Oğlu babasını anlattı:

Güncelleme Tarihi:

Oğlu babasını anlattı:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 09, 2008 21:06

Londra'da kitapseverler, Türk edebiyatında özgün bir yeri olan Orhan Kemal'i oğlu Işık Öğütçü'den dinlediler.

Haberin Devamı

BRİTANYA Türk Kadınları Derneği (BTKD) tarafından düzenlenen Kitap Günü’nde Işık Öğütçü, roman ve öyküleriyle çağdaş Türk edebiyatında özgün bir yeri olan babası Orhan Kemal'i anlattı.

Troyy Hotel Salonu’nda düzenlenen etkinlikte aralarında Sefire Bernev Alpogan ve Başkonsolos Yardımcısı Sunay Dizdar’ın da yer aldığı kitap dostları, baba ile oğul arasındaki geniş yaşam parantezinin tanığı oldular. Orhan Kemal’in aramızdan ayrılışının 38. yıl dönümü münasebetiyle BTKD Başkanı Hülya Koçu’nun açılış konuşması ile başlayan etkinlikte Kitap Kulübü Başkanı Semra Eren Nijhar, 'Türk edebiyatının ölümsüz ismi Orhan Kemal ve oğlu Işık Öğütçü' hakkında bilgi verdi. Nijhar, 'babasını 13 yaşındayken kaybeden Işık Öğütçü, yıllar sonra kendi çabaları ile açtığı müzede Orhan Kemal’i yaşatmaya çalışıyor' dedi.

Kelimeler boğazında düğümlendi

Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan babası Orhan Kemal ile ilgili Işık Söğütçü şunları anlakttı:
'Orhan Kemal benim için bir babaydı, bir yazar değil. Daktilosunun başında bir şeyler yazardı ama ben babam öldükten sonra ortaokul yıllarımda ilk kez kitaplarını okudum. Babamla ilgili müze açma hazırlıkları esnasında yani 2000 yılında, Orhan Kemal’i tanıdım. İşte o zaman onun yalnızca bizim ülkemiz için değil, dünya için de bir hazine olduğunu anladım. Orhan Kemal’in bütün eserlerinde yaşadığı ve gözlemlediği olaylar, gerçek yaşamdan kesitler taşımaktadır. Okuyucular aslında bir roman değil, bir belgesel okuyorlardır' dedi.

Öğütçü, Nazım Hikmet ile Bursa Cezaevi’nde tanışmasının Orhan Kemal’in hayatında bir dönüm noktası olduğun işaret ederek, babasının ilk çocuğuna 'Nazım' adını verdiğini söyledi.

Zaman zaman duygusal anların yaşandığı etkinlikte Öğütçü, "Bizler de yaşlanıyoruz. 'Peki, ilerde bu müzenin durumu ne olacak' diye sorduklarında, hiçbir cevap veremeyişim, beni çok düşündürüyor. Sanatçıların öldükten sonra eşyalarının korunamaması, kurumlara hibe edilen sanatçı kütüphanelerinin ve eşyalarının zaman içinde darmadağın olması beni korkutuyor" diye konuştu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!