Ortaklarda sığınmacı sancısı

�

GÜVENLİ ülke kategorisine giren ülke sayısının artırılması ve bu ülkelerden gelenlerin sığınma başvuruları sonuçlanıncaya kadar AB sınırları dışında oluşturulacak ‘Sığınmacı Merkezleri’nde tutulması, ancak başvuruları kabul edilenlere geçiş izni verilmesi ve reddedilenlerin derhal geri gönderilmesi yönünde karar alınması, hem Yeşiller’de hem de SPD’de sıkıntı yarattı.

Özellikle de 12 yaşından büyük çocuklu ailelerin de sığınma başvurularının ‘Sığınmacı Merkezleri’nde değerlendirilmesi bu süre boyunca orada nerdeyse ‘cezaevi koşullarında’ yaşamalarının öngörülmesi, insan hakları savunucusu Yeşiller Parti’lileri ve SPD’lileri küplere bindirdi.
Ve iki partinin hem kendi içlerinde hem de partiler arasında sıkıntı yarattı.

ÖZÜR MEKTUBU’NA KINAMA MEKTUBU
SPD’li Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in de desteğiyle Lüksemburg’da varılan uzlaşmaya, Yeşiller’li Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un da onay vermesi partide homurdanmalara yol açtı.
“Avrupa’nın insani sorumluluğu için kara bir gün” diyenler oldu.
“Bu Avrupa’nın ayıbıdır” diyenler de.
Annalena Baerbock, uzlaşmaya varılması için başka şans görmediğini içeren bir ‘özür mektubu’ yayınlasa da Yeşiller’den “Lüksemburg’da varılan uzlaşma Avrupa Parlamentosu’nun Strasbourg’da yapılacak oturumunda değiştirilmeli” sesleri yükseldi.
Yeşiller Eş Başkanı Ricarda Lang başta olmak üzere birçok parti arkadaşı “Bu uzlaşma Avrupa’nın da Yeşiller’in de temel değerleriyle bağdaşmıyor” görüşünü vurguladı.
Eş Başkanı Omid Nouripour’un “Bugünkü uzlaşmayı Avrupa’nın birlikte hareket etmesi için gerekli bir adım olarak değerlendiriyorum” açıklaması ise Yeşiller’in tabanını küplere bindirdi.
Yeşiller’in ‘Realos’ (Gerçekçiler) kanadından olan Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Britta Hasselmann uzlaşmayı savunurken, ‘Linke’ (Sol Kanat) mensubu Eş Başkan Katharina Dröge karşı çıktı.
700’e yakın Yeşiller’li üye parti yönetimine ortak bir ‘kınama mektubu’ yazdı.
Hatta üyelikten istifa edenler bile oldu.
Yani Yeşiller, sığınmacılar yüzünden kendi aralarında birbirlerine girdi.

TEPKİLER SPD’YE SIÇRADI
Ama bununla yetinilmedi.
Yeşiller’den hükümetin büyük ortağı SPD’ye de eleştiriler yağdı.
Ülkelerinde yaşanan iç savaşlardan hayatta kalabilmek için kaçan insanlara Avrupa’nın kapılarının kapatmasının “Avrupa’nın ayıbı” olduğunun altı çizilirken, SPD’nin bu ayıba destek vermesi kınandı.
Böyle bir yaklaşımın Almanya’nın en köklü partisi olan SPD’nin temel değerleriyle bağdaşmadığı hatırlatıldı.
Lüksemburg’da uzlaşmaya varılmasında etkin rol oynayan SPD’li Federal İçişleri ve Yurt Bakanı Nancy Faeser, uzlaşmayı ‘tarihi bir başarı’ olarak nitelerken, bazı sosyal demokratların bu görüşe kesinlikle katılmadığı ortaya çıktı.
SPD’nin gençlik teşkilatı ‘Jusos’ (Genç Sosyalistler) Lüksemburg’da varılan uzlaşmanın ‘utanç verici’ olduğunu açıkladılar.
‘Jusos’ Başkanı Jessica Rosenthal, Yunanistan’ın Moria ve Lesbos adalarında sığınmacıların hangi koşullarda yaşadıklarına tanık olunduğuna dikkati çekerken, AB sınırları dışında da benzer ‘Sığınmacı Merkezleri’ oluşturulması kararına isyan etti.
SPD’li genç politikacı, “Avrupa’nın göbeğinde girilmez kaleler oluşturulması utanç vericidir. Hayatta kalabilmek için Avrupa’ya sığınmak isteyen insanların izole edilmesi kararında sosyal demokratların da payının olması utanç vericidir. Bu durum bizi hayal kırıklığına uğrattı” diyerek partisi SPD’ye ağır eleştirilerde bulundu.
Jessica Rosenthal, sığınmacılara insan onuruyla bağdaşmayan şekilde davranılmasının savunulacak hiçbir yönü bulunmadığının altını çizerken, bu ayıba bir an önce son verilmesi çağrısında da bulundu.
*
Evet...
Sığınmacı politikası SPD ile Yeşiller’i birbirine düşürdüğü gibi kendi içlerinde de büyük tartışmalara neden oldu.