Celal ÖZCAN, BERLİN / Fotoğraf: Arşiv
Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2020 09:40
Almanya’da hükümet korona krizinde gerekeni ve doğru olanı yaptı. 750 milyar Euro yardım paketi çıkardı. Yardım paketi vergi mükelleflerinin ödediği vergilerden karşılanıyor.
YETMEDİ, çalışanları ve iş yerlerini korumak için işten çıkarmama kaydıyla
kısa süreli mesai uygulamaya sokuldu.
İş Ajansı kısa mesai uygulamasına giden iş yerlerinde çalışanların maaşlarının yüzde 60-67’sini ödüyor. Kısa çalışanların emeklilik, hastalık, işsizlik gibi sosyal primlerini de yine İş Ajansı karşılıyor.
İş Ajansı bu paraları çalışanlardan kesilen işsizlik primlerinden ödüyor.
13 Nisan tarihine kadar 725 bin iş yeri kısa mesai için başvurdu.
Kaç çalışanın kısa çalışma ödeneği alacağı konusunda sayılar henüz belli değil. Ancak mali kriz dönemindeki 1.4 milyon sayısını aşması bekleniyor.
VW, BMW, Daimler, Audi gibi milyarlar kazanan en büyük otomotiv şirketleri de kısa çalışma uygulamasına gitti.
VW 80 bin civarında çalışanı için kısa mesaiye başvurdu.
Daimler 6-30 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 100 bin çalışanını kısa çalışma kapsamına aldı.
BMW 20 bin, Audi 30 bin civarında çalışanını kısa mesaiye gönderdi.
Sadece onlar değil, her yıl milyarlar kazanan otomobil parçaları üreticileri de kısa çalışma fırsatından yararlanmayı ihmal etmedi.
Korona krizi nedeniyle başlangıçta kira ödemeyi reddeden Adidas şirketi bile hükümetin yardım paketinde 2.4 milyar Euro krediyi almaktan geri kalmadı.
Bu şirketlerin hepsinin herhangi bir kriz durumunda rezerve bütçeleri var.
Kısa çalışma ödeneği sırtına yüklenen İş Ajansı’nın rezervinde 26 milyar Euro bulunuyor. Bu bütçe uzun süre dayanmaz. Kaldı ki, Çalışma Bakanı ve sendikalar kısa çalışma ödeneğinin yüzde 80-87’ye çıkarılmasını talep ediyor.
Aç gözlülüğün sınırı yok. Devletin kriz döneminde cömertliğinden sadece büyük şirketler yararlanmıyor. Sanatçılar bile devletin vergi mükelleflerinden topladığı paralardan yardım alıyor.
Devletin bol keseden para dağıtması şirketleri daha da iştahlandırdı.
Otomobil şirketleri korona kriziyle otomobil pazarında düşen talebi yeniden canlandırmak için devletten teşvik primi istiyor. Teşviklerin sadece elektrikli otomobiller için değil, akaryakıtla çalışan otomobil satışlarını da kapsaması isteniyor.
Otomobil sektörü CEO’ları 5 Mayıs'ta Başbakan Merkel’le masaya oturacak.
Kısa mesaiye gitmek zorunda kalan çalışanlar maaşlarının yüzde 60-67’sini alıyor, ama yöneticiler aşırı yüksek maaşlarını tam almaya devam ediyor.
Krizde devletin yardım elini uzatması, şirketleri, ekonomiyi koruması ve toplumsal dayanışma elbette gerekiyor. Ama bu dayanışmanın adil bir temele dayanması, yükün sadece çalışanların sırtına yüklenmemesi gerekiyor. Aksi takdirde bu iş toplumsal dayanışma olmaktan çıkıp, yine sadece şirketlerle dayanışmaya dönüşür.