Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'NIN Aşağı Saksonya'nın Lingen Cezaevi'nde tutuklu olan İhsan Öner'in 7 yıllık hapis cezasının üçteikilik bölümünü çektikten sonra Alman ceza hukukunda normal bir prosedür olan kalan cezasının tecil edilmesi talebi ırkçılık kokan gerekçeyle reddedildi.
Mahkeme hazırlanan bilirkişi raporunda Öner'in ”Bağlı olduğu dogmatik Osmanlı kültür kökeninden kaynaklanan tehlikeli kişilik yapısı” öne sürülmesi üzerine tecil talebini geri çevirdi.
SKANDAL RAPOR
Oldenburg'da ikamet eden evli üç çocuk babası İhsan Öner, 2002'de asıl mesleği olan oto tamirciliğini bırakarak dükkan açtı. 2005 yılında kendisine 4 bin Euro borcu olan sabıkalı bir Alman'dan parasını almak için dolandırıcıyı silahla tehdit eden ancak daha sonra pişmanlık duyarak polise teslim olan Öner, Aralık 2005'de “adam kaçırma ve rehin alma” suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu tarihten beri aralıksız cezaevinde olan Öner, cezalarının üçte ikisi çeken mahkumlara tanınan cezanın tecil edilmesi hakkından faydalanmak için mahkemeye başvurdu. Mahkeme prosedür gereği bir bilirkişi görevlendirerek Öner'in gelecekte de toplum için tehlike teşkil edip etmediği konusunda rapor hazırlamasını istedi. Skandal burada başladı. Raporu yazan uzman;
“Bağlı olduğunu dogmatik Osmanlı kültür kökeninden kaynaklanan tehlikeli kişiliği” bulunduğuna kanat getirerek Öner için olumsuz rapor verdi.
ÖNER: PSİKOLOJİM BOZULDU
Bulunduğu Lingen Cezaevi'nden telefonla Hürriyet'in sorularını yanıtlayan Öner, “Raporu okuyunca şoke oldum. Alman mahkumlar da cezasının üçte ikisini çektikten sonra dilekçe veriyor. Onların da çok ender de olsa tecil talepleri reddedilebiliyor. Ama hiç birinde 'bağlı olduğu Alman kültüründen kaynaklanan tehlikeden' bahsedilmiyor. Edilemezde. Bu bir skandal olur. Bir insan hangi suçu işlerse işlesin bunun nedeni nasıl etnik kökeni olabilir? Alman mahkumların talepleri geri çevrildiğinde 'agresif kişilik', 'uyuşturucu bağımlılığı' ve 'bozuk aile düzeni' gerekçe gösterilirken bende etnik kökenimin gerekçe gösterilmesini ırkçılık olarak görüyorum. Onların mantığına göre 'Osmanlı kökenden olmak başlı başına toplum için tehlikeyse, hepimizi içeri atsınlar. Bir insanın tehlikeli olup olmadığı ne zamandan beri etnik kökeni veya kültürüyle ölçülüyor? Hem 'Osmanlı' ne demek? Ben Türkiye vatandaşıyım” dedi.
CEZAEVİNDEYKEN DIŞARIDA SUÇ İŞLEMİŞ
Öner'in mağdur olduğunu ikinci bir skandal ise, Öner cezaevindeyken Oldenburg'da işlenen bir hırsızlıkla suçlaması oldu. 2005 yılından beri aralıksız cezaevinde olan Öner'in ailesinin yaşadığı Oldenburg'daki evine polis 30 Kasım 2011'de tebligat gönderdi. Tebligatta 27 Ağustos 2011'de Oldenburg'da Paradewall caddesinde bir kişinin cüzdanını çalmakla suçlanan ve ifadeye çağrılan Öner, cezaevi yönetiminden aldığı ve 29 Aralık 2005'den beni kesintisiz cezaevinde olduğu belgeleyen yazıyı polise gönderdi.
AVUKAT ZERAN: TAM ANLAMIYLA BİR HUKUK SKANDALI
Hamburglu avukat Ünal Zeran, söz konusu raporu inceledikten sonra yaptığı yorumda mahkemelere sunulan bilirkişi raporlarının bilimsel olması gerekliliğine dikkat çekerek,
“Etnik köken ve suç eğilimi arasında bağlantı kurmak bilimsellikten çok uzak. Bu tip şeyleri ancak Sarrazin gibilerin yazdıkları popülist kitaplarında bulabilirsiniz. Bunların adalette yeri yok. Bir yargı sürecinde bilirkişilik altında ırkçı bir zihniyetin yayılması endişe verici, daha korkunç olanı yargıcın bu bilirkişi uyaracağı yerde ırkçı söylemlerini kararına gerekçe göstermesi. Kelimenin tam anlamıyla bu bir skandaldır. Çünkü herhanginin bir kendini bilmezin bir söylem değil, adalette cereyan eden bir durum. 'Dogmatik Osmanlı kültür yapısından” dolayı tehlikeli olduğu ifadesinin Hiçbir bilimselliği yok. Doğma değişmeyen bir algıdır. Genel bir yorumla bir toplum ve bir kültür karalanıyor ve buna bilim kılıfı takılıyor. Tarafsız bir bilirkişi bunu asla yapmaz. Kişinin özgeçmişi, aile yapısı, sosyal konumu ve karakteri önemli. Yoksa Hitler sonrası bütün Almanlar tehlikeli diye bilimsel bir tespit görülmüş müdür?” dedi.