Güncelleme Tarihi:
“Okul hoşuna gitti mi?”
“Hayır, hoşuma gitmedi.”
“Neden ama?”
“Okulda çocukları kandırıyorlar.”
“Nasıl kandırıyorlar?”
“Bizim sınıfın kapısında BİRİNCİ SINIF yazıyor. Halbuki içerdeki bütün sıralar tahta...”
Bir okulun kalitesi hakkkında fikir edinmek istiyorsanız, önce eşyalarına bakmayın. Önce ö ğ r e t m e n l e r i n e bakın. Öğretmen iyiyse, eğitim ve öğretimin kalitesi de iyidir.
Okula yeni başlayan çocuk, yepyeni bir yaşama ayak uydurmak zorunda. Artık evdeki gibi istediği zaman kalkıp oynayamaz. Ders boyunca oturduğu yerde kalmaya alışmak zorunda. İstediği zaman konuşamaz. Önce parmak kaldırıp kendisine söz verilmesini beklemelidir. Öğretmenin söylediklerini uzun süre dinlemeyi öğrenmek durumundadır.
Bu büyük değişikliği yaşayan çocuklarımızın anne ve baba desteğine ihtiyacı vardır.
İşte size dikkat etmeniz gereken 10 konu. Başarılı bir başlangıç için çocuğunuzu en azından şu konularda desteklemelisiniz:
1. Öğretmen: Bir öğretmenin pedagojik kalitesi, okuldaki ve sınıftaki eşyaların kalitesinden çok daha önemlidir. Öğretmen sadece okulun tayin ettiği bir eğitimci değildir. Her gün çocuğunuzu emanet ettiğiniz insandır. Çocuğunuzu etkileyecek insandır. Çocuğunuzu emanet ettiğiniz insanı tanımazsanız, çocuğunuzun okuldaki eğitimini destekleyemezsiniz. Çıkabilecek sorunlara çözüm bulamazsınız. Öğretmenle yapıcı bir ilişki kurmaya çalışın. Okuldaki etkinlikleri ve veli toplantılarını firsat olarak değerlendirin.
2. Okul yolu: Okullar açılmadan önce çocuğunuzla birlikte birkaç defa okula yürüyerek gidin. Okul yolunu bu şekilde öğrenirken en kısa yolu değil, en güvenli yolu kullanın. Yolda trafik lambaları varsa, karşıya nasıl geçileceğini açık seçik söyleyin ve söylediğinizi uygulayın. Çocuğunuz okula otobüsle veya servis arabasıyla gidecekse, durağa giden yolu öğretin. Belli bir süre sonra çocuğunuz okula tek başına gidip gelecek hale gelmelidir. Çocuğunuz en azından ev adresini bilmelidir. Acil durumlar için annesinin ve babasının telefon numarasını yanında taşımalıdır. Yolda hiçbir yabancının otomobiline binmemesi gerektiğini açıklayın. Haftalık ders plânını hemen göreceğiniz bir yere asın. Çocuğunuzun saat kaçta eve geleceğini bilin.
3. Uyku: Günün önemli saatlerini açık seçik belirleyin. Yatma saati, sabah kalkma saati belli olsun. O yaştaki çocukların ortalama 10 saat uyuması gerekir. Birinci sınıftaki çocukların akşam saat 8.00’de yatağa girmesi gerekir. Buna mutlaka dikkat edin. Çünkü başarılı bir öğrenme için beynin bu uykuya ihtiyacı vardır. Ayrıca birinci sınıf çocukları günde en fazla bir saat televizyon seyretmeli.
