Güncelleme Tarihi:
MEMLEKETİNİ HİÇ GÖRMEDİ
Evet...
Donald Trump’ın baba tarafı Alman, anne tarafı İskoç kökenlidir.
Büyük babası Friedrich Trump da büyükannesi Elisabeth Crist de Almanya’nın Rheinland-Pfalz eyaletine bağlı Kallstadt beldesinde doğmuştur.
Friedrich Trump, Almanya’da gelecek görmediği için 1885 yılında ABD’ye göç etmiş ve birkaç yıl sonra da eşini yanına almıştır.
Donald Trump’ın babası Fred C. Trump da kendisi gibi New York’ta, annesi Marie Anne MacLeod Trump ise İskoçya’da doğmuştur.
Ama Trump, atalarının ‘memleketi’ Kallstadt beldesini şimdiye kadar hiç görmemiştir.
2017-2021 yıllarında ABD’nin 45. Devlet Başkanı olarak görev yaptığı dönemde “Gidip Kallstadt’ı ziyaret edeceğim” dediği halde, yolu oraya bir türlü düşmemiştir.
Donald Trump, seçim öncesi Georgia’da katıldığı bir etkinlikte, “Ben Alman otomobil şirketlerinin Amerikan otomobil şirketleri olmasını istiyorum” demiştir.
“Alman otomobil şirketleri Amerika’da üretim yaparlarsa ve Amerikalıları çalıştırırlarsa, kendilerinden en düşük oranda vergi alınacaktır” demiştir.
Yani Trump, Alman otomobil şirketlerini ‘Amerikalılaştırmayı’ kafaya koymuştur.
Tabii Almanya’dan ve başka ülkelerden ithal edilen otomobillere ‘ek vergi’ uygulanacağını da ilan etmiştir.
Yalnız otomobillere değil, Avrupa Birliği (AB) ve başka ülkelerden ithal edilecek başka ürünlerden ek vergi alınacağını da.
ÖNCE ÖVDÜ, SONRA ELEŞTİRDİ
Almanya ile ABD arasındaki ticaret hacmi 2023 yılında 252.6 milyar dolara ulaşmıştır.
Bunun 157.9 milyar Dolar’ı ihraç, 94.7 milyarı ithaldir.
İhracatın önemli bir bölümünü de otomotiv sanayi ürünleri oluşturmaktadır.
Ek vergi uygulamasıyla bu alanda çok ciddi düşüş olacağına kesin gözüyle bakılmaktadır.
Aynı şekilde diğer ürünlere yönelik ek vergi uygulamasının, Almanya’nın ABD’ye dönük ihracatının yarıya düşmesi tedirginliği yaşanmaktadır şimdiden.
Bir dönemler Almanya’nın eski Başbakanı Angela Merkel’e “Görevini çok başarılı bir şekilde yapıyor” diyen Donald Trump, 2015 yılında Amerikan ‘Time’ dergisinin Merkel’i ‘Yılın Kişisi’ ilan etmesine “Almanya’yı çökerten birisini nasıl olur da ‘Yılın Kadını’ seçersiniz?” diyerek eleştirmiştir.
Trump, Pensilvanya’daki seçim kampanyasında Angela Merkel’e sataşmayı da ihmal etmemiştir.
NATO üyesi ülkelerin Gayri Safi Milli Hasılası’nın (GSMH) yüzde 2’sini savunmaya ayırmasında ısrar eden Trump, “Angela Merkel’e o zaman ‘Şimdiye kadar ödemedin. Ödemek zorundasın’ dedim. Bana 2035 yılına kadar ödeyeceklerini söyledi. Yani bizim aptal olduğumuzu düşündü herhalde” anekdotunu da anlattı seçim kampanyasında.
‘ÖCÜ’ GÖZÜYLE BAKIYORLAR
Evet...
Almanlar diğer Avrupalılar gibi Donald Trump’a güven duymamaktadır.
Hatta çılgınlıklar yapacağından korkmaktadır.
O nedenle de seçim öncesi Trump’ın kazanmasını isteyen Almanların oranı yüzde 15’i geçmemiştir.
Kamala Harris’e destek ise zaman zaman yüzde 90’a bile ulaşmıştır.
Yani bir yerde Almanlar, ‘Alman Amerikalı Trump’a ‘öcü’ gözüyle bakmaktadır.
Ama bu yeni bir olgu değildir.
ABD’de 2016 yılındaki seçimler öncesi Almanya’da yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum.
“Seçimleri Trump kazansın” diyenlerin oranı yüzde 7’yi geçmiyor.
Hillary Clinton’a destek ise yüzde 80’e ulaşıyor.
George Bush’a güven duyan Almanların oranı yüzde 14-51, Obama’ya güvenenlerin oranı yüzde 71-93 arasında değişirken, Trump’a güven yüzde 10’u geçmiyor.
Bu da Trump, Alman kökenli olduğundan ya da Alman kanı taşıdığından değil, insanların Trump’ın sağının solunun belli olmadığını, olmayacağını düşünmelerinden kaynaklanmaktadır.