Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: dpa
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2019 10:18
Lübnanlı bir iş insanı ve silah tüccarının, aralarında Almanya’nın eski Başbakanı Gerhard Schröder ve eski Federal İçişleri Bakanı Otto Schily’nin de bulunduğu bazı Alman politikacılara daha önceki yıllarda Noel öncesi ‘hediye sepetleri’ gönderdiğinin ortaya çıkması, ülkede yeni bir tartışma başlattı.
FEDERAL Dışişleri Bakanlığı döneminde ‘hediye sepeti’ gönderilenler arasında
Almanya’nın şu andaki Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de var.
Lübnanlı işveren, 2015 yılı Noel öncesinde, Berlin’deki ünlü bir mağaza aracılığıyla Steinmeier’in Federal Meclis’teki bürosuna içinde 3 şişe şarap ve 3 şişe şampanya bulunan bin 323 Euro 99 Cent değerinde ‘hediye sepeti’ göndermiş.
Almanya’da geçerli yasalara göre, milletvekilleri en fazla 200 Euro değerinde hediye kabul edebiliyor.
Alınan hediyenin değeri bu rakamın üzerindeyse, Federal Meclis’e bildirmek zorunda.
Aynı durum bakanlar için de geçerlidir.
Bakanlar da değeri 153 Euro 49 Cent’in üzerinde olan hediyeleri başbakanlığa bildirmek zorunda.
Belli ki, 2005-2009 ve 2013-2017 yılları arasında Federal Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Steinmeier, Lübnanlı işverenin ‘hediye sepeti’ni başbakanlığa bildirmemiş.
Cumhurbaşkanlığı, Alman basınında bu yöndeki haberlerin yayınlaması üzerine bir açıklama yaparak, yiyecek ve içecek gibi Noel öncesi gönderilen hediyelerinin büro çalışanlarına paylaştırıldığını veya kamu yararına çalışma yapan dernek ve cemiyetlere gönderildiğini duyurdu.
*
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Federal Dışişleri Bakanlığı döneminde de olsa, Lübnanlı bir iş insanı ve silah tüccarından ‘hediye sepeti’ almasına özellikle ırkçı, yabancı ve İslam düşmanı sağ popülist Almanya için Alternatif (
AfD) mensubu politikacılar kafayı taktı.
AfD Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Beatrix von Storch, “Mollaların İslami devrimini kutlayan İran destekçisi Steinmeier, SPD’li Federal Dışişleri Bakanı olarak Lübnanlı bir silah tüccarının armağan listesinde yer alıyor. 2015 yılı Noel’inde Steinmeier için silah tüccarı şampanyasının da bulunduğu bin 324 Euro değerinde bir ‘hediye sepeti’ gönderildi. Yasalara göre bunu bildirmesi gerekirdi, ama bildirmedi. Steinmeier bu makama layık değildir” açıklamasında bulundu.
Yani bir yerde Steinmeier’i istifaya çağırdı.
Ama nedense Beatrix von Storch, kendi parti arkadaşlarının aldıkları ‘bağışları’ ve yaptıkları yasal yolsuzlukları hep görmezden geldi.
Söz konusu kendi arkadaşları ve partisi olunca, hep sessizliğe gömülmeyi yeğledi.
AfD Eş Başkanı Jörg Meuthen’in 2016 yılında yapılan Baden Württemberg Eyalet Parlamentosu seçimleri öncesi, yasal olmayan yollardan 90 bin Euro’nun üzerinde ‘bağış’ aldığı ortaya çıktı.
Bunu ilgili birimlere bildirmediği de.
Jörg Meuthen’in sonradan bağışta bulunanların isimlerini içeren bir liste sunduğu ve ‘bağışçılar listesi’ndeki isimlerin tamamen hayal ürünü, tamamen uydurma olduğu belirlendi.
Ama Beatrix von Storch’un da, diğer AfD’li sağ popülist politikacıların da hiç sesi çıkmadı.
AfD Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Alice Weidel’in de 2017 yılında yapılan genel seçimler öncesi 132 bin Euro ‘bağış’ aldığı ortaya çıktı.
Hem de İsviçre’deki bir şirketten.
Almanya’da geçerli yasalara göre, herhangi bir parti veya politikacı, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke vatandaşı olmayanlardan en fazla bin Euro bağış alabiliyor.
Ayrıca 50 bin Euro’nun üzerinde olan bağışların Federal Meclis’e bildirilmesi gerekiyor.
Ancak Weidel’in
seçim kampanyası için yapılan bu bağışı Bölge Teşkilatı kimseye bildirmedi.
Bu yolsuzluk ortaya çıktıktan sonra AfD, Federal Meclis’e bağışta bulunanların isimlerini içeren bir liste sundu.
İsimleri yer alan bazı şahıslar, kendilerinin bir Cent bile bağışta bulunmadıklarını açıkladılar.
Yani listedeki bazı isimlerin ‘çakma’ olduğu belirlendi.
Böyle olduğu halde Beatrix von Storch da, diğer AfD’liler de sessizliğe gömüldüler.
*
İşte, AfD’lilerin bir tutumu bana Türkçe’deki “Tencere dibin kara, seninki benden kara” atasözünü anımsatıyor.
Tabii bir de “Önce kendi kapının önünü temizle” sözünü.
İşte bu bağlamda, AfD’lilere “Önce kendi kapınızın önünü temizleyin” çağrısı tam yerinde olacaktır.