Güncelleme Tarihi:
Daha önceki dönemlerde “Onurlu bir şekilde görevi bırakmasını bilmeli” şeklinde açıklamalarda bulunan Merkel, bu kararını ilan eder etmez, CDU Genel Sekreteri olan Saarland Eyaleti eski Başbakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ile Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn, liderlik koltuğuna talip olduklarını resmen açıkladılar.
Aradan çok geçmeden, 2000-2002 yılları arasında CDU ile ‘kardeş parti’ CSU’nun ortaklaşa oluşturdukları Federal Meclis Grup Başkanlığını yapan Friedrich Merz, “Ben de varım” dedi.
2009 yılında aktif politikayı bırakıp avukatlık yapan ve bazı şirketlerin lobi çalışmalarını yürüten Friedrich Merz, ‘CDU’yu yenileme’ hedefiyle bu göreve talip olduğunu ilan etti.
Friedrich Merz’in bu açıklaması, beni birden 2000’li yılların başına götürdü. Merz, 16 Ekim 2000’de Federal Meclis’te uyumla ilgili yaptığı konuşmasında, il kez ‘öncü kültür’ (Leitkultur) söylemiyle dikkatleri üzerine çekti.
Tabii bazı partilerin ve çevrelerin tepkilerini de.
Friedrich Merz, Müslümanların geleneklerini sürdürmesine karşı çıkarken, “Müslümanlar bizim geleneklerimizi, göreneklerimizi ve alışkanlıklarımızı kabullenmek zorundalar” diyerek, ülke genelinde ‘öncü kültür’, tabii ‘Alman öncü kültürü’ tartışmalarını başlattı.
Merz, “Uzun süreli olarak burada yaşamak isteyen göçmenler, gelişen özgürlükçü ‘Alman öncü kültürü’ne ayak uydurmak mecburiyetindedir” tezinde ısrar etti.
Aynı yıl CDU Genel Başkanı olarak göreve başlayan Angela Merkel, Merz’e sahip çıktı.
Merkel, “Almanya’da yaşayanların, ulusu, vatanı, dünyaya açık vatanperverliği, hoşgörüyü ve medeni cesareti kabullenmeleri gerekir” diyerek, Merz’in ‘öncü kültür’ söylemine tam destek verdi.
Hatta ‘öncü kültür’ 2007 yılında CDU’nun Temel İlkeler Programı’na bile girdi.
*
CDU ve CSU’nun, 2002’de yapılan genel seçimler öncesi sürdürdükleri seçim kampanyasına ‘öncü kültür’ damgasını vurdu.
Ama başta Yeşiller olmak üzere SPD de, FDP de, Sol Parti de muhafazakar kanadın ‘öncü kültür’ planını yerden yere vurdular.
O dönemdeki Berlin Senatosu Uyum Danışmanı Barbara John, CDU/CSU’ya ateş püskürdü.
John, muhafazakar kanadın bu planını ‘adi bir uyum düşüncesi’ olarak niteledi.
‘Öncü kültür’ sloganıyla seçimleri kazanmayı uman CDU/CSU, tam bir hayal kırıklığına uğradı.
Muhafazakar kanadın başbakan adayı olan CSU Genel Başkanı Edmund Stoiber, 22 Eylül 2002’de yapılan genel seçimlerde umduğunu bulamayınca, Bavyera Eyalet Başbakanlığı koltuğuna geri döndü.
Seçimlerden sonra CDU/CSU’da Federal Meclis Grup Başkanı ‘kavgası’ başladı.
CDU Genel Başkanı Angela Merkel, 2000’den beri bu görevi sürdüren Friedrich Merz’in koltuğuna da göz dikti.
Merz, görevi bırakmamakta direndi.
Ancak başbakan adaylığı için Merkel’den tam destek gören Stoiber, vefa borcunu ödemek için Friedrich Merz’i çizdi.
Yapılan oylamayı büyük farkla kazanan Merkel, Friedrich Merz’i devre dışı bıraktı.
Merz, hem partisine hem de Merkel’e küstü.
Ama 2009’a kadar Federal Meclis’te milletvekili olarak görev yapmaktan da vazgeçmedi.
*
Evet, yerinden edilmesinden 16 yıl, milletvekilliğini bıraktıktan 9 yıl sonra Friedrich Merz, Merkel’in koltuğuna talip oldu.
Hem de ‘CDU’yu yenilemek’ ve ‘muhafazakarlığı modernleştirmek’ sloganıyla.
Evet, ‘öncü kültür’ün öncüsü yeniden aktif politikaya soyunmak için ilk adımı attı.
Ve gözler şimdiden CDU kurultayına çevrildi.