Ali VARLI / BERLİN
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2020 12:15
Bremen’de yaşayan Durna Uçar, üç yıl önce girdiği ameliyathaneden dalağı yerine sağlam böbreği alınarak çıkan oğlu Kerim Ramazan Uçar (21) için başlattığı hukuk mücadelesini kazandı. O zaman 18 yaşında olan oğlu Kerim’in 5 Ekim 2017’de Klinikum Bremen Mitte Prof.-Hess-Kinderklinik’te ameliyat edildiğini belirten Uçar, yaşadıklarını Hürriyet’e konuştu:
“OĞLUMUN dalağı kanını eksiltiyordu. Ancak bu onun hayatını hiç de etkilemiyordu. Benzer durum bende de var, kızımda da. Kerim o durumda futbol oynuyordu. Enerjik bir gençti ve sahada iki kişilik koşuyordu. Çok aktifti. Doktoru ona ‘Eğer dalağını alırsak daha fazla performans gösterirsin’ dedi. Benim itirazıma rağmen doktorun söyledikleri oğlumu ikna etmeye yetti. Ameliyat edildi. Ameliyattan bir iki gün sonra patolojiden gelen raporda dalak yerine böbreğin alındığı yazılıydı. Doktor oğlumun hastalığını 7 yaşından beri izliyordu. 7 yaşındayken dalağın bir bölümünü ameliyatla da o doktor almıştı. Onunla görüşürken gözlerinin içine bakarak ona ‘Neden böyle bir şey yaptınız. Oğlumun bir böreğini nasıl kesip aldınız’ diye sordum. O da benim sorumu eliyle kafasına vurarak, ‘Büyük hata yaptım. Nasıl olduğunu bilmiyorum’ şeklinde cevaplandırdı. Sonra kendisine ‘Geceleri uyuyabiliyor musunuz’ diye sordum. Bana cevabı ‘Hayır uykularım kaçıyor’ oldu.”
ÖNCE CEZA, SONRA TAZMİNAT“Onunla konuşunca çok kızdım. Çünkü kendisini suçlu hissettiği ve psikolojik baskı altında olduğu dönemde de ameliyatlar yapıyordu. Onun bu tavrı bende ‘insan hayatına önem vermeyen bir doktor’ duygusu uyandırdı. Hukuk mücadelesi başlattım. Önce suç duyurusunda bulundum. Savcı takipsizlik kararı verdi. İtiraz ettik. Dava açıldı ve suçlu bulundu. 30 bin euro para cezasına çarptırıldı. Ondan sonra da tazminat davası açtık. Ancak hem ceza hem tazminat davasında ben savcıya, doktora, hastaneye ve tabipler birliğine karşı savaştım. Çevremde kimse bana inanmıyordu. Gazeteciler de inanmadı. Çünkü kimse bir uzman doktorun
Almanya’da ameliyat sırasında dalak yerine böbrek alacağına inanmak istemiyordu. Üç yıl boyunca tek başıma verdiğim mücadeleyi kazandım. Oğlumun böbreğine karşılık 90 bin euro tazminat ödenmesine karar verildi. Elbette bu para benim için önemli değil. Oğlumun böbreğinin değeri 90 bin değil ki. Oğlum böbreği alındıktan sonra ikinci kez ameliyat oldu ve dalağı da alındı. Çünkü tek böbrek Kerim’i daha da sıkıntıya soktu. Dalak alınmak zorunda kalındı. Şimdi futbol hayatı söndü. Belki profesyonel futbolcu olacaktı. Artık spor yapamaz durumda. Hepimiz psikolojik olarak çöktük. Psikiyatriden destek aldım. Öyle ayakta kaldım. Benim için hiç kolay bir süreç değildi. Süreç çok yıpratıcıydı. Doktorun suçlu olduğunun mahkeme tarafından tespit edilmesi beni sevindirdi. Ancak yüreğimin soğumasına yetmedi. Ameliyatta dalak yerine böbrek alan bir doktorun diplomasının elinden alınması gerekirdi. O zaman verdiğim mücadelenin sonucunu tam almış olacaktım.”
Davanın sonuçlanmasından sonra konuşan Kerim Razaman Uçar ise ameliyat edildiği tarihte 18 yaşında olduğunu belirterek, “Keşke o hatalı ameliyat olmasa ve o acıları çekmeseydim. Tazminat böbreğimi geri getirmeyecek, eski hayatımı geri getirmeyecek” dedi. Uçar, aradan 3 yıl geçmesine rağmen hastaneden hiçbir yetkilinin kendisini aramadığını, buna çok üzüldüğünü söyledi.