, Aylinin bedeninde 40 bıçak darbesi 26'sı derin kesik, 18'i boyun ve yüz kısmında bulunuyor. Kulak, yüz, karın, kasık, boyun, kol ve göğüs kısımlarındaki yaralar, Aylin'in yadaşığı şiddetin boyutlarını gösteriyor.
Aylinin çığlıklarına koşan çalışanlar ve müşteriler kapıyı kırmaya çalışırken Mehmet kapıyı açarak elinde bıçakla kurtarmak isteyenlerin üzerine yürüdü. Tekrar dinlenme odasına girip kapıyı kilitleyen Mehmet, Aylin'i bıçaklamaya devam etti.
Aylin, "Herkes beni öldü zanetti. Küçük dinlenme odası kan gölüne döndü. Ambulans bile çağrılmadı. Olay yerine derhal polis istendi. Polisin gelmesiyle Mehmetin elleri kelepçe vuruldu. Polis benim elimin hareket ettiğini görünce hemen 'Doktor çağırın, yaşıyor. O an yaşadığımı anlayan Mehmet, beni öldüremediği için kafasını duvara vurmaya başlamış" dedi.
Doktorlar yaşamaz dedi
Baden-Baden hastanesinden sonra Karlsruhe'deki hastanelerde üç hafta yoğun bakım altına alınan ve tedavi gören Aylin Korkmaz için doktorlar yaşama şansı tanımadı. Doktorlar, "Belki yüzde 30 hayata kalma şansı var" demişler. Sekiz saat süren ameliyatta, yüz derisi tamamen açıldığı için 250 dikişle deriler birbirine tutturuldu. Acil servis doktorları bile ilk defa böyle bir olayla karşı karşıyayız. Bir insan, bir insana bunu nasıl yapabilir. Hastanede kaldığı sürece durumun ciddiyetini bilmeyen Aylin, sağlık personelin, hemşirelerin duvardaki Haç işaretine arkalarını dönerek dua ettiğini, ağladıkların farkına varınca durumun ağır olduğunu anladığını söyledi.
Çocuklarını evlatlık almak istediler
Alman gazetelerinde çıkan haberlerde ve doktor raporlarında kendisi için "Komadan çıkamaz" denilince durumunu çocuklarına anlattıklarını ifade eden Aylin Korkmaz, "Üç çocuğum da gençlik dairesi bakıma almış. Haberleri okuyan Alman aileler çocuklarımı evlatlık almak için gençlik dairesinin kapısını aşındırdıklarını ve çocuklarıma birçok ailenin talip olduğunu öğrendim. Çocuklarımdan ilk defa üç hafta ayrı kaldık. İlk ziyaretime Pınar (15) sonra Metin (13), Zeynep(11) hepsi geldiler. B