Güncelleme Tarihi:
Kime verileceğinin kestirilmesi en güç edebiyat ödülü olan Nobel Edebiyat Ödülü, ‘muhtemelen artık yazmayacağını’ açıklayan Kanadalı yazar Alice Munro’ya gitti. Nobel’in sürekli adaylarından biri olan Munro dünyanın yaşayan en büyük kısa hikâye yazarlarından biri olarak kabul ediliyor. Yazar, Kanada ’nın küçük kasaba yaşamına odaklanan öykülerinde hayata, aşka ve ölüme ilişkin büyük temalar keşfediyor.
İsveç Akademisi’nin açıklamasında, “Bazı eleştirmenler onu Kanadalı Çehov olarak görüyor. Metinlerinde çoğu zaman günlük fakat etkili olaylar, bir şimşek çakma anı kadar kısa sürede hikâyeyi aydınlatan tezahürler öne çıkıyor” denildi.
Bahisçiler ödülü Haruki Murakami’nin almasını beklerken bu sonuç bir sürpriz olarak değerlendirildi. Munro, Nobel Edebiyat Ödülü’yle birlikte sekiz milyon İsveç Kronu, yani yaklaşık 2.5 milyon Türk Lirası ödülün de sahibi oldu.
Nobel Edebiyat Ödülü tarihine 110’uncu kazanan olarak geçen 82 yaşındaki Munro, aynı zamanda bu ödüle değer görülen 13’üncü kadın yazar oldu. Akademinin saat farkı nedeniyle Munro ile iletişim kuramadığı, telefonuna mesaj bırakıldığı açıklandı. Nobel Edebiyat Ödülü’ne geçen yıl da Çinli yazar Mo Yan değer görülmüştü.
2009’da bütün yapıtlarına binaen Man Booker Uluslararası Ödülü’ne layık görülen Munro, geçen yıl dört biyografik kısa hikâyenin de yer aldığı bir seçkinin yayımlanmasından sonra geçen haziran ayında emeklilik niyetini açıklamıştı. Yazarlığı bırakması ile ilgili “Bu yazmayı artık sevmediğim anlamına gelmiyor, benim yaşıma geldiğinizde yazarlığın gerektirdiği yoğunlukta bir yalnızlık yaşamak istemiyorsunuz” demiş ve “81 yaşındayım, isimler ya da sözcükler konusundaki unutkanlığım olağan bir durum halini aldı” diye eklemişti. Munro aynı yıl kalp damarlarından baypas olduğunu ve kanser tedavisi gördüğünü duyurdu.
Otuz-kırk sayfası romana bedel
Roman yazmadığı için kimi zaman onu yetersizlikle eleştirenler çıksa da aslında Pulitzer Ödüllü Jane Smiley’ın da belirttiği gibi; “Bazı romancıların bir tek kitapta başardığını, o kısa öykülerinde otuz-kırk sayfada başarır.”
Üslup olarak sade ve akıcı olarak tanımlanan eserlerinde Munro, okuyucunun dikkatle okuması gereken çokkatmanlı bir dil kurar. Aile yaşantısı ve toplumsal ilişkilerin katılığı konularını, çok yönlü işleyen yazar öykülerinde olay kurgusunu da önemser. Otobiyografik unsurlar kullanmayı seven Munro, hikâyelerinde kendisi gibi Kanada banliyölerinden karakterler seçer. Kitaplarında anne-kız ilişkisine de sıklıkla değinen Munro, bunu kimi erkek yazarların baba-oğul ilişkisine duyduğu takıntıya benzetir.
Alice Munro kimdir?
Kanada doğumlu olan Munro, kazandığı bir bursla 1949 yılında Batı Ontario Üniversitesi’ne girer. Burada öğrenciyken ilk öyküsü ‘Dimensions of Shadows’ (Gölgelerin Boyutları) yayımlanır. Öğrenimini yarıda bırakarak evlenir, Vancouver’da bir banliyöye taşınır ve burada senelerce bir kitabevi işletir. İlk öykü derlemesi ‘Dance of Happy Shades’ (Mutlu Hayaletlerin Dansı) 1968’de yayımlanır ve Kanada Edebiyat Ödülü’ne layık görülür. Bu, başarılı edebiyat kariyerinin sadece bir başlangıcı olacaktır. Pek çok öykü kitabı ve bir de romanı bulunan Alice Munro’nun Giller ödüllü kitabı ‘Kaçak’ın yanı sıra ‘Bazı Kadınlar’ ve ‘Çocuklar Kalıyor’ adlı yapıtları Türkçeye çevrildi.