Güncelleme Tarihi:
Mahkemenin duruşmaya Türk basınını almadığı haberi patlayınca, Fatih Çekirge’nin ilk sözü şu oldu:“Bizim bu mahkemede olup olmamız hiç önemli değil. Bizi mahkemede Alman medyası temsil etsin. Duruşmayı izleyecek olan Alman gazeteci meslektaşlarımız Hürriyet Gazetesi’ne yazarsa, bu bir tarihi bir olay olur.”
Açık söyleyeyim, ben pek ümitli değildim. Duruşma tarihi yaklaşırken, mahkemeyi izleyecek olan birkaç
meslektaşımı arayıp biraz dikkatlice, “Hürriyet Gazetesi’ne o gün izlenimlerini yazar mısın?” diye sordum. İlk sorduğum gazeteci Münih’ten tanıdığım Süddeutsche Gazetesi’nin usta kalemi Anette Ramelsberger oldu ve aldığım “Seve seve” cevabı beni hemen hepsine sormaya cesaretlendirdi.
Sırasıyla sormaya başladığım hemen hepsi daha ben, “Yazar mısın?” sorusunu tamamlamadan ağız birliği etmişçesine “Seve seve” diyordu. Die Welt, Bild, taz, Tagesspiegel, Frankfurter Allgemeine Zeitung, radyo ve televizyoncular. Hepsi de Almanya’nın en önde gelen kamuoyunun en yakından takip ettiği medyanın temsilcileri.
Pazartesi günü ilk listeyi yayınladıktan sonra bunu öteki dergi ve televizyonlar takip etti. Almanya’nın haftalık Focus dergisinden, Axel Springer, Theodor Wolf ve Informedia gibi ciddi ödüllerin sahibi Göran Schattauer, “Bu listede ben de olmak istiyorum” dedi. Stern dergisinin yeni yıldız gazetecilerinden Lena Kampf, beni telefonla arayıp “Ben de varım” deyince, bu tarihi dayanışma karşısında gözlerim doldu.
SAYI 30’A ULAŞTI
Aynı gün Almanya’nın en ciddi haftalık gazetesi Die Zeit yazarı, şahsen tanıdığım sevgili Özlem Topçu da “Ben sadece ilk gün değil, diğer duruşmalar için de Hürriyet’e yazarım” sözü verdi.
Münchner Merkur Gazetesi’nden Philipp Vetter ile Radia Arabella’dan Felix Haelbich de Hürriyet’e yazmak istediklerini söyledi.