Güncelleme Tarihi:
Mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veren çocuklar üzerine yapılan çalışma sırasında çocuklara çizdirilen resimlerin hepsinde silahlar, savaş ve yaşadıkları şiddet görülürken, bu çocukların “Büyüyünce Esad’ı öldüreceğim” şeklindeki ifadeleri tedavi edilmedikleri takdirde Suriye’de şiddetin gelecek onyıllarda da devam edeceğini gösteriyor.
Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Serap Özer ve New York Üniversitesi’nde davranış bilimleri dersleri veren gelişim psikoloğu Doç. Dr. Selçuk Şirin yönetimindeki ekibin Gaziantep, Islahiye’deki mülteci kampında yaptığı araştırmalarda Suriye’deki iç savaşın çocuklar üzerindeki etkilerininin tahmin edilenden çok daha fazla olduğu ve bu çocukların tedavi olmadıkları takdirde gelecekte patlamaya hazır birer bombaya dönüşebilecekleri belirtildi.
UNESCO Genel Direktörü İrina Bokova’nın da katıldığı bir basın toplantısıyla geçtiğimiz hafta Washington’da tanıtımı yapılan rapora Amerikan CNN televizyonu ve NPR radyosu da geniş yer verdi.
KORKUNÇ BİLANÇO
Türk akademisyenlerin hazırladığı araştırma sonuçları çocukların yaşadıkları travmanın boyutlarını gözler önüne sererken CNN televizyonuna konuşan Doç. Dr. Şirin, kamptaki yaklaşık 500 çocukla yapılan birebir görüşmelerin ardından, çocukların ne tür “travma” sayılabilecek olaylara tanık oldukları, bu olaylara verdikleri psikolojik tepkiler, stres bozuklukları, depresyon, psikosomatik sorunlar konularında bilgi topladıklarını elde ettikleri verilere göre her dört çocuktan üçünün ailesinden yakın birini savaşta kaybettiğini, her üç çocuktan birinin fiziksel şiddet mağduru olduğunu ve her üç çocuktan ikisnin ailesinde bir yakının fiziksel şiddete maruz kaldığını gördüğünü tespit ettiklerini belirtti.
New York’ta Hürriyet’e yaptığı açıklamada 60 bin sivilin öldüğü, 100 binlerce yaralı, milyonlarca evsizin olduğu ve bu denli yoğun şiddet yaşandığı bir ortamdan gelen çocuklarda çok ciddi psikolojik tahribat tespit ettiklerini söyleyen Dr. Şirin, “Araştırma sonucuna göre çocukların yüzde 35’i klinik anlamda “Travma Sonrası Stress Bozukluğu” (PTSD) belirtisi gösteriyor. Daha da can alıcı bir sonuç çocukların neredeyse yarısının klinik anlamda deprasyon yaşadıklarını gösteriyor”dedi.
BAŞKA SEÇENEKLERİ KALMAZSA...
Dr. Şirin, çocuklara bu çocukların tedavi edilmedikleri taktirde, uzun vadede bir döngü sağlanmazsa bir başka seçenekleri kalmayarak şiddete başvurmayı tercih edeceklerini, bunu kırmak için kendilerine profesyonal yardım yapılması ve kaliteli öğretmenler sağlanması gerektiğini belirtiyor.
Araştırma sonuçlarından alınan tek pozitif sonucun, çocukların ve ailelerinin kamplarda aldıkları sağlık hizmetlerinden genelde memnun kalmaları olduğunu da belirten Dr. Şirin, bu ortamı değerlendirerek çocukların tedavisine derhal başlanması gerektiğine de işaret etti.