ALMANYA Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönünde tam bir dönüm noktasının başlangıcı niteliğindeydi.
Türkiye ile Almanya arasında diplomatik ilişkilerin başlatılmasının 100’üncü, Almanya Federal Cumhuriyeti’nin resmen kurulduğu, Alman Anayasası’nın 23 Mayıs 1949 tarihinde kabulünün 75’inci yıl dönümünde gerçekleşen bu ziyarete, 30 Ekim 1961’de imzalanan ‘Türk-Alman İş Gücü Anlaşması’ ile başlayan ve sayıları 3.5 milyonu bulan Almanya’daki Türkiye kökenli insanlar da damga vurdu.
10 yıl aradan sonra bir Almanya Cumhurbaşkanı’nın yaptığı bu ilk ziyaretin ilk durağı da ‘Gastarbeiter’ (Misafir İşçi) olarak bilinen insanların trenlere binerek yerini, dilini, kültürünü bilmedikleri ‘bilinmeyene’, Almanya’ya çıktıkları yolculuğun başladığı Sirkeci Garı’ydı.
Her ne kadar Cumhurbaşkanı Steinmeier’in İstanbul Tarabya’daki Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık rezidansında verdiği resepsiyonda konuklara sunduğu döner ve Almanya’dan beraberinde götürdüğü Türk dönerci Arif Keleş, özellikle sosyal medyada ‘sorun’ haline getirilse de bu seyahat ilişkilerin geliştirilmesi için çok önemli bir sinyaldi.
O UÇAKTA SADECE DÖNER YOKTUCumhurbaşkanı Steinmeier’in seyahat ettiği devlet uçağında yalnız ‘dondurulmuş Türk döneri’ değil, Almanya’daki Alman-Türk toplumunun temsilcileri de vardı.
SPD’li Federal Meclis Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz heyetteydi.
CDU milletvekili Serap Güler de.
Kültür, sanat, işletme, işveren, siyaset çevrelerinden Türkiye kökenli konuklar da.
Yazar Dinçer Güçyeter, dönerci Arif Keleş, polisiye dizilerde de oynayan aktör-yazar Adnan Maral, merkezi Bonn’da bulunan paket ve kargo taşıma şirketi ‘DHL Express Deutschland’ Genel Müdürü Mustafa Tonguç ile Yeşiller Partili Hannover Anakent Belediye Başkanı Belit Onay da konuk listesindeydi.
Hürriyet’in Berlin Temsilcisi
Ahmet Külahçı, Anadolu Ajansı’ndan Cüneyt Karadağ ve ‘Almanya’nın Sesi’ Türkçe yayınlar bölümü sorumlusu Erkan Arıkan da uçaktaydı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, ‘bilinmeyene’ yolculuğun başladığı Sirkeci Garı’ndaki etkinlikte sayıları 3 milyonu geçen, yarıdan fazlası Alman vatandaşı olan Türkiye kökenli insanların Almanya’nın bir parçası olduğunun altını çizdi.
Dönerin de Alman mutfağının bir parçası olduğunu, hatta ‘Berlin Döneri’nin New York piyasalarına bile girdiğini söyledi.
Hata Dubai’de İranlı birisinin ‘German Döner Kebap’ adı altında bir büfe açtığını bile...
“Türk-Alman göçmenler tarihimizin bir parçası oldular. Bu insanlar değil, Almanya göçmen kökenli oldu” dedi.
Nesillerdir Almanya’da yaşayan bu insanların her alanda Almanya’nın kalkınmasına önemli katkılarda bulunduğunu vurguladı.
Bunu Tarabya’da verdiği resepsiyonda da yineledi.
TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR ETTİ1920’li yıllarda yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne katkıda bulunmak için Almanların Türkiye’ye gittiğini ve 1930’lu yıllarda Nazi döneminde kaçan Almanlara Türkiye’nin kucak açtığını hatırlatarak, Türkiye’ye teşekkür etti.
Türkiye’de geçen yıl meydana gelen deprem felaketinin acılarının Almanya’da da yaşandığını, Alman hükümetinin de Almanların da ülkedeki Türkiye kökenli insanların da tam bir dayanışma sergilediklerini hatırlattı Gaziantep ziyareti sırasında.
