Güncelleme Tarihi:
Günay P. ile evli 2 çocuk babası mobilyacı Hasan Ercihan P., 1990 yılında aynı yerde çalışan Beyhan B. ile aşk yaşamaya başladı. Eşiyle aralarında sorunlar olduğunu ve boşanacağını söyleyen işadamı Hasan Ercihan P., iddiaya göre evlenme vaadinde bulunduğu Beyhan B. ile birlikte oldu. Genç kadın hamile kaldı. Ancak işadamı eşinden boşanmayınca ikili ayrıldı. Dünyaya getirdiği ve D. adını verdiği kızını kendi üzerine kaydettiren Beyhan B., kızı 3 yaşına gelince işadamına babalık davası açtı. Mahkemede aralarındaki ilişkiyi kabul eden işadamı Hasan Ercihan P., çocuğun kendisinden olduğunu da inkar etmedi.
Mahkeme, çocuğun annesinin nüfusunda kalmasına, babalık hanesine istediği bir ismi yazabilmesine, babasından miras hakkının ise olmadığına karar verdi.
22 yaşına gelen D.B., 2013 yılında avukatı aracılığıyla, 2002 yılında yürürlüğe giren, Medeni Kanun’da yapılan değişiklikle ’tabi babalığın’ kaldırıldığını, yerine maddi sonuçlarıyla babalığı içeren tek bir babalığın getirildiğini, kendisine maddi ve manevi anlamda yarar sağlayan bu yasadan faydalandırılmasını isteyerek dava açtı.
İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, D.B.’nin talebini yerinde görüp, babası Hasan Ercihan P.’nin nüfusuna kayıt edilmesine ve B. olan soyadının P. olarak değiştirilmesine karar verdi. Genç kız ayrıca aylık 2 bin 500 liralık nafaka davasını da kazandı. D.P.’nin nüfusuna geçtiği ve miras haklarından faydalandığı babası Hasan Ercihan P., 6 ay önce yaşamını yitirdi.
200 BİN LİRALIK TAZMİNAT
İki çocuk annesi Günay P., 40 yıl evli kaldığı eşi Hasan Ercihan P.’nin ölümünün üzerinden bir ay geçmeden eve eşi adına, yasak ilişkiden doğan kızı D.P.’nin, ’Babalığın benimsenmemesi’ nedeniyle 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı manevi tazminat davasının çağrı kağıdı gelince yıkıldı.
Kanser hastası olan Günay P., eşinin yasak aşk sonucu bir çocuğunun olduğunu bu yolla öğrendi. Günay P., ölen eşi Hasan Ercihan P. ile yasak aşk yaşayıp çocuk sahibi olan Beyhan B.’ye karşı ’kişisel haklarını zedelediği’ gerekçesiyle, avukatı Kübra Türkoğlu aracılığıyla, 200 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Günay P., avukatı aracılığıyla mahkemeye verdiği dava dilekçesinde şöyle dedi:
"Eşimin bu yasak ilişkisini çocuklarım bile biliyormuş. Bana hastalığım daha fazla nüksetmesin diye söylememişler. Ben eşimin yasak aşk sonucu bir çocuğu olduğunu ölümünden bir ay sonra mahkemeden eve gelen yazıyla öğrendim. Bunlar yetmezmiş gibi bir de yasak ilişkiden doğan kızın açtığı miras davasıyla ilgili haberler de gazetelere yansıdı. Yasak aşktan doğan kızının, eşimin soyadı ile miras hakkından pay alması beni daha da üzdü. Bu haberleri görünce bir kez daha yıkıldım. Kendi öz çocuklarım açısından bile acınası bir hale geldim. 40 yıllık eşimin böyle bir ilişkiyi yaşadığını, benim dışımda herkesin bilmesi yüzünden sokağa çıkamaz hale geldim. Kanser rahatsızlığım bu olayları öğrendikten sonra daha da nüksetti. Bir yandan hastalık, bir yandan da manevi acı ile boğuşmak zorunda kaldım. Davalı, ölen eşimin evli olduğunu bilerek, kendisini baştan çıkartıp, çocuk sahibi olmuştur. İlişkisini de yıllarca sürdürmüştür. Eşim kendisinden uzaklaşmak istemesine rağmen, davalı kendisinin ve kızının fotoğraflarını, acındırıcı nitelikte sözler içeren kağıtlar yollamıştır. Bunlar hep eşimin kişisel kasasında çıktı. Bunları görünce acım bir kat daha arttı. Davalı ve kızı tarafından kendisine davalar açılması eşimin ölüm sürecini hızlandırmıştır."
Avukat Kübra Türkoğlu, kişisel hakları ihlal edilen, bulunduğu çevreden soyutlanmak zorunda kalan ve hastalıkları nüksederek yaşam mücadelesi veren müvekkilinin çekmiş olduğu ıstırabı bir nebze olsun azaltabilmek amacıyla, kasten harekette bulunan davalı Beyhan B.’ye, karşı ’kişisel haklarını zedelediği’ iddiasıyla, 200 bin liralık manevi tazminat istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açmak zorunda kaldıklarını belirtti. Beyhan B.’nin, dava dosyasına henüz bir cevap vermediği belirtildi.