Güncelleme Tarihi:
YENİ yasa, vatandaşlık dairelerin iş yükünü artıracak mı?
Vatandaşlık hukukunu modernleştirme yasası, yabancı uyrukluların daha kısa sürede ve daha kolay bir şekilde Alman vatandaşlığı kazanmasını sağlamayı amaçlıyor. Yasa yürürlüğe girdiğinde, vatandaşlık başvurularının muhtemelen artması bekleniyor. Bilindiği gibi Almanya’da vatandaşlık hukukunun uygulanmasından sorumlu olan eyalet yönetimleridir. Vatandaşlık başvuruları, eyalet yönetimleri bünyesindeki vatandaşlık dairelerinde işleme konulup sonuçlandırılıyor. Federal İçişleri ve Vatan Bakanlığı, söz konusu reform tasarısı hakkında yerel yönetimleri erkenden bilgilendirerek planlanan değişikliklere ilişkin gerekli hazırlıkları yapmalarına olanak sağladı. Ayrıca, yerel yönetimlere ve belediyelere vatandaşlık başvuru süreçlerini dijitalleştirme konusunda federal düzeyde destek verecek.
Yeni düzenlemeye göre ne zaman vatandaşlık başvurusu yapabilirim?
Tam Türkçe karşılığı Vatandaşlık Hukukunu Modernleştirme Yasası (StARModG) olan yeni Alman Vatandaşlık Yasa tasarısının, Alman Resmi gazetede yayımlandıktan üç ay sonra, 2024 yılının ilk yarısında, muhtemelen mayıs ayında yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Vatandaşlık başvuru sürecim zaten devam ediyor, yeni yasa yürürlüğe girene kadar bu süreci durdurulabilir mi?
Yeni yasadan önce Alman vatandaşlığı için girişimde bulunanlar, başvuruyu yaptıkları ilgili vatandaşlık dairesine başvurularına ilişkin işleminin durdurulmasını talep edebilirler. İlgili vatandaşlık dairesi ise, işlemlerin durdurulmasına karar verirken, adil takdir hakkını kullanır. Diğer bir ifadeyle, yetkili makam, başvuru sahibinin başvurusunu değerlendirirken kendi takdir hakkını kullanır ve işlemlerin durdurulmasına veya işlemlerin geldiği aşamaya göre, sonuçlandırılmasına da karar verebilir. Kişi, daha önceki başvuru için köken vatandaşlığından çıktıysa, işlemlerin sonuçlanması halinde, yeni vatandaşlık yasası yürürlüğe girdikten sonra, yeniden köken vatandaşlığına geri kazanmak için kendi ülke makamları nezdinden başvuruda bulunabilir.
Alman vatandaşlığını kazanmak için kaybedilen köken vatandaşlığı yeniden alınabilir mi?
Alman vatandaşlık hukukunda daha önce yer alan çoklu vatandaşlıktan kaçınma ilkesi, bu yaza kadar yürürlüğe girmesi beklenen yeni vatandaşlık yasası ile ortadan kalkacak. Reform tasarısının yürürlüğe girmesinden sonra başka bir ülkenin vatandaşlığını kazanan Alman vatandaşları, Alman vatandaşlıklarını artık bırakmak zorunda kalmayacaklar. Alman vatandaşlığı nedeniyle kaybedilen köken vatandaşlığının yeniden kazanılabiliyor olması, kişinin geldiği ilgili ülkenin vatandaşlık hukukuna bağlı olacak.
Bir kişinin aynı anda ikiden fazla vatandaşlığı olabilir mi?
Aslına bakarsanız, hazırlanan yeni Alman Vatandaşlık Yasası ile dolaylı yoldan çifte vatandaşlığa izin veriliyor. Çünkü söz konusu tasarı, doğrudan çifte vatandaşlığa izin vermektense, daha önceki yasada çoklu vatandaşlığı yasaklayan kuralın iptalini öngörüyor. Diğer bir ifadeyle çoklu vatandaşlığı yasaklayan kuralın kalkmasıyla birlikte, Alman hukukunda ikiden fazla vatandaşlığa sahip olma imkânı da dolaylı olarak sağlanmış olacak.
Köken vatandaşlığı bırakmadan Alman vatandaşlığını kazanmak mümkün olacak mı?
Evet, en azından yürürlüğe girmesi için düğmeye basılan yeni Alman Vatandaşlık Yasası ile bu mümkün olacak. Yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, herhangi bir ülkeden gelen yabancılara, çifte vatandaş olma hakkı verilecek. Ancak, Alman vatandaşlığına geçerken kişinin geldiği ülkedeki vatandaşlık kanunu uyarınca bu durumda köken vatandaşlığının kaybedilmesini öngören hükümlerin bulunabileceği dikkate alınmalıdır. Bu tür uygulamaların özellikle Çin, Avusturya, Litvanya, Estonya ve Hollanda gibi ülkelerin vatandaşlık kanunlarında bulunduğunu hatırlatmak istiyoruz. Dolaysıyla değerli okurlarımıza, Alman vatandaşlığa başvurmadan önce herkese, kendi geldiği ülkesindeki yasalara göre Alman vatandaşlık başvurusu ile birlikte kendi vatandaşlığının kaybını öngören uygulamaların olup olmadığı hakkında bilgi edinmelerini öneriyoruz.