4. Kahvaltı: Çocuğunuzun okulda dikkatini toplayabilmesi ve dinlediklerini anlayabilmesi için doğru dürüst kahvaltı yapması gerekir. Ailece yapılan bir kahvaltı çocuğa psikolojik güç verir. Sorunların üstesinden gelmeyi kolaylaştırır. Çağımızın en büyük sorunlardan birisi de, çocuğun geç yatması, geç yattığı için erken kalkamaması ve beynin sağlıklı çalışması için gerekli olan kahvaltıyı yapacak vaktin kalmamasıdır. Kahvaltı konusunda 4 renkli gök kuşağı modelini uygulayabilirsiniz:
Beyaz kuşak: Pastörize süt,
Sarı kuşak: Margarin, tereyağı (az miktarda), peynir, tavuk veya hindi salamı,
Kahverengi kuşak: Ekmek çeşitleri, kahvaltılık tam tahıllı ürünler,
Kırmızı-yeşil kuşak: Meyveler, zeytin.
Her kahvaltıda her kuşaktan bir ürünü kahvaltı masasına koyabilirsiniz. Çocuklar ne kadar sevse de, cips, kızarmış patates, kola, gazoz, çikolata, gofret ve hamburgerden uzak durmaya çalışın.
5. Cep harçlığı: Başarılı olmanın önemli bir boyutu da para eğitimidir. Yani para kazanmasını ve harcamasını öğrenmektir. Düzenli cep harçlığı vererek erken yaşta para eğitimine başlarsanız, ilerde çocuğunuzun kendi ayakları üstünde durmasını desteklemiş olursunuz.
6. Günlük konuşma: Artık çocuğunuzun yeni bir kimliği vardır; öğrencilik. Yeni öğrenci kimliğiyle birlikte çocuk kendini daha çok büyümüş hisseder. Böylece siz de yeni bir kimliğe sahip olmuş olursunuz. Artık sadece bir çocuk annesi değilsiniz. Bir öğrenci annesisiniz. Çocuğunuz her gün okulda yeni bir şey öğrenir, yeni bir şey yaşar. Çocuğunuzla konuşmak için vakit ayırın. Okulda yaşadıklarını anlattırın. Öğretmenle veya diğer çocuklarla sorunları olursa, anlattıklarını sonuna kadar dinleyin. Yani iyi bir dinleyici olun. Bazı çocuklar çok çekingendir. Öğretmeniyle veya arkadaşlarıyla konuşurken onların gözüne bakamazlar. Göze bakamayan çocuğun dersi takip etmesi, kendini sınıfta kabul ettirmesi zorlaşır. Aile içindeki konuşmalarda çocuğunuzun nasıl konuştuğuna dikkat ediniz. Konuştuğu insanın gözüne bakıyor mu, bakmıyor mu?
7. Ders çalışma ortamı: Çocuğunuzun ders çalışabileceği sakin bir ortama ihtiyacı vardır. Boyuna uygun bir masa ve sandalye ders çalışmayı kolaylaştırır. Masa üstü biraz eğik olabilir. Sandalyeye oturduğu zaman, çocuğun ayakları rahatlıkla yere değmeli. Çocuk odası veya çocuğun ders çalışacağı oda sakin ve aydınlık olmalı. Çalışma ve dinlenme bir bütündür. Çalışanın dinlenmeye ihtiyacı vardır. Ders çalışma saatlerini ve oyun saatlerini çocuğunuzla birlikte açık seçik belirleyin. Yani birinci sınıftan itibaren çocuğunuza zaman eğitimi verin. Çocuğunuzun arkadaşlarıyla oynamasını destekleyin. Özellikle dışarda oynamasını destekleyin. Çocuğunuz okulda kurallı bir yaşama alışmak zorunda olduğu için, bunu temiz havada hareket ederek dengelemelidir. Ayrıca arkadaşlarıyla oynayan çocuk okula daha kolay alışır ve iletişim yeteneği gelişir.
8. Okuma ve yazma: Otomobil sürücülerini bilirsiniz. Kimi hızlı araba kullanır, kimi de yavaş. Çocuklar da böyledir. Kimi okumayı çabuk öğrenir, kimi de yavaş. Çocuğunuz okumayı yavaş öğreniyorsa, telaşa kapılmayın. Onu kardeşleriyle veya komşu çocuklarıyla karşılaştırıp “Bak o senden daha önce okumayı öğrendi” demeyin. Bir taraftan çocuğunuza güvenin, diğer taraftan da öğretmeniyle konuşun. Öğrenme sürecinin temel taşlarından birisi de yazıdır. Güzel yazı çocuğun kendi öğrenme sürecini etkilediği gibi, diğer insanları da olumlu anlamda etkiler. Çocuğunuzun güzel yazı yazmayı alışkanlık haline getirmesi için evde çaba gösterin.
