Güncelleme Tarihi:
İSVEÇ'te yaşayan Ferat Korkmaz, Türk kökenli Alman vatandaşı eski sevgilisinden olan beş yaşındaki oğlunu görebilmek için inanılmaz bir mücadele veriyor. Sevgilisinden ayrılınca oğlunun velayetini de kaybeden Korkmaz, İsveç ve Almanya arasında beş yıldır adeta mekik dokuyor.
Yaşadıklarını, "Baban seni seviyor" adlı kitapta anlatan Ferat Korkmaz, "Annesi oğlumla sadece Almanca konuşuyor. Türkçe bilmediği için de evladımla anlaşamıyoruz. Ona anlatmak isteyip de anlatamadıklarım için bu kitabı yazdım. Büyüyünce Almanca olarak bu kitabı okuduğunda onu ne kadar çok sevdiğimi ve onu görebilmek için nelere katlandığımı anlayabilecek" dedi.
İsveç'te İsveççe yayınladığı 314 sayfalık kitabı Almanya'da da Almanca'ya çevirterek yayına hazırlayan Korkmaz, hem oğluna, hem eski sevgilisine hem de velayet davalarına bakan yargıç ile gençlik dairelerine duygularını ve yaşadıklarını aktarıyor.
Hikaye fuarda başladı
2003 yılında fuar için geldiği Almanya'nın Köln kentinde kendisinden beş yaş büyük Alman vatandaşı M. Y. ile tanışan Ferat Korkmaz, genç kadınla duygusal ilişki kurdu. M. Y., daha sonra İsveç'e taşınarak Ferat Korkmaz'ın Stockholm'deki evine yerleşti. Çiftin 2005 yılında bir oğulları dünyaya geldi. Ancak çift bir süre sonra geçinemeyerek ayrıldı. Korkmaz, çocuğunu alarak Almanya'ya dönen M. Y.'ye velayet davası açtı. Ancak Alman mahkemesi çocuğun velayetini anneye verdi. Korkmaz'a da nafaka ödemesi kararı çıktı. Mahkeme babanın çocuğunu ayda bir kez Köln'de görmesi yönünde karar çıkardı. Her ay bin 500 kilometre mesafeden Almanya'ya gelen Korkmaz eski sevgilisinin bir çok kez sudan bahanelerle çocuğunu göstermediğini ileri sürerek, büyük bir psikolojik savaşın içine sürüklendiğini kaydetti.
Evlenmek istemedi
Önceleri M.Y. ile çok iyi anlaştıklarını, ancak sevgilisinin İsveç'e taşınıp da birlikte yaşamaya başlayınca sorunlar çıktığını söyleyen Korkmaz şöyle devam etti: "Benden uzaklaşmaya başladı. Kafamda ilişkiyi bitirmiştim. Tam bu sırada hamile kaldı. Ben hemen evlenmek istedim. Ancak sevgilim buna hiç yanaşmadı. Çocuğumuzun olacağını öğrendikten sonra ona yeniden bağlandım. Ama yararı olmadı. O sürekli Almanya'yı çok özlediğini, burada mutsuz olduğunu söylüyordu. Ailemle de sorunlar yaşamaya başladı. Çocuğumuz doğduktan bir süre sonra tüm eşyalarını toplayıp Almanya'ya döndü. Ulaşmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Yavrumun hasretiyle yanıp tutuştum. Tüm masraflarını karşılamaya hazırdım. Yeter ki yavrum yakınımda olsun istedim. Velayet davasını kaybettim. Şimdi sadece nafaka ödeyip, ayda bir kez, o da Köln'de olmak üzere çocuğumu görebiliyorum."
Dil sorunu korkutuyor
Çocuk büyüdükçe farklı, hiç beklemediği sorunların ortaya çıktığını söyleyen Korkmaz, "Önce aldığım oyuncaklarla mutlu oluyordu. Otel odasında onunla saatlerce oyun oynayıp, bir aylık hasretimi gideriyordum. Ama zamanla çocuğum bana, 'Sen pissin, sen kötüsün' demeye başladı. Önceleri beni gördüğünde çok mutlu oluyordu. Ama son zamanlarda daha soğuk davranıyor. En önemlisi de çocuğumla dil birliğini kaybediyoruz. Çünkü annesi onunla sadece Almanca konuşuyor. Bilinçli olarak çocuğumun Türkçe öğrenmesini engelliyor. Böylece benden uzaklaştırabileceğini düşünüyor. Beş yaşındaki bir çocukla insan normalde iletişim kurabilir. Ama ben oğlumla kuramıyorum. Çünkü çocuk Türkçe bilmiyor. Sürekli Almanca konuşuyor. Ben de Almanca bilmiyorum. Durum gittikçe kötüleşiyor. Birbirimizi anlamamaya başladık" diye konuştu.
Evladımı seviyorum
Durum böyle olunca kendini evladına anlatamayacağını düşünen Korkmaz, şöyle devam etti: "Bu kitabı da o yüzden yazmaya karar verdim. Çünkü ben evladımı çok seviyorum, onu görebilmek için inanılmaz mücadele veriyorum. Ancak bunları ona anlatamıyorum. İleride sadece annesinden etkilenerek benden nefret etmesini istemiyorum. Kitapta tüm yaşadıklarımızı anlattım. Ayrıca yargıçların, sosyal görevlilerin de okumasını istiyorum. Bir de benim gözümden evlat hasretini görmelerini istiyorum."