Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı (TAM) Bilimsel Direktörü Prof. Dr. Hacı Halil Uslucan, neonazi terörünün, bu ülkede yaşayan Türklerde aidiyet duygusu tartışmalarına yol açtığını söyledi.
Hürriyet’in sorularını yanıtlayan psikoloji uzmanı Prof. Uslucan, “Toplumsal aidiyet ve bu toplumun istenen bir parçası olup olmama konuları Türk toplumu içinde yoğun bir şekilde tartışılır hal aldı