Ahmet KÜLAHÇI - Fotoğraf: AFP
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2019 11:05
Son dönemlerde Almanya’da köklü partiler, kadınlara daha fazla sahip çıkılması için hiç de alışık olmadığımız bir tutum sergilemeye başladılar.
Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) Genel Sekreteri Markus Blume, Federal
Meclis ve eyalet parlamentolarındaki kadın milletvekili sayısının az olduğunu yeni keşfetmiş olacak ki, gerekirse ‘
kadın kotası’ alanında yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirdi.
2013-2018 yılları arasında Bavyera Eyalet Başbakanı olarak görev yapan ve 2008 yılında üstlendiği CSU Genel Başkanlığını bugün bırakacak olan Horst Seehofer de, kadın milletvekili sayısının artırılması için yeni yöntemlere başvurulması gerektiğini söylüyor.
Seehofer, “Parti içinde bazıları karşı çıktığı halde, ‘kadın kotası’ uygulamasını benim dönemimde başlattık” diyerek övünüyor.
Ancak nedense ‘kadın kotası’na rağmen kendi partisinden Federal Meclis’te de Bavyera Eyalet Parlamentosu’nda da kadın parlamenter sayısının hala hedeflenenin çok çok altında olduğunu görmekte zorlanıyor.
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Federal Adalet Bakanı Katarina Barley, milletvekili sayısında kadın-erkek eşitliğine ulaşılması için yasal düzenlemelerin kaçınılmaz olduğunu söylüyor.
SPD’li Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanı Franziska Giffey de, öyle.
SPD’li Federal Meclis Başkan Yardımcısı Thomas Oppermann da “Federal Meclis küçülmeli ve dişileşmeli, kadınlaşmalı” diyerek
seçim yasasında köklü bir reforma gidilmesini öneriyor.
Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) yeni Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer de kadın milletvekili sayısının az olmasından yakınıyor.
‘Kadın kotası’ yoluyla eşitliğin sağlanamaması halinde seçim yasasında değişiklik istiyor.
Almanya’nın ‘ilk kadın başbakanı’, CDU’nun ‘ilk kadın genel gaşkanı’ Angela Merkel de öyle.
Hür Demokrat Parti’nin (FDP) Genel Başkanı Christian Lindner de kadın milletvekili sayısının artırılmasını istiyor.
*
Evet, Almanya’da Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 12 Kasım 1918’de 20 yaşın üstündeki kadın ve erkeklere seçme ve seçilme hakkı verildi.
Bu düzenleme 30 Kasım 1918 tarihinde yasalaştı.
Nitekim dönemin Almanya’sında 19 Ocak 1919’da yapılan genel seçimlere 300’e yakın kadın aday katıldı.
Bu seçimlerde Alman Ulusal Meclisi’ne 386 erkek, 37 kadın milletvekili girdi.
İşte Federal Meclis olarak bilinen Alman Parlamentosu’nda kadınların seçme ve seçilme hakkına sahip oldukları ilk genel seçimlerin 100’üncü yıldönümü vesilesiyle perşembe günü özel bir oturum düzenlendi.
Yapılan konuşmalarda kadın-erkek milletvekili sayısında eşitlikten 100 yıl sonra hâlâ çok uzak olunduğunun altı çizildi.
Bu ‘eşitliğin’ sağlanması için gerekenin yapılması istendi.
Evet, 23 Mayıs 1949’da Alman Anayasası’nın kabülüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nde kadın-erkek eşitliği temel ilkelerin başında gelmektedir.
Anayasanın 3’üncü maddesinde “Bütün insanlar yasa önünde eşittirler. Erkek ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, erkek ve kadın eşitliğinin gerçekten sağlanmasını özendirir ve varolan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir” denilmektedir.
Federal Meclis’teki özel oturumu basın tribününden izledim.
Oturum salonunda tam bir ‘eşitsizlik tablosu’...
24 Eylül 2017’de yapılan genel seçimlerde Federal Meclis’e kadınlı-erkekli 709 milletvekili girdi.
Kadın milletvekili sayısı 218’dir.
Yani Federal Meclis’teki kadın milletvekili oranı yüzde 30.7’de kalıyor.
CDU’lu 192 milletvekilinden 41’i, yani sadece yüzde 27’si kadındır.
CSU’lu 54 milletvekilinden sadece 8’i, yani yüzde 17’si kadındır.
SPD’nin 153 milletvekilinden 64’ü, yani yüzde 42’si kadındır.
Yüzde 50 kotası uygulanan Sol Parti’nin 69 milletvekilinden 37’si, yani yüzde 54’ü kadındır.
En az ‘yüzde 50 kadın kotası’ uygulamasını Almanya’da hayata geçiren ilk parti olan Yeşiller’in 67 milletvekilinden 39’u, yani yüzde 58’i kadındır.
Liberal geçinen FDP’nin ise 80 milletvekilinden sadece 19’u, yani yüzde 17’si kadındır.
Sağ popülist Almanya için Alternatif’in (AfD) 90 milletvekilinden sadece 11’i kadındır.
AfD’yi terk eden biri kadın, diğeri erkek iki milletvekili vardır.
Evet, kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 100’üncü yılında Alman partiler ve Alman politikacılar, nihayet kadınları yeniden keşfettiler.
Umarız bu sadece lafta kalmaz...