Önce Kohl, şimdi de Schröder

1959 yılında Rheinland-Pfalz Eyalet Parlamentosu’na ‘en genç milletvekili’ olarak girdi.
1969-1976 yıllarında Rheinland-Pfalz Eyalet Başbakanı, 1982-1998 yıllarında da Almanya Başbakanı olarak görev yaptı.
Almanların ‘kara dev’ olarak nitelediği Helmut Kohl, 1973’ten 1998’e kadar 25 yıl boyunca aralıksız CDU’nun Genel Başkanı’ydı.
27 Eylül 1998’de yapılan genel seçimlerde, Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 40.9, CDU yüzde 35.1, Yeşiller yüzde 6.7, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 6.2 ve Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) yüzde yüzde 5.1 oy aldı.
CDU/CSU-FDP koalisyonu çoğunluğu kaybedince, SPD’li Gerhard Schröder, Yeşiller’le ortaklık edip Kohl’ün koltuğuna oturdu.
Helmut Kohl, uğradığı bu yenilgi üzerine daha seçim akşamı CDU Genel Başkanlığı’nı bıraktı.
CDU yönetimi Kohl’ü ‘Onursal Başkan’ ilan etti.
Yaklaşık bir yıl sonra, Kohl döneminde CDU’ya milyonlarca Mark (DM) bağış yapıldığı ve bunların kayıtlara geçmediği ortaya çıktı.
CDU ‘bağış skandalı’ ile çalkalanırken Helmut Kohl ‘hedef tahtası’ haline geldi.
Ancak Kohl, “Kendilerine şeref sözü verdim” diyerek bağışta bulunanların isimlerini vermemekte direndi.
Vermedi de...
Bunun üzerine Kohl’ün ‘Onursal Başkanlığı’nın dondurulması istendi.
Kohl de “Alın sizin olsun” diyerek onursal başkanlıktan feragat etti.

MERKEL’İN O YAZISI TEPKİ ÇEKTİ
Kohl’den sonra Wolfgang Schaeuble CDU Genel Başkanı, daha sonra Almanya Başbakanı olan Angela Merkel de partinin Genel Sekreteri oldu.
Merkel, muhafazakâr günlük gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung’a (FAZ) 22 Kasım 1999’da kendi imzasıyla bir makale yazdı.
“Parti yürümeyi öğrenmeli, kendisine güvenmeli ve gelecekte kendisini ‘savaş atı’ olarak niteleyen Helmut Kohl gibiler olmadan da politik rakiplerine karşı mücadeleyi üstlenmeli. Tıpkı reşit olan biri evden nasıl ayrılıyorsa, parti de kendi yolunu çizmeli” satırlarına yer verdi.
Kendisinin politik kariyerine Kohl’ün çok büyük katkısı olduğu için Merkel’i ‘baba katili’ olarak niteleyenler bile oldu.
Helmut Kohl, 16 Haziran 2017’de yaşamını yitirdi.
CDU, Kohl’ün 90’ıncı doğum yıl dönümünde internette online ‘Anılar’ kitabını yayınladı.
“Helmut Kohl vatanına bağlı bir vatanperverdi, dünyaya açık bir Avrupalıydı, tutkulu bir demokrattı, büyük bir devlet adamıydı ve inançlı bir Hıristiyan Demokrattı” denildi.
“Helmut Kohl’ün yaşamı Almanya, Avrupa ve CDU için, barış ve özgürlük için bir yaşamdı” denildi.
CDU’lular bir dönemler yerden yere vurdukları Helmut Kohl’e övgüler yağdırdılar.

BASKILAR İYİCE ARTTI
İşte bugünlerde de SPD’li Gerhard Schröder, yalnız diğerlerinin değil, SPD’lilerin de ‘hedef tahtası’ haline geldi.
1963 yılında 19 yaşındayken SPD üyesi olan Schröder, 1990-1998 yıllarında Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı, 1998-2005 yıllarında da Almanya Başbakanı olarak görev yaptı.
1999-2004 yıllarında da SPD Genel Başkanlığı.
SPD, 2005 yılındaki genel seçimleri kaybedince Schröder, milletvekilliğini de bırakıp Rus enerji şirketlerinden Rosneft ve Gazprom’un ortaklığındaki Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğal gaz projelerinin yönetiminde yer aldı.
Çeşitli çevrelerden gelen tepki ve eleştirilere aldırış etmedi.
“Putin’in adamı”, “Putin’in uşağı”, “Putin’in dostu” söylemlerine de.
Ama Putin’in Ukrayna’da başlattığı savaş Schröder’e baskıyı artırdı.
SPD de Rus şirketlerle ilişkilerini tamamen kesmesi istendi.
Borussia Dortmund ile Alman Futbol Federasyonu (DFB) onur üyeliğini iptal etti.
Hannover fahri hemşeriliğini iptal girişiminde bulununca, kendisi feragat etti.
Schröder aldırış etmeyince, SPD yönetimi “Partiyi terk et” baskısı arttı.
SPD’nin de desteğiyle Federal Meclis’e ait binalardaki Schröder’in kullandığı büroların yanı sıra şu anda zaten olmayan personele yapılan ödemelerin durdurulması karara bağlandı.
Ama ‘şimdilik’ emekli aylığını kesme cesareti gösterilemedi.
Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği’nin (AB) Schröder’i de ‘yaptırım listesi’ne almasını istedi.
Yani sıra Almanya’nın eski Başbakanı Schröder’in mal varlıklarının dondurulmasına geldi.
Nereden nereye?