BİTTİ
-----------------
-BUNU BİLİYOR MUSUNUZ-
MAAŞ ÜZERİNE KONUŞMAYI İŞVEREN YASAKLAYABİLİR Mİ?
KİMİMİZ aynı ekipte çalışan veya aynı işi yapan mesai arkadaşlarının maaşlarını merak etmedi ki? İnsanın doğasında vardır, gerek kılık kıyafet ve görünüş olarak gerekse sahip olduklarıyla kendini başkalarıyla veya başkalarını kendisiyle kıyaslamak. Bu sadece özel yaşam alanı için geçerli değil. Çalışma hayatında da gerek hem iş bağlamında hem de emeğimizin karşılığında aldığımız maaş konusunda kendimizi başkalarıyla kıyaslamaz mıyız? Elbette kıyaslarız, kimimiz bunu kendi içinde yapar, kimileri de bunu açıkça dile getirir. Birçok ülkede ve kültürde, para pul üzerine konuşmak tabu sayılır. Almanya da bu konuda bu ülkelere arasında yer aldığını söyleyebiliriz. Hatta bu konuda Alman kültüründe birçok deyim ve deyiş de mevcuttur, örneğin ‘Über Geld spricht man nicht, man hat es’, Türkçedeki anlamı: para üzerine konuşulmaz, paraya sahip olunur gibi.
KİMİN KONUŞTUĞUNA BAKILIR
Peki para pul hakkında konuşmak gerçekten yasak mı, hatta patronunuz, ekipteki arkadaşlarınızla şirket bünyesinde çalışanlara ödenen maaşlara ilişkin konuşmayı yasaklayabilir mi? Berlinli İş Hukuku uzmanı avukat Alexander Bredereck, konuya ilişkin bir internet platformunda yaptığı açıklamada, şirket içinde ödenen maaşlar hakkındaki sohbetin, kişinin şirketteki konumuna bağlı olduğunu söylüyor. Bredereck. “Yönetici veya insan kaynakları alanında çalışan biriyseniz, bu tür konuları mümkün olduğunca konuşmaktan kaçınmalısınız” diye uyarıyor. Buna rağmen, bu konumdaki kişiler, şirket içindeki maaş ödemeleri hakkında konuştuklarında, kişisel verilerin ihlali nedeniyle uyarı, işten çıkarma veya para cezası gibi sonuçlarla karşılaşabilirler.
KONUŞMALAR YASAKLANAMAZ
Buna rağmen, iş kontratında işveren tarafından bu konuda getirilmeye çalışılan kısıtlamaların iş hukuku açısından genellikle geçersiz olduğunu belirten Alman avukat, konuyla ilgili hukuki görüşünü şu şekilde açıklıyor: “İşveren maaşlar hakkındaki konuşulmasını yasal olarak yasaklayamaz. Sonuç olarak, çalışanlar sıklıkla iş arkadaşlarıyla yaptıkları konuşmaların dışında, iş hukuku açısından eşit muamele ilkesi, ayrımcılık yasağı veya şirket içi ücret sistemleri ihlallerini kanıtlamanın başka bir yoluna sahip değiller. Bu tür bir madde iş sözleşmesinde yer alsa bile, işveren buna dayanarak konuşma yasağı getiremez. Buna dayanarak yapılan bir uyarı cezası geçersiz olacaktır.”
200’DEN FAZLA ÇALIŞAN OLURSA
Ancak bunun bir istisnası var. Almanya’da yürürlükte bulunan Gelirde Şeffaflık Yasası uyarınca, 200’den fazla çalışanı olan işletmelerde, işverenler, kadın ve erkek çalışanların aynı veya eşdeğer bir iş için aldıkları maaşların ortalama değeri hakkında bilgi talebinde bulunan çalışanlara bu konu hakkında bilgi vermek zorundadır. Ancak bu kural, en az altı erkek ve kadın çalışanın aynı veya eşdeğer bir işi yaptığı durumlar için geçerli. Bir iş eşdeğer olarak kabul edilirken, çalışanların ihtiyaç duyulduğunda birbirlerinin yerine geçebilecekleri çalışma durumları varsayılıyor. Çalışanlar bu yöndeki bilgi taleplerini yazılı olarak veya e-posta yoluyla, işverene iletebilirler.