Güncelleme Tarihi:
16 yıllık iktidar döneminden sonra ana muhalefet sıralarında güçlenerek yeniden iktidara gelmeyi uman Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ise Scholz ve diğer ortaklarına eleştiri yağdırdı. CDU/CSU Federal Meclis Grup Başkanı Ralf Brinkhaus, koalisyon sözleşmesinde belirlenen hedeflerin nasıl finanse edileceğinin yer almadığına dikkati çekerken, “Finansmanı nereden sağlayacaksınız? Neyle ve nasıl finanse edeceksiniz? Parayı nereden bulacaksınız?” diye sordu. CDU Genel Sekreteri Paul Ziemiak da müstakbel ortakların seçim öncesi verdikleri sözlerin, bulundukları vaatlerin çok gerisinde kaldıklarını söyledi. CSU Grup Başkanı Alexander Dobrindt, liberal geçinen FDP’nin de desteğiyle Almanya’da ilk kez ‘sol bir hükümet’ oluştuğunu söyledi. Sol Parti Meclis Grup Başkanı Dietmar Bartsch da koalisyon sözleşmesinin daha ziyade ‘sarı imza’ (FDP) taşıdığını ileri sürerken, “Farklı alanlarda reformdan uzak bir program. Federal hükümet ilk kez yüzde 11.5’lik bir parti tarafından yönlendiriliyor” dedi. CDU/CSU’nun seçimlerde hezimete uğrayan başbakan adayı Armin Laschet ise Scholz’u tebrik etti. Özellikle de koalisyon görüşmelerinin dışarıya bir şeyler sızdırılmadan sürdürülmesini överken, Dijitalleşme Bakanlığı oluşturulmamasını ise eleştirdi.
PANDEMİYLE MÜCADELE
Olaf Scholz, yeni hükümetin en büyük ve en önemli görevinin koronavirüs salgınına karşı verilecek mücadelenin olduğunu söyledi. Hükümetin göreve başlamasını beklemeden uzmanların katılımıyla bir ‘Federal-Eyaletler Kriz Ekibi’ oluşturup gelişmelere göre yeni politikalar saptanmasını hedeflediklerini dile getirdi. Yeni kabinede Federal Dışişleri Bakanı olarak görev almasına kesin gözüyle bakılan Yeşiller Eş Başkanı Annalena Baerbock üçüncü doz aşının yaptırılması için ciddi bir kampanya sürdüreceklerini açıkladı. Baerbock, aşı mecburiyeti kapısını açık bırakırken, böyle bir uygulamaya gelişmeler ışığında karar verilmesi gerektiğini söyledi. FDP Lideri Christian Lindner de aşı mecburiyeti getirilmesi konusunda kesin kararın anayasa uzmanlarının görüşleri doğrultusunda verileceğini dile getirdi.
ÖNCE PROGRAM, SONRA BAKANLAR
Scholz, SPD’den kimlerin bakan olacağı sorusunu, “Önce kongrede program onaylanacak, ondan sonrada da kimlerin bakan olacağı açıklanacak” diyerek geçiştirdi. Ancak yeni kabinde SPD’nin 6, Yeşiller’in 5 ve FDP’nin de 4 bakanlık üstlenmesi kesinleşti. FDP’li Christian Lindner’in Federal Maliye Bakanı, Volker Wissing’in Federal Ulaştırma ve Dijitalleşme Bakanı, Marco Buschmann’ın Federal Adalet Bakanı, Bettina Stark-Watzinger’in de Federal Bilim ve Araştırma Bakanı olması öngörüldü.
Yeşiller Eş Başkanı Annalena Baerbock’un Federal Dışişleri Bakanı, Yeşiller Eş Başkanı Robert Habeck’in Ekonomi ve İklim Bakanı, Katrin Göring-Eckardt’ın Federal Aile Bakanı, Steffi Lemke’nin Federal Tarım Bakanı ve Anton Hofreiter’in de Federal Çevre Korunması Bakanı olmasına kesin gözüyle bakıldığı belirtildi. Ancak son sözü Yeşiller’li üyelerin karar verecekleri hatırlatıldı.