Almanya’nın desteğiyle inşa edilen Gazikent İlkokulu ziyaretinin ardından Nurdağı’nda depremzedelerin ve Suriyeli sığınmacıların kaldığı konteyner kentte çocuklarını, eşlerini, yakınlarını kaybeden insanları dinledi.
Almanya’nın yardımı sürdüreceği sözü verdi.
‘AİLEVİ İLİŞKİLERİMİZ VAR’Beştepe’de gerçekleşen Erdoğan-Steinmeier görüşmesinde ise bir harmoni yaşandı.
30 dakika sürmesi öngörülen görüşme tam 1.5 saat sürdü.
Ortaklaşa düzenledikleri basın toplantısında Steinmeier, “İlişkilerimiz çok uzun geçmişe dayanıyor. Diplomatik ilişkilerimizde 100’üncü yılında gelmemiz önemliydi. Özellikle insani ilişkiler bizim bağlarımızı özel kılıyor. Dünyadaki hiçbir ülkeyle Almanya’nın bu kadar yoğun, dostane, ailevi ilişkileri yoktur” dedi.
Türkiye ile ilişkileri geliştirmek istediklerini söyledi.
Dünya genelinde zor bir dönemden geçildiğine işaret ederken, “Biz özellikle iki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeziz. NATO ve G-20 nezdinde birbirimize ihtiyacımız var” dedi.
Hem Steinmeier hem de Erdoğan basın toplantısı boyunca ‘uyumlu, olumlu ve yumuşak bir dil kullanmaya’ özellikle özen gösterdi.
Görüşmeye katılanlar da temasların çok ılımlı ve olumlu geçtiğini söylediler.
Ankara’dan Berlin’e geri dönerken uçakta Cumhurbaşkanı Steinmeier’e “Türk-Alman ilişkilerinde yeni bir dönem mi başlıyor?” diye, heyette yer alan Türkiye kökenliler ile eşi Türk kökenli olan Federal Meclis milletvekili Nils Schmidt’e de seyahati ve görüşmeleri nasıl değerlendirdiklerini sordum...
Steinmeier, Türkiye ile her alanda ilişkilerin geliştirilmesine çok önem verdiklerini söyledi.
Ben şahsen Almanya Cumhurbaşkanı’nın bu seyahatini Almaya-Türkiye ilişkilerinde ‘dönüm noktasının başlangıcı’ olarak algıladım.
TÜRKİYE’NİN ÖNEMİNİ DAHA İYİ ANLADILARAYDAN ÖZOĞUZ / FEDERAL MECLİS BAŞKAN YARDIMCISI : Türkiye ile çok görüşmelere katıldım. Bu görüşmenin de nasıl geçeceğini çok merak ediyordum. Gerçekten çok güzeldi. Benim için önemli bir sinyal oydu. Şu an çok pozitif bir imajla dönüyorum. Çok güzel konuşmalar yapıldı. Cumhurbaşkanı Steinmeier ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ikili görüşme planlanandan çok daha uzun sürdü. Heyetler arası geniş sohbet etme imkânı bulduk. Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner ile Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir saat kadar ayrıca görüştüler. Yani hepimiz için iyi bir fırsat oldu ve bir rahatlık vardı ortada. İki liderin çok güzel anlaştıklarını gözlemledim. Steinmeier’in, bu ziyaretinin yeni bir başlangıç mı olduğu soruluyor. Evet olabilir ama abartmamak lazım şimdiden. Biraz dikkatli yaklaşalım. Bence bu gerçekten mümkün.
