Güncelleme Tarihi:
Devlet Başkanı Nicolas Sarkozy'nin de bizzat ağırlığını koymasıyla bu alanda yeni bir düzenlemenin uygulamaya konuldu.
Buna göre ayda 4 yarım günden fazla -özürsüz olarak- okula gitmeyen öğrenciler için ailelerine çocuk parası ödenmeyecek.
Fransa'daki Veli Birlikleri de, Öğretmenler Sendikası da bu yaptırımın bir işe yaramayacağı görüşünde.
O nedenle de bu uygulamaya karşı çıkıyorlar.
Almanya'da da son dönemlerde benzer yaptırımlar gündeme getirilmektedir.
Başta Berlin olmak üzere Almanya'nın çeşitli kesimlerinde “okulu eken” öğrenci sayısının artması gerekçe gösterilerek “velilerin cezalandırılması” istenmektedir.
Örneğin, Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) Federal Meclis Grup Başkanı Volker Kauder, sistematik olarak “okulu eken” çocukların ailelerine ödenen çocuk parasında kesinti yapılmasını önermektedir.
CDU'lu politikacı, “Berlin'de gençlerin -Almanlar, ağırlıklı olarak da göçmen kökenliler- okulu ekmeleri ve buna gözyumulması bir skandaldır” diyor.
Tabii çocuk parasında kesintinin “politik bir işgüzarlık” olmadığını, amacın bu çocuk ve gençlerin gelecek şanslarını artırmak olduğunu söylemeyi de ihmal etmiyor.
Berlin'de Türkler ve Araplar başta olmak üzere göçmen kökenlilerin yoğun olarak yaşadığı Neukölln İlçesi Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky de Kauder'den farklı düşünmemektedir.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Buschkowsky, Berlin'deki bazı okullarda dersleri sistematik olarak eken öğrencilerin oranının yüzde 25'e ulaştığını söylemekte.
Buschkowsky'ye göre buna karşı mücadelenin en iyi yöntemi “ailelerin cüzdanı”dır.
Buschkowsky, çocukları “okulu eken” ailelerine çocuk parası ödenmemesi durumunda bu sorunun kendiliğinden çözüleceğini düşünmektedir.
Hatta bundan emindir...
Zaman zaman Almanya'da özellikle göçmen kökenli ailelerin çocuklarını okula göndermediği öne sürülmektedir.
Ben şahsen şu ana kadar “çocuğum okula gitmesin”, “çocuğum iyi bir eğitim almasın” diyen hiçbir Türkle karşılaşmadım.
Konuştuğum herkesten, çocuklarının kendilerinden daha iyi yerlere gelebilmesi için her türlü özveride bulanmaya hazır olduklarını duydum ve duyuyorum.
Çocukların okula gönderilmemesi bu çocuklara verilebilecek olan en büyük cezadır.
Yaptırımlar yerine bu çocuk ve gençlerin okulu neden “ektikleri”nin üzerinde durulmalıdır.
Örneğin bu çocuk ve gençlerin ellerinden tutmaları için okullardaki “sosyal danışman” sayısı artırılmalıdır...
Fransa'nın örnek alınması yanlıştır...
Hele hele Sarkozy'nin örnek alınması tamamen yanlıştır.
Fransa'nın banliyölerinde göçmenleri dışlayıcı tutumlara gözyuman, hatta destekleyen, Romanları ülkesinden “kovan” Fransa Devlet Başkanı'nın örnek alınması yanlıştır.
Hem de çok yanlış...