Tuncay YILDIRIM
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2010 10:45
Almanya'da göçmenlerin kurduğu BİG Partisi'nin NRW eyalet seçimlerinde 13 milyon oyun yüzde 0,2'sini alarak, 25 parti arasından 13'üncü olması, yöneticilere umut oldu. Genel Başkan Haluk Yıldız, "Uzun vadeli düşünüyoruz. Partimizi kurduktan iki hafta sonra seçime katıldık ve 13 bin 840 oy aldık 15 yıl sonra ülkenin altıncı partisi olacağız" dedi.
ALMANYA'da göçmen kökenliler tarafından kurulan ilk siyasi parti Bündnis für Innovation und Gerechtigkeit (Yenilik ve Adalet Birliği -BİG- Partisi) Genel Başkanı Haluk Yıldız, Alman siyasi arenasında bir boşluğu doldurmak için siyasete atıldıklarını söyledi. "Kutuplaşmak, göçmenleri kendi içlerine çekmek" türünden gayretleri olmadığını ifade eden Yıldız, "Seçimlerde en az iki bin Alman kökenli seçmenin oyunu aldık. Bu bizim bir sistem partisi olduğumuzun göstergesi" diye konuştu.
Hürriyet'in sorularını yanıtlayan Haluk Yıldız, uzun vadeli bir hedef koyduklarını belirterek, "İki haftalık bir parti ile seçime katıldık ve 13 bin oy aldık. Şu anda Almanya'nın 13'üncü büyük siyasi gücüyüz. İki haftalık bir seçim çalışmasıyla bunu başardık. 15 yıl sonra Alman siyasetine yön veren önemli bir parti konumuna dönüşeceğiz. NRW seçimleri bize umut verdi" dedi.
9 Mayıs'ta NRW seçimlerine katıldınız ve yüzde 0.2 oranında oy aldınız. Bu sonuç size göre bir yenilgi değil mi?
Şu anda bizim NRW'de DİTİB kadar büyük bir gücümüz var. Çünkü DİTİB'in 60 bin üyesi var. Alman vatandaşı ve 18 yaşından büyük olanlar ve seçime gidenlerin sayısı ise 14 bin. Bugün DİTİB parti kursa ve yarın seçimlere katılsa, herkes de seçime gitse o zaman alabileceği maksimum oy 14 bindir. Bizim aldığımız oy 13 bin 840. Öyle bakarsak iyi bir sonuç. Genel bakarsak 0,2 düşük görünüyor. Ama iki haftada da bundan daha iyi bir sonuç elde etmek de zor.
Göçmenler kendi partilerini kurarsa siyasi bir kamplaşma olmaz mı?
Bence olmaz. Çünkü siyasi partilerin tümünün bir görüşü var. İlla Yeşillere oy vermek için yeşil politikayı benimsemek gerekmez. Aynı şekilde SPD'ye oy veren herkesin sosyal demokrat dünya görüşüne sahip olması beklenemez. Seçime katılım oranına baktığımızda kötü bir sonuç çıktı. Demokrasi burada şu anda yüzde 57 işliyor. Yüzde 43'ü itimat etmiyor mevcut partilere. Dolayısıyla bir kamplaşma olmaz. Bizim hesabımıza göre iki bin civarında Alman oyu aldık. Bonn'daki değerlendirmemizde oylarımızın dörtte birinin Almanlardan geldiğini tespit ettik. Seçmen parti programını inceliyor ve orada yazanlara göre tercihini yapıyor. Bizim programımız nötr bir program. Değer yargılarına yer veren, adalet talep eden bir program.
Çoğunluğun Müslüman olması akıllara "Bir İslam Partisi mi?" sorusunu getiriyor. Siz bir İslam partisi misiniz?
Bizim partinin yüzde 50'si SPD ve diğer solcu partilerden gelenler. Yani İslami bir etiği ön planda tutan arkadaşlar değiller. Ama partinin etik bir alt yapısı var. Çoğunluğun Müslüman olması hasebiyle de İslam etiğini siyasette görmek istiyorlar. Bu Hıristiyan demokratlarda da kısmen var. Yani şu anda Hıristiyan Demokratlar ne kadar Hıristiyanlara yönelik politika yapıyorlar ki? Yapmaları mümkün değil. Çünkü Almanya'da dini ögelerle siyaset yapılamaz. Bunu yapanlar kaybeder. Örneğin aile politikamızda dini değer yargılarının izini görebilirsiniz. Tıpkı CDU'da olduğu gibi. Ama ekonomik boyutta dini bir siyaset izlememiz mümkün değil.
Sizin diğer partilerden farkınız ne?
Seçmen her seçimde tereddüt ediyor. Acaba bu kez "SPD'yi mi Yeşilleri mi seçeyim?" diye düşünüyor. Şimdi bir de Sol Parti çıktı. Millet tereddütte. Bizim dünya görüşümüzü hiç biri yansıtmıyor. Örneğin Yeşillerin eşcinsel evlilikleri yasalaştırma vaatleri benim dünya görüşümle bağdaşmıyor. Eş cinselle karşı değilim, ama tutup da evliliklerine de göz yummamam. Dolayısıyla ne sağda ne de solda kendini bulabiliyorsun. Hıristiyan Demokratlara baktığımızda ise Türkiye siyasetinden, iç siyasete, uyum siyasetine kadar her şey berbat. Türklere tepeden bakan bir siyasi anlayışları var. Nitekim bir göçmen milletvekili bile çıkaramadılar.
BİG kurulduktan sonra diğer partilerin size yönelik tutumları nasıl oldu?
Diğer partilerden bize geçişler oldu. CDU'ya destek veren Türk kuruluşları son seçimlerde bizim safımızda yer aldılar. Yine uzun yıllardır SPD'de siyaset yapan Türk kökenliler bize geçti. Partilerde kendilerini bulmaları mümkün olmadığı için bize geçtiler. Mevcut partiler Türk kökenlileri ya sindiriyorlar ya da bir şekilde etkisizleştiriyorlar. Bize en yakın parti Hıristtiyan Demokratlar. Çünkü ortak değer yargılarımız var. Örneğin aileye verilen değer, toplumsal bakış açısı gibi.
Müslüman seçmenlerin size ileride katkıları nasıl olacak?
Şu anda Almanya'nın beşte biri göçmen kökenli. Önemli bir kısmı Müslüman ve bu sayı gittikçe artıyor. 10 yıl sonra Müslüman nüfusu yüzde 8, 15 yol sonra yüzde 11 olacak. Bu büyük bir rakam. 10 yıl sonra seçmen yaşına gelmiş olanların sayıları da aratacak. Biz 15 yıl sonrası için adım atıyoruz. 15 yıl sonra 6-7 eyalet parlamentosuna gireceğiz. Demografik veriler bunu gösteriyor. Dediğim gibi sadece Müslümanlar değil, mevcut partilerden memnun olmayanların sayısı da gittikçe artıyor. Bunlar sizim için ciddi bir kitle. Şu anda Almanya'da 13'üncü büyük siyasi gücüz. İki haftalık bir çalışmayla bunu başardık. 10 yıl sonrasını düşününce kendimizi çok daha farklı bir konumda görüyorum. O tarihte 6'ıncı parti olmamız mümkün olacak.
BİG Partisi Genel Başkanı Haluk Yıldız, NRW seçimlerinden 13 bin oyla, 13'üncü parti olmalarını başarı olarak gördüklerini söyleyerek, "Bu sonuç bize umut verdi. Seneye Berlin seçimlerine da katılacağız. Ülke genelindeki teşkilatlanmamıza hız vereceğiz" dedi.