Güncelleme Tarihi:
DÜNYANIN en büyük işçi sendikalarından IG Metall’in yönetim kurulu üyeliğinden emekli olduktan sonra da üyesi olduğu parti, dernek, çalışma grupları ve inisiyatifler içinde sosyal, siyasal ve kültürel çalışmalarını sürdüren Karahasan’ın cenazesine, üyesi olduğu örgütler, Frankfurt Büyükşehir Belediyesi Başkan Mike Josef, IG Metall İkinci Başkanı Christine Benner, Hessen milletvekili Turgut Yüksel (SPD), AWO Frankfurt Başkanı Petra Rossbrey ve Türkiye-Almanya Kültür Forumu Sözcüsü Osman Okkan katıldı. Sosenheim Mezarlığı’nın matem salonunda yapılan konuşmalarda Karasahan’ın sendikal, demokrasi ve göçmenlerin eşit haklar mücadelesindeki öncü rolü anlatıldı, Almanya’ya son yıllarda yeniden güçlenmeye başlayan faşizm tehlikesine karşı kararlı duruşuyla örnek bir sosyal demokrat olarak tarihe geçtiği vurgulandı.
Frankfurt Belediye Meclisi üyesi olan eşi Marianne’yle SPD içinde uzun yıllar birlikte çalışan Belediye Başkanı Josef, Nazım Hikmet’in dizeleriyle başlayıp bitirdiği konuşmasında, “Yılmaz, yaşamı boyunca uluslararası işçi hareketi, sendikal mücadele ve sosyal demokrasinin, demokrasinin ve insan haklarının yanındaydı. Ülkemizde dışlanan, haklarından yoksun bırakılan ve halen de artarak var olmaya devam eden insanların avukatı, sözcüsü, destekçisiydi” dedi.
EŞİT HAKLAR İÇİN MÜCADELE ETTİ
Christiane Benner, IG Metall’ın bugün 500 binin üzerinde göçmen kökenli üyesi bulunan bir sendika olmasının ardında Karahasan’ın gayretleri ve çalışmalarının olduğunu vurguladı. Karahasan’ın sendikal çalışmalarının daha ilk yıllarından itibaren “İnsan misafirini çalıştırır mı?” sorusunu hatırlatarak, ‘misafir işçi’ kavramına itiraz ettiğine işaret eden Benner, onun bu uyarısının etkisini gösterdiğini belirtti. Benner, “IG Metall bugün bir göç sendikasıdır ve bunun temelleri onun tarafından atılmıştır” dedi.
Genç bir 68’li öğrenci olarak Yılmaz Karahasan’ı tanıyan ve sendikal çalışmaları sırasına ona eşlik eden yönetmen Osman Okkan ise şunları söyledi: “Bir sendikacı ve politikacı olarak yorgunluk nedir bilmeden Almanya’daki göçmenlerin eşit hakları için ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele etti. İnsanların iç sesini yükseltti. Bir demokrasi ve adalet savaşçısı, çoğumuzun örnek aldığı bir liderdi. Onun yaşamını ve mücadelesini anlatan bir belgesel çalışması yaptığını belirten Okkan, birkaç ay önce filmin henüz yayınlanmamış olan ilk versiyonunu izleyen Karahasan’ın ilk tepkisinin filmin ‘eğitim’ amaçlı olarak değerlendirilebileceğine işaret ederek, “Onun için önemli olan eğitim için, sendikal çalışma için bir yararı olup, olmadığıydı” dedi. Okkan, arkadaşından Nazım Hikmet’in sözleriyle vedalaştı: “Ve sana söylemek istediğim en güzel söz, henüz söylememiş olduğum sözdür.”