Güncelleme Tarihi:
ALMANYA'nın Ludwigshafen kentinde 3 Şubat 2008'de bir apartmanda çıkan ve dördü çocuk 9 Türk'ün öldüğü yangında dayısı tarafından pencereden aşağıya atılarak kurtulan Onur bebek şimdi 4,5 yaşında. Dayı Kamil Kaplan'ın alevlerden kurtarmak için evin dördüncü kattaki penceresinden aşağıdaki polisin kucağına attığı Onur Çalar, yaşadıklarından habersiz küçük kardeşi Defne ile birlikte çocuk yuvasına gitmeye başladı. Yanan evin yerine ise modern bir bina yapıldı, hatta kiracılarla bütün daireler doldu bile. Yangında aile fertlerini yitiren Çalar ve Kaplan aileleri ise ilgisizlikten şikayetçi.
Onur 7 aylıktı
Yangında oğlu, annesi, gelinleri ve yeğenlerini kaybeden Nergis Çalar, yangının çıktığı günü hatırlamak bile istemediğini söyleyerek şöyle dedi:
"Yangında cam kenarına geçtik. Her yer karanlık ve sıcaktı. Oğlumu ağabeyim Kamil, pencereden aşağıya sallayıp polise doğru attı. Aşağıda daha sonra isminin Uwe olduğunu öğrendiğimiz polis Onur'u havada yakalayarak kurtardı. Onur mucizesini Uwe isimli o polise borçluyuz. Onur o zaman 7 aylıktı, ağabeyi İlyas ise henüz 2 yaşına bile girmemişti. Annem, oğlum, yeğenlerim o karanlıkta kaldılar, can verdiler. Eşim olaydan sonra beyin kanaması geçirdi. 3 yıldır çalışamıyor. Şimdi tek tesellim Onur'um, eşim ve yangından sonra doğan kızım Defne. Yıllarca uğraştık. Davalarımız sonuçlanmadı, kimse cezalandırılmadı. Şimdi yangının Almanya'da ortaya çıkarılan neonazi cinayetleriyle bağlantısının olup olmadığı araştırılıyor" dedi.
Kamil Kaplan: "Tekrar başa döndük"
ALMANYA'da dönerci cinayetlerini işleyenlerin neonazilerin olmasının ortaya çıkmasının kendilerini tekrar eski günlere döndürüp korku içinde bıraktığını belirten dayı Kamil Kaplan, "Haberlerde 8'i Türk 10 kişinin öldürüldüğü cinayetlerde neonazilerin olduğunu okuyunca şok olduk. Aklımıza ilk bizim yangın geldi. Biz hiçbir zaman evimizde çıkan yangının basit bir yangın olduğuna inanmadık. İnanmıyoruz da! Olay sonrası dava açmak istedik, fakat kabul edilmedi. Daha önceki dosyalar da kapatılmıştı. Evimizde çıkan yangının neonazilerle bağlantısının olup olmadığını hiçbir kimseye soramıyoruz. Sadece yangında tanıştığımız sürekli konuştuğumuz polise sordum. O da bilgiler gelmediğini söyleyip araştırmaların uzun bir süreç alacağını söyledi" dedi.
"Biri bize anlatsın"
Yangının zemin kattan ve kendi kendine çıktığının söylenip dosyaların kapatılmasına içinin yandığını belirten Kamil Kaplan şunları söyledi.
"Yangında eşim, çocuklarım ve yeğenlerimi kaybettim. Elektrikten çıkmamış. Ama birisi gelip bu yangının nasıl çıktığını bize anlatmadı. İlk günlerde herkes yardımcı olacağının sözünü verdi. Günler geçtikçe unutulup kaderimizle başbaşa bırakıldık. Şimdi sosyal yardım alıyorum. Ayrıca dul maaşı aldığım için bana sosyal yardımdan sadece 12 Euro kalıyor. Kızlarım okula gidiyor. Manevi sıkıntılar yanında maddi zorluk yaşıyoruz. Belinden sakatlanan kardeşim yatalak oldu. Babam ve kızkardeşim Nergis hala olayın şoku içindeler. Eniştem Muhammed beyin kanaması geçirdi o günden beri çalışmıyor. O zamanlar toplanan 200 bin Euro'ya yakın para 56 kişiye taksim edildi. Kişi başına 4 bin Euro gibi bir para aldık. O paralarla da evimizi döşedik. Evin yerine son derece modern bir bina yapıldı. O yenilenmiş evde kalan tanıdıklarımız var, ama biz hala o evin önünden geçemiyoruz" dedi.