Güncelleme Tarihi:
Sohbetlerini hep futbol örnekleriyle süsler. Abdullah Gül ile görüşme yaparken “siyah-beyaz”, bir Fenerbahçe fanatiği olan Türkiye’nin AB Nezdindeki Daimi Temsilcisi Volkan Bozkır’ı mutlu etmek için “sarı-lacivert” kravat takar.
Türkiye ligini çok yakından izler ve Kayseri-Beşiktaş maçında Abdullah Gül’ün hangi takımı desteklediğini merak eder. Hatta sorar.
Başbakan Erdoğan’ın FB tutkunu olduğunu gayet iyi bilir ve her görüşmeye FB sohbetini dahil eder.
***
Türkiye ile müzakereleri yürüten Olli Rehn’in Türkiye ile tanışması 1971’li yıllara ve yine bir futbol müsabakasına dayanıyor. Bir dönem başkanlığını yaptığı Finlandiya’nın FC Mikkelin Palloilijat takımı, 1971’de Eskişehirspor’a 4-0 yenilmiş. İşte Rehn o gün Türkiye’yi tanımış. Eskişehir adı onun hafızasından hiç çıkmamış.
AB toplantılarında da konuşmasını hep futbol örnekleriyle süsler. Hatırlıyorum... Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile “ek protokol” anlaşmasını onaylamayı erteleme niyetine karşı kürsüden AP üyelerine şöyle seslenmişti: “Lütfen ertelemeyin. Kendi kalenize gol atmayın. Diyelim ki Avrupa Parlamentosu bir takımın teknik direktörü. Bir takım düşünün, sürekli saldırıyor ve gol atmak üzere. Tam gol atacakken, teknik direktör duruma müdahale ediyor ve futbolcularına ‘geri dönün’ diyor. Ve golü atacak olan futbolcu geri dönüp bu kez kendi kalesine gol atıyor. Ek protokolü ertelerseniz, kendi kalenize gol atmış olursunuz”...
Bir ara da AB Dışişleri Bakanları’nın Türkiye ile ilgili olumlu kararından sonra bu kararı değerlendirirken, Hırvatistan ve Sırbistan ile ilgili alınan olumlu kararları da kastederek, “Durum az daha 0-3 aleyhimize sonuçlanacaktı. Şimdi 3-0 galibiz” demişti.
***
Rehn’in bu futbol düşkünlüğü, bir ara AB Komisyonu ile başını derde sokmuştu. Geçen yıl, o dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’ın davetlisi olarak eşi ve çocuğuyla birlikte Cenevre’de oynanan Portekiz-Türkiye maçını izlemeye gitmişti. Bu davet basına konu olunca, AB Komisyonu federasyona başvurmuş ve Rehn ailesinin otel faturalarını istemiş ve ödemeyi yapmıştı.
Rehn bir dönem Finlandiya’da Futbol Federasyonu Başkanlığı da yaptı.
Bütün bunları neden anlatıyorum?
Çünkü Olli Rehn, büyük bir ihtimalle yıl sonunda AB’nin Dış Politika Temsilcisi Javier Solana’nın yerine geçecek. Şu anda bu koltuğun en güçlü adayı o...
Artık onun elinde Türkiye ve diğer “genişleme” içerisinde olan ülkeler değil, AB’nin dış politikasını içeren tüm dosyalar olacak. Yani futbolunu izlediği ülkeler, sadece AB’ye aday olanlarla sınırlı olmayacak. Daha da geniş bir coğrafyayı içerecek.
Büyük bir ihtimalle Ortadoğu ve Afrika liglerini de izlemeye başlayacak ve bu coğrafyadaki ülkelerin liderlerinin tuttuğu takımları öğrenerek bu takımların renklerini taşıyan kravatlar takacak.