Güncelleme Tarihi:
*
Almanya’da 1983 yılında aşırı sağcı, sağ popülist ‘Cumhuriyetçiler’ (REP) kuruldu.
Dönemin Bavyera Eyalet Başbakanı ve Hıristiyan Sosyal Birlik Parti’nin (CSU) Genel Başkanı Franz-Josef Strauss’un eski Doğu Almanya olarak bilinen Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ne (DDR) milyarlarca mark kredi verilmesine arabuluculuk etmesine kızan eski CSU’lular kurdu REP’i.
Aralarında Bodrum’da yazlık evi olan Franz Schönhuber de vardı.
REP’in programında şu hedefler vardı:
* Almanya AB’yi terk etmeli.
* Almanya’nın yabancılaşması engellenmeli.
* Sığınmacılara Almanya’nın kapıları kapatılmalı.
Tabii Türk düşmanlığı da vardı ‘Bodrumlu Franz’ın genel başkanlığını yaptığı REP’in programında.
Oynayan Türk çocuklarını gösteren seçim kampanyası filminin fon müziğinde “Bana ölümün şarkısını çal” filminin müziği bile yer aldı.
REP de yüzde 5 barajını aşamadığı için hiçbir zaman Federal Meclis’e giremedi.
Ama 1989 yılında Avrupa Parlamentosu’na girdi.
Aynı yıl Berlin Eyalet Parlamentosu’na da girdi.
1992 ve 1996 yıllarındaki seçimlerde yüzde 5 barajını aşarak Baden Württemberg Eyalet Parlamentosu’na da.
Aşırı sağcı politik söylemleri nedeniyle Federal Anayasa Koruma Teşkilatı 1990’lı yıllarda REP’i izlemeye başladı.
Yasaklanması bile gündeme geldi.
Genel Başkan Franz Schönhuber, 1995’te partiyi terk edip gitti.
REP zamanla gücünü iyice kaybetti.
Federal Anayasa Koruma Teşkilatı bile izlemeyi bıraktı.
Yani REP de kağıt üzerinde hâlâ var olduğu halde, politik olarak yok olup gitti.
*
Ama sağın sağında 2013’te sağ popülist ‘Almanya İçin Alternatif’ (AfD) kuruldu.
Hedefte şunlar vardı:
* Eurodan vazgeçip yeniden Alman Markına (DM) dönelim.
* AB’yi terk edelim.
* Alman vatanını koruyalım.
* Çok kültürlü topluma hayır.
* Sığınmacılara hayır.
* Tabii Türklere, çifte vatandaşlığa ve İslam’a da hayır.
* Minare yapılmasına izin verilmesin.
* Hoparlörle ezan okunması yasaklansın.
Evet, sağ popülist yaklaşımlarla AfD, Hessen hariç Almanya’nın 16 eyaletinin 15’inde Eyalet Parlamentosu’na girdi.
24 Eylül 2017’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12.6’sını alarak Federal Meclis’e de.
Hem de CDU/CSU ve SPD’nin ardından ‘üçüncü büyük güç’ olarak.
AfD gücünü özellikle eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde her geçen gün artırıyor.
Hatta bazılarında ‘en güçlü parti’ konumuna bile yükseliyor.
Bu, Almanya için tehlikeli bir gelişmedir.
Evet, Almanya’da daha önceki dönemlerde demokrasiye, demokratik hukuk devletine meydan okuyan aşırı
sağcı NPD ve REP yok olup gittiler.
Ya AfD?