Almanya ve Türkiye’nin birçok konuda ve özellikle yaşanan savaş ve çatışmalar konusunda farklı bakış açılarına sahip olduğunu herkes biliyor. Türkiye hem Ukrayna hem de Rusya ile konuşuyor. Biz (Almanya) Rusya’nın Ukrayna’ya girip kendine oradan bir yer almasını kabul etmiyoruz. Gazze’de, esas birçok insanın bilmediği bir şey, biz Filistinlilere en büyük yardımları yaptık son yıllarda. Ve hâlâ da yapmaya hazırız. Ama tabii bizim İsrail’in yanında da olmamızı Türkiye’de birçok insan anlamıyor. Gazze’de evler, hastaneler ve birçok yer yıkıldı. Baktığınızda hiçbir şey kalmadı. İki taraf da bunu çok güzel bir şekilde açıkladı ve yine de beraber kalmamız gerektiğini vurguladılar. Gazze’nin yeniden inşası için iki ülkeye de ihtiyaç olacak. Türkiye ile Almanya arasında bir iş birliği gerekecek. Ayrıca heyette bulunan bazı üyeler bu ziyaret ile Türkiye’nin konumunu ve stratejik önemini şimdi daha iyi anladıklarını bana ifade ettiler. O nedenle böyle ziyaretler önemlidir. Bu ziyaret, ümit ederim ki, iki ülke ilişkilerinin biraz daha yoğunlaşmasına vesile olur.
BİRLİKTELİĞE İHTİYACIMIZ VARNILS SCHMIDT / SPD FEDERAL MECLİS GRUBU DIŞ POLİTİKA SÖZCÜSÜ: Çok başarı dolu bir ziyaretti. Özellikle Cumhurbaşkanı Steinmeier ile Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikili görüşmeleri çok dostane bir atmosferde geçti. Hukuk devleti ve insan hakları gibi konularda köklü görüş ayrılıkları yaşansa da iki ülke de diğer alanlarda birlikte hareket ederek ilerleme kaydedilmesinde tam bir görüş birliği sergiledi. Bu önemli bir sinyaldi. Bizim bu sinyale ihtiyacımız var. Çünkü komşu ülkelerde, Orta Doğu’da birçok sürtüşmeler yaşanıyor. Bu sürtüşmelerin sonlandırılması için birlikteliğe ihtiyacımız var.
SEMBOL NİTELİĞİNDE BİR SEYAHAT OLDUSERAP GÜLER / CDU FEDERAL MECLİS MİLLETVEKİLİ: Çok önemli, sembol nitelikli bir seyahat oldu. 60’lı yılların başında ‘misafir işçilerin’ yola çıktığı Sirkeci Garı’nda başlatılan bu seyahatin ayrı bir anlamı ve önemi vardı. İnsan hakları savunucularıyla da görüşüldü İstanbul’da. Bu da önemliydi. Almanya Cumhurbaşkanı’nın Tarabya’da yaptığı konuşma da öyle. İkinci gün deprem bölgesinde Almanların yardımıyla inşa edilen ilkokulda öğrencilerle buluşmak, daha sonra depremzedelerin kaldıkları konteyner kentteki görüşmeler duygu doluydu. Çocuklarla 23 Nisan’ı beraber kutlamanın ayrı bir anlamı ve güzelliği vardı. Son gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme de çok iyiydi. Her ne kadar bazı alanlarda görüş ayrılığı olsa da bundan sonra birbirimizle daha sıkı iş birliği yapabileceğimizi düşünüyorum. Nitekim her iki cumhurbaşkanı da basın toplantısında bunun altını çizdi. Bu da tekrar yakınlaşmak için iyi bir başlangıç oldu. Cumhurbaşkanı Steinmeier ile iş birliğinin geliştirilmesi yönünde çok samimi ve güzel sinyaller verdiğimizi düşünüyorum.