Her ne kadar Olaf Scholz, “Önce program, sonra bakanlıklar” dese de SPD’den Christine Lambrecht’in Federal İçişleri Bakanı, Siemtje Möller’in Federal Savunma Bakanı, Hubertus Heil’ın Federal Çalışma ve Sosyal Bakanı, Sabine Dittmar’ın Federal Sağlık Bakanı, Klare Geywitz’in Federal Kalkınma ve İşbirliği Bakanı, Swenja Schulze’nin Federal İmar ve İskan Bakanı, Wolfgang Schmidt’in de Başbakanlık Dairesi Başkanı olmasının beklendiği belirtildi.
HABECK-LINDNER YARIŞI
Koalisyon görüşmelerinde program içeriğinin yanı sıra Federal Maliye Bakanlığı koltuğu için son ana kadar Yeşiller Eş Başkanı Robert Habeck ile FDP Genel Başkanı Christian Lindner arasında ciddi bir yarış yaşandığı ortaya çıktı. Ancak yarışı sonunda Lindner kazandı. Habeck ise yetki alanı genişletilen Federal Ekonomi ve İklim Bakanlığı’nın yanı sıra Başbakan Yardımcısı olmayı garantileyince daha fazla ısrar etmedi.
İŞTE HEDEFLER
‘Daha Fazla Gelişme Cesareti-Özgürlük, Adalet ve Sürdürülebilirlik Birliği’ başlıklı 177 sayfadan oluşan koalisyon sözleşmesinde kurulacak hükümetin hedefleri ise şöyle;
* İklim korunmasına geniş yer verildi. İklim krizinin özgürlük, refah ve güvenliği tehlikeye soktuğuna dikkat çekilerek, 2030 yılına kadar Almanya’da elektriğin yüzde 80’inin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması hedeflendi. Maden enerjisinden feragatın 2038 yerine 2030 yılına öne çekilmesi de.
* Kara alanlarının yüzde 2’si rüzgâr enerjisine açılacak. Denizlerde de daha geniş alanlar ayrılacak.
* Almanya’da nötr iklim 2045 yılına kadar gerçekleştirilecek.
* Vergiler artırılmayacak.
* Taze borç alınmayacak.
* Asgari saat ücreti gelecek yıl itibariyle 12 euro olacak. Bu da en az 8 milyon kişiyi olumlu yönde etkileyecek.
* Emeklilik sigortası aidatları bu yasama döneminde yüzde 20’nin üstüne çıkmayacak. Emekli aylıkları son dönemlerdeki kazancın yüzde 48’inin altına düşmeyecek. Emeklilik yaşı yükseltilmeyecek.
* Hartz IV olarak bilinen sosyal yardım yerine ‘Yurttaş Parası’ devreye girecek. Varlıklarına bakılmaksızın ilk iki yıl bu ödeme herkese yapılacak.
* 100 bini sosyal konut olmak üzere her yıl 400 bin yeni konut inşa edilecek.
* Kira artışına fren. Şu anda olduğu gibi 3 yıl içinde yüzde 15 değil, kiraların ancak yüzde 11 artırılmasına izin verilecek. Bu süre 2029 yılına kadar uzatılacak.
* Elektrikten ekolojik vergisi alınmasına son verilecek.
* Çocukların temel hakları anayasal hak olacak.
* Seçim yaşı 16’ya düşürülecek.
* Yetişkinlere sınırlı miktarda esrar satışı serbest olacak.
* İltica Yasası’nda değişiklik yapılarak işlemler çabuklaştırılacak. Haklı nedenleri olanlara iltica hakkı verilecek, olmayanlar sınır dışı edilecek. Düzenli göçe ağırlık verilecek, düzensiz göç engellenecek.