Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da NSU davasının müdahil avukatı Seda Başay Yıldız’la başlayıp siyaset ve medya dünyasından birçok ünlü isme gönderilen ‘NSU 2.0’ imzalı ölüm mektuplarıyla ilgili tutuklanan zanlının yargılanmasına bugün başlanıyor. Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde görülecek dava öncesinde tehdit mektupları alan Seda Başay Yıldız, kabare sanatçısı İdil Baydar, Sol Partili siyasetçiler Anne Helm, Martina Renner, Janine Wissler ve gazeteci Hengameh Yaghoobifarah ortak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, ‘NSU 2.0’ imzalı tehdit mektuplarıyla ilgili soruşturmanın sadece bir fail üzerinden yürütülüp arka bağlantılarının araştırılmaması büyük skandal olarak nitelendirildi. “Sanık A. M.’nin yargılandığı davanın başlangıcında açıkça söylemek isteriz ki; soruşturmaların, fail olduğu iddia edilen sadece bir şahıs hakkında yapılmış olması bizim için bir skandaldır. Sanığın Mayıs 2021’de Frankfurt Eyalet Mahkemesi’nde tutuklanmasından bu yana sözde ‘NSU 2.0’ kompleks yapısı nihayet aydınlatılmış olarak sunulmaya çalışıldı” denilen açıklamada, zanlının tespit edilip tutuklanmasıyla ‘NSU 2.0’ oluşumunun temizlenmediği belirtildi. Polis bağlantısına dikkat çekilen açıklamada, “Bilgilerimize dayanarak, şundan eminiz: ‘NSU 2.0’ kompleksi, sanığın tutuklanmasıyla aydınlanmadı. Bizim için polis çevrelerinden en azından hedefe yönelik veri aktarımı olduğuna dair ikna edici göstergeler var” ifadelerine yer verildi.
BİLGİLERİ POLİSLERDEN ALDILAR
Başlayacak davaya konu olacak tehdit mektuplarını diğerlerinden ayıran şeyin tehdit edilenlerin ev adresi veya akraba isimleri gibi kişisel bilgilerin yer alması olduğu belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “Aynı zamanda, kullanılan belirli veriler, en azından bazılarının polis çevrelerinden geldiğini ve tehdit mektubu yazanın bu çevrelerle temas halinde olması gerektiğini göstermektedir. Seda Başay Yıldız, Janine Wissler ve İdil Baydar’ın verileri, resmi olmayan nedenlerle Frankfurt am Main ve Wiesbaden’deki polis bilgisayarlarına resmi erişim yoluyla elde edildi. Tehdit mektuplarında kullanılan diğer veriler, Hamburg ve Berlin’deki polis soruşturmalarından geliyor.”
SORGUDAN 90 DAKİKA SONRA...
Açıklamada ilginç bir detaya daha dikkat çekildi. Seda Başay Yıldız soruşturmasında, verilerin polisten özellikle tehdit amacıyla istendiğinin açıkça ortaya çıktığı kaydedildi. Açıklamada, “2 Ağustos 2018’de üç farklı polis veri tabanında 17 kez kendisine ve ailesine ait verilere ulaşılmıştır. Bunun resmi bir nedeni yoktu ve böyle bir sorgulama yapısı normal bir polis işi değildi. Sorgudan 90 dakika sonra bu veriler tehdit içerikli yazıyla faks edildi” denildi. Almanya’da, analog ve dijital olarak birbiriyle iletişim halinde olan, güvenlik yetkilileriyle çeşitli kanallarla bağlantılı, militan ve silahlı sağcı bir grup bulunduğuna dikkat çekildi. Ayrıca güvenlik birimleri ve yargının, soruşturmalarını yalnızca bireysel faillere odakladığı sürece, bu ağlarla mücadele edilemeyeceği ve mağdurların korunamayacağı vurgulandı.
SORUŞTURMA DEVAM ETTİRİLMELİ
Ortak yapılan açıklamada yetkililerden şunlar talep edildi:
* Sanıkların polis bilgisayarlarından verileri nasıl elde ettiği ortaya çıkartılmalı. Örneğin Darknet’te polis memurlarıyla bağlantı olup olmadığı ve polis memurlarının da tehditlere dahil olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı.
* Hâkim karşısına çıkacak zanlının, aralarında Marina Renner’in de bulunduğu farklı isimlere tehdit mektubu yazan ve bu nedenle hüküm giyen Andre M. ile bağlantıları olup olmadığının ortaya çıkartılması.
* Zanlının ne kadar tehlikeli olduğu; örneğin silah bulması halinde tehditlerini hayata geçirip geçiremeyeceğinin belirlenmesini talep ediyoruz.
* Polis verilerinin alınmasına ilişkin soruşturmaların devam ettirilmesini talep ediyoruz. Bu, özellikle bu bağlamda suçlanan ve ismiyle bilinen polis memurları hakkında devam eden soruşturmalar için geçerlidir.
HAKKINDAKİ SUÇLAMALAR
53 yaşındaki zanlı Alexander M., Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye kökenli bir Alman polis ve bir Yunan’ı öldüren aşırı sağcı terör örgütü NSU’ya atıfla ‘NSU 2.0’ imzasını kullanarak 2018-2021 yılları arasında çok sayıda tehdit mektubu göndermekle suçlanıyor. Zanlıya yöneltilen suçlamalar arasında, tehdit, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, hakaret, barış ve huzuru bozma, anayasaya aykırı örgütlerin sembol ve amblemlerini yayma, suça teşvik, kolluk kuvvetlerine saldırma, silah yasasını ihlal etme ve çocuk pornografisi içeriklerine sahip olmak da var.