TÜRKLERİN BAŞARILARINI ÖN PLANA ÇIKARDI
BELİT ONAY / HANNOVER ANAKENT BELEDİYE BAŞKANI-YEŞİLLER: Güzel ve verimli bir ziyaret oldu. Cumhurbaşkanı Steinmeier bu seyahati sırasında Almanya’daki Türklerin başarılarını, topluma katkılarını ön plana çıkarmak istedi ve bunu çok samimi bir biçimde vurguladı. Gerçekten ben çok memnun kaldım. Türklerin katkısı bu seyahatin bir boyutuydu. İkinci boyutu ise Türkiye-Almanya ilişkileriydi. Son yıllarda ilişkilerde sıkıntılı bir dönem yaşadık. Bu seyahat sırasında bana göre daha ılımlı bir hava esmeye başladığı görüldü. Bu da çok olumlu ve verimli bir gelişmedir. İki tarafın da ilişkilerin geliştirilmesi konusunda hemfikir olduğunu görüyoruz ki, bu da çok önemli bir gelişmedir. Türkiye ile Almanya’ya İsrail-Gazze sürtüşmesinin sonlandırılması ve Ukrayna’da yaşanan savaşın durdurulması için önemli görevler düşmekte. Bu iki ülkenin birlikte hareket etmesi güzel bir adım olur. Bana her iki tarafın da bu yönde olumlu adımlar atmak ve birlikte hareket etmek istiyor gibi geldi. Bu da iyi ve önemli bir adımdır.
ILIMLI VE UYUMLU BİR GÖRÜŞME OLDUDİNCER GÜÇYETER / YAZAR: İlginç bir seyahat ve ilginç bir yolculuktu. Birçok yeni insan tanıdım. Seyahate başladığımızda iki cumhurbaşkanı arasındaki görüşmenin nasıl geçeceğini çok merak ediyordum ben de herkes gibi. İki cumhurbaşkanının da açıklamaları, görüşmelerin daha ılımlı ve uyumlu geçtiğini gösteriyor. Ben biraz da olsa Alman medyasının zayıf olduğunu düşündüm döner konusunu açmakla. Çok daha başka ve önemli konular varken dönerle başlamak bana biraz yavan geldi. Alman medyası olayın ciddiyetini anlamadı gibi geldi bana. Dönerin öne çıkarılmasına Cumhurbaşkanı Erdoğan da bıyık altından güldü. Ben kendi adıma böyle bir seyahate davet edilmekten ve katılmış olmaktan çok mutluluk duydum.
BÖYLE BİR HEYETTE BULUNMAK ONUR VERİCİARİF KELEŞ / DÖNERCİ: Böyle bir organizasyonun, böyle bir heyetin içinde bulunmak onur verici. Sayın Cumhurbaşkanı Steinmeier ile döner kesmemiz, Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Tarabya’da verilen resepsiyonda görmek güzel şeylerdi. Türkiye’den, Almanya’dan politikacılar tanımak gurur vericiydi. İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için verilen sinyaller de sevindiricidir.
BU YAKINLAŞMA BENİ ÇOK MUTLU ETTİADNAN MARAL / AKTÖR: Çok güzel bir seyahatti, çok ilginçti. Çok tatlı insanlarla beraber bu delegasyonda yer aldım. Bizi Türkiye’de çok tatlı karşıladılar. Almanya ile Türkiye arasında iyi bir yaklaşma oldu. Çok değerli bir yaklaşma. Bizim nesil için de. Biz Almanya’da doğup büyümüş nesil için de bir yakınlaşma oldu. Uzun zamandır doğru dürüst ilişki yoktu iki ülke arasında. İşte o yüzden bu yakınlaşma beni çok mutlu etti. Bu seyahat iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi açısından önemli bir sinyaldir. Öyle de olmalıdır. İki cumhurbaşkanının öngörülenden çok daha uzun süre görüşmeleri beni ayrıca memnun etti.
BAŞARILI TÜRKİYE KÖKENLİ ÇOK İNSAN VAR ALMANYA’DA
MUSTAFA TONGUÇ / DHL EXPRESS DEUTSCHLAND GENEL MÜDÜRÜ: Güzel bir seyahatti. Köprü kurmak için önemli bir seyahatti. Bu seyahate katılmak gurur vericiydi. Almanya’daki başarılı Türkleri temsil adına katılmak da gurur vericiydi. Bizim gibi örnek, başarılı Türkiye kökenli çok insan var Almanya’da. Hedef bu başarılı insanlarımızın sayısını artırmak olmalıdır. Bu seyahatin ‘iki ülkemiz’ arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine önemli katkıları olacağını umut ediyorum. Bunu istiyorum da. Çünkü bu kadar Türkiye kökenli insanın yaşadığı bir ülkeyle iyi ve sıkı iş birliği çok önemlidir.