Osmanlı’dan BM’nin zirvesine

Güncelleme Tarihi:

Osmanlı’dan BM’nin zirvesine
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2014 10:05

BM’nin zirvesine Modern Türkiye’nin ilk uluslararası kadın ressamı Fahrünnisa Zeid’in ikinci eşi Irak ve Ürdün Prensi Zeid ileyaptığı evliliğinden dünyaya gelen torunu Prens Zeid, BM İnsan Hakları Komiserliği’ne atandıktan sonraTürk basınından ilk söyleşisini Hürriyet ile yaptı. Osmanlı’ya karşı ayaklanan Mekke Şerifi Hüseyin’insoyundan gelen Prens Zeid (50), Türkiye sevgisini, “İçimizdeki bir sonsuzluk” diye tarif ediyor.

Haberin Devamı

HAŞİMİ Hanedanlığı’na gelin giden 20’nci yüzyılın en önemli Türk ressamlarından Fahrünnisa Zeid’in torunu Prens Zeid Ra’ad El Hüseyin (50), eylül ayında dünya genelinde insan hakları konusunda en yüksek otoritelerden biri olan BM İnsan Hakları Konseyi Yüksek Komiserliği görevine başladıktan sonra Türk basınından ilk röportajını Hürriyet’e verdi. Ailesini ve Türkiye ile bağlarını anlatan Prens Zeid, İstanbul’da doğup yetişen dedelerinin İngiliz ajanı Lawrence’ın kışkırtmasıyla Osmanlı’ya karşı ayaklanmasına rağmen, Türkiye sevgisini “İçimizdeki sonsuzluk” diye tarif ediyor.

Prens Zeid ile New York’taki BM Genel Merkezi’nde ofisinde konuştuk:

-Arap ayaklanmasında Türklere karşı başkaldıran büyükbaban Prens Zeid, nasıl oldu da Şakir Paşa Ailesi’nin çılgın kızı, evli ve 2 çocuk annesi Fahrünnisa ile evlenip uyum sağladı?

Unutma, dedemin büyük büyükbabası Tanzimat döneminin sadrazamı Mustafa Reşit Paşa’ydı. Ailemizde çok kuvvetli bir Osmanlı kuşağı var. Ağabeylerinin aksine İstanbul’un kozmopolit ortamını daha çok seviyordu. Evlenene kadar ömrünün büyük kısmını İstanbul ve Mekke arasında geçirmişti. Sonradan Türklere karşı ailesinin başını çektiği “Arap Ayaklanmasına” katıldı. İlginç olan, tüm bu “Arap Ayaklanması” terimi ve Osmanlıdaki gelişmeler çok karmaşık şeylerdi. Son dönemde bu konuyu daha fazla okumaya başladım. Büyükbabam, Atatürk’ün yeni Türkiye’yi kurması ile ağabeyi Kral Faisal tarafından Ankara’ya büyükelçi olarak atandı. Çünkü, hayatı boyunca Türk kültürü ve
diline uzun bir aşkı vardı.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde “Lawrance, Arap görünümlü bir İngilizdi. Şu anda ise ajanlar birer hain olarak halklarının içinden çıkıyor” diye konuştu. Hisleriniz nelerdir?

Yorum yapmam yersiz. Bu konuyu her yönü ile uzunca, daha kapsamlı konuşmak gerekiyor. Güvenlik Konseyi’ne başkanlık ettiğim sıralarda bu konudaki tarihi anıların çok önemli olduğunu ve ortak bir tarih hafızası yaratmanın önemini, iki tarafın da geçmişi ardında bırakabilmesi için gerekli olduğunu söylemiştim.

-Daha iyi nasıl değiştirebiliriz?

Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan’a danışmanlık yaptığım dönemde, BM Barış Gücü’nün Kongo’daki cinsel taciz olaylarını yerinde araştırıp bir rapor sunmamı istemişti. Orada farklı ülkelerden yaklaşık 600 kişilik bir barış gücü askeri vardı. Yetkililere sorduğumda, her ülkenin askerinin bir şekilde bu taciz olaylarına karıştığını ve yüz kızartıcı suç işlediğini söylediler. Askerlerin çok büyük işler başardıkları doğruydu. Ancak, ne yazık ki sorunsuz da hiçbir barış gücü harekatı olmadı. BM’ye raporu hazırlayıp sunarkan diğer ülkelerin askerlerini suçlayarak konuşmak benim için çok kolay olurdu. Oysa ben, sadece kendi ülkem Ürdünlü barış gücü askerlerinin suçlarını örnek gösterdim.

-Aile büyükleriniz İstanbul doğumlu. Bu bağlar nasıl devam etti?

Büyükbabam, babası ve kardeşleri ile birlikte Arap ayaklanmasını başlatmasına rağmen 2’nci Dünya Savaşı Büyükada’da geçirdiler. İçinde çok kuvvetli bir Türkiye bağı vardı. 30 yıl öncesine gittiğimde, Ürdün’de aile büyüklerimin ve üst kademedeki devlet yetkililerinin Türkçe konuştuklarını hatırlıyorum.

Haberin Devamı

-Büyükannen Fahrünnisa ile hatıralarınız nelerdir?

Son yıllarında Amman’da yaşıyordu. İtalya ve Büyükada’da birlikte geçirdiğimiz zamanları hatırlıyorum. Çok artistik bir kişiliği vardı. Ancak, kendisine resim yapmayı öğreten ağabeyi Cevad’ın babası Şakir Paşa’yı öldürmesinin onu çok derinden üzdüğü her halinden belliydi. Bir gün yattığı yerden resim yaparken, kolu ağrımaya başlayınca, üzerinde çalıştığı tabloya fırçasını vururken, benden kolunu tutup destek vermemi istemişti. Çok güçsüz kaldığı halde
çalışmaya devam ediyordu. Küçük yaşta tabloyu bitirmesine yardımcı olmuştum. Herşeyi saklardı. Mektupları, bir restorandaki peçeteyi, alışveriş fişlerini, herşeyi. Çok güzel el yazısı vardı. Olağanüstü bir aileden geliyordu.

- 20’nci yüzyıl Avrupa ve Ortadoğu’suna şahitlik yaptı.

Atatürk, Kraliçe Elizabeth ve Hitler ile yemekler yiyiyordu. Atatürk ile tanıştı. Defalarca birlikte yemekler yediler. Büyükbabam Berlin büyükelçisiyken gençliğinde Hitler ile tanışıp defalarca sohbet etme imkanı buldu. Savaştan
önce Londra’ya taşındıklarında buradaki bir sergisine Kraliçe Elizabeth geldi. Hatta New York’ta bile sergiler açtı. Türkiye’nin ilk uluslararası sanatçısıydı.

-Çok önemli bir kariyer noktasındasınız. Bundan sonra sizi nasıl bir görev bekliyor? BM Genel Sekreterliği?

Irak’a krallık gelirse bu koltuğa sizin oturacağınız idda ediliyor. Hayır. Bunu Wikipedia yazdı. Böyle bir pozisyon beklemiyorum. Şimdiki pozisyonumu bile beklemiyordum. Bana verilen bu önemli görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Hayat size nereye götürür bilemezsiniz.

Suriye ve Irak’a baktığınızda milyonlarca mülteci görüyoruz. Buraları atalarınız yönetti. Durum nasıl düzeltilir?

Büyükbabam Irak’ta darbe sonrasında 1958-1962 yılları arasında mülteci durumuna düştü. Ülkesi Irak’a gidemiyordu. Daha sonra yeğeni Kral Hüseyin onu Ürdün’e davet etti. Burada bir hayat kurdu. Bugün bölgedeki ülkeler mültecileri kendilerine birer değer olarak görmeli.

Haberin Devamı

Prens Zeid kimdir

-
Prens Zeid, 2’nci Abdülhamit devri sadrazamlarından Cevat Paşa’nın kardeşi tarihçi ve devlet adamı Şakir Paşa’nın kızı ünlü ressam Fahrünnisa Zeid’in torunudur.

Türkiye’nin uluslararası üne kavuşan ilk kadın ressamı olan Fahrünnisa Zeid, babası Şakir Paşa’yı öldürünce Bodrum’da sürgün edilen Halikarnas Balıkçısı yazar Cevat Şakir Kabaağaç ve gravür sanatçısı Aliye Berger’in kızkardeşidir.

-Fahrünnisa Zeid’in ilk evliliğini yaptığı İzzet Melih Devrim’den 2 çocuğu (ressam) Nejat Devrim ve (tiyatrocu) Şirin Devrim dünyaya geldi. İkinci evliliğini ise Irak Kralı 1’nci Faysal’ın kardeşi ve dönemin Irak Büyükelçisi Emir Zeid ile yaptı.

-Faysal ve Emir Zeid, Osmanlı’ya karşı ayaklanan Mekke Şerifi, Şerif Hüseyin’in oğullarıydı. Emir Zeid, daha sonra Irak’ın Berlin, Londra Büyükelçiliği’ni yaptı. Irak’taki darbenin ardından unvanını kaybeden Emir Zeid, mülteci durumuna düştükten sonra 4 yıl sonra yeğeni olan Ürdün Kralı Hüseyin tarafındna yeni ülkelerine davet edildi.

Fahrünnisa Hanım ile Prens Zeid’in evliliğinden Zeid’in babası ‘Emir Ra’ad’ dünyaya geldi. Ra’ad’ın Margaretha Lind ile evliliğinden ise Prens Zeid doğdu (1963).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!