Yazı eğitimine dikkat edilmezse, yüksek sınıflarda çocuk kendi yazdığı yazıyı bile, ertesi gün okumakta güçlük çeker. Çocuğunuz solaksa, onu sağ eliyle yazmaya zorlamayın.
9. Çanta: Satın alacağınız okul çantası hem kullanışlı olmalı, hem de çocuğun hoşuna gitmeli. En iyisi çocukla birlikte gidip satın almak. Çocuğun bel sağlığı açısından, çantanın ergonomik tasarlanmış olması önemlidir. Sırta gelen kısım destekli ve omuz askıları en az 4 cm genişliğinde olmalı. Önünde ve yanlarında reflektörler bulunmalı. Dolu çantanın ağırlığı çocuğun kilosunun % 15’ini geçmemeli. Örneğin 25 kilo gelen bir çocuğun taşıdığı çantanın ağırlığı 3 kilodan az olmalı. Çantanın ağırlığını azaltmak için, çantanın içini her akşam ( Bu işi sabaha bırakmayın) çocuğunuzla birlikte kontrol ediniz. Sadece ertesi günü kullanılacak araç ve gereçleri çantaya koyunuz. Araç ve gereçleri sağlığa uygun bir şekilde yerleştiriniz. Yani ağır araçlar çantanın bedene yakın tarafına konulmalı. Bu sadece çantanın ağırlığını azaltmak için gerekli değildir.
Ertesi günün derslerine hazırlanmak için de gereklidir. Bu alışkanlığı edinmeyen çocuklar, yüksek sınıflarda ders için gerekli kitabı veya defteri evde unutmaya başlar.
10. Kutlama: Yaşamımızda önemli günler vardır. Doğduğumuz gün, evlendiğimiz gün gibi. Çocuğun okula başladığı gün de bir anlamda doğum günüdür. Eğitimsel doğum günü. Bu nedenle okul başlangıcını aile içinde kutlayınız. Büyükannesi, büyükbabası gelebiliyorsa, onları davet ediniz. Okula başladığı gün çocuğa hediyeler veriniz.
Resim çekiniz. Böylece okulun, eğitimin ne kadar önemli olduğunu sözlerinizle değil, yaptıklarınızla hissettiriniz. Okula yeni başlayan çocuk heyecanlanabilir, korkabilir, endişelenebilir. Çünkü tanımadığı yetişkinlerle (öğretmenler) ve çocuklarla bir araya gelecektir. Daha önce anaokuluna gitmemişse, korkusu daha da yoğun olabilir. Çocuğun korkusunu azaltmak için, okullar açılmadan önce, kendi güzel okul anılarınızı anlatınız. Mümkünse çocuğunuzla birlikte okula gidiniz, okul binasını geziniz. Çocuğunuzun okula başlayacağı ilk gün anne ve baba olarak çocuğunuzun yanında olun. İşe gidiyorsanız, işyerinden izin almaya çalışın.
Okula başlarken iyi bir hazırlık yapmak, yukarıdaki konuları göz önüne almak, bir evin temelini sağlam yapmak gibidir. Temel ne kadar sağlam olursa, üstüne kat çıkmanız, o kadar kolaylaşır. Temeliniz çürükse, ilk pedagojik depremde çıktığınız katlardaki duvarların çatladığını görürsünüz. Hayatta en zor şeylerden birisi de, baştan yanlış yapılan şeyleri sonradan düzeltmeye çalışmaktır.
Uzun sözün kısası:
Eğitimin temelini sağlam at,
İlk yıl sorununu kolay atlat!