NPD yasaklanmalı

Bakanlar Federal Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak başvuruyu ele alacak. Başvuruya son şekli verilecek.
Perşembe günü de eyalet başbakanları Berlin’de Eyaletler Meclisi’nin şömineli odasında bir araya gelip bu başvuruyu enine boyuna görüşüldükten sonra düğmeye basacaklar.

Almanya’nın tarihinde iki siyasi parti yasaklandı. 1952’de aşırı sağcı Sosyalist İmparatorluk Partisi (SRP) ve 1956’da Alman Komunist Partisi (DKP) yasaklanıp kapatıldı. Bir partinin yasaklanması için tutumunun sadece Anayasa’ya aykırı olması yetmiyor. Alman Anayasa Mahkemesi bu konuda ince eleyip sık dokuyor. Dolayısıyla şimdi eyalet başbakanları, içişleri bakanları tarihi bir göreve soyunmuş durumda...

Almanya’daki ırkçı, yabancı düşmanı Almanya Nasyonal Demokrat Partisi’nin (NPD) üyeleri, yandaşları yabancı düşmanı olduklarını gizlemiyor. Bu partilerin üyeleri ve yandaşları sokaklara dökülüp Türkler defolsun, Yabancılar defolsun sloganları atıyorlar. Üzerinde Vatanınıza güle güle yazan, toplama kamplarına gönderilen Yahudileri anımsatan fotoğraflar olan pankartlarla mitingler yapıyorlar.

Bu parti artık yasaklanmalı...
2003’te yapılan hamle ters tepti. Alman Anayasa Mahkemesi talebi geri çevirdi. Şimdi ikinci hamle yapılacak.
Eyaletler İçişleri Bakanları, NPD’nin yasaklanması için yine Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor.
Bakanlar bu kez elimiz sağlam diyorlar...
2 bin 649 belge toplanmış, 1000 sayfayı aşkın rapor hazırlanmış. Uzman hukukçulara rapor hazırlatılmış. Yılda 1.3 milyon Euro devletten yardım alan ırkçı bir partinin hukuk devletinde yeri olmamalı. Göçmenler ödedikleri vergilerin kendilerini aşağılayan, insan onurunu ayaklar altına alan böyle bir partiye aktarılmasını içlerine sindiremiyor. Sindirmemekle kalmıyor, bu duruma hayret ediyorlar... “Kendi paramızla kendimize düşman besler durumdayız” diyorlar.

Bu parti yasaklanınca her şey ortadan kalkacak değil... Böyle bir rehavete de kapılmamalıyız. Emekli bir Alman istihbaratçı röportajda şöyle demişti;
“Tecrübelerimize göre, aşırı sağcı bir örgüt, dernek yasaklandığı zaman üyelerin üçte biri eskisi gibi bu işin peşine düşmüyor. Üçte biri yeniden örgütlenmek için uğraşıyor. Geri kalan üçte biri de bu görüşten kopup uzaklaşıyor...”
Tecrübeler bunu gösteriyor.

Geçen yıl ortaya çıkan neonazi cinayet çetesi dolayısıyla kamuoyunda ırkçılığın farkındalığı artmıştı. Irkçılığın medyada tartışılmasına ve cinayetlerin kınanmasına rağmen, araştırmada aşırı sağcı görüşlerin yaygınlaştığı da işin bir başka boyutu...
Friedrich-Ebert Vakfı’nın kısa bir süre önce yaptığı Merkez’in Dönüşümü adlı araştırmada, ırkçı görüşleri savunan Almanların oranının iki sene öncesine göre yüzde 8.2’den yüzde 9’a yükseldiği ortaya çıktı. Yani neredeyse 10 Alman’dan biri ırkçı...

Aşırı sağ tehlikesi sadece neonazi gruplarla sınırlı değil...
Günlük yaşamın her alanında aşırı sağcı fikirlerin izlerini görüyoruz...
Almanya Federal İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Hürriyet’e verdiği demecinde aynen şöyle konuşmuştu:
“NPD’nin yasaklanması bu partinin artık seçimlere katılamaması anlamına gelir elbette, dolayısıyla da partinin devlet tarafından partilere sağlanan finansmandan da faydalanamaması anlamına gelir. Fakat bu yasak neonazi örgütlenmeleri, ya da yabancı düşmanı ve neonazi düşünce yapısını etkilemez. Toplumumuzun bazı kesimlerindeki aşırı sağcı ve yabancı düşmanı düşünce yapısını yok etmek için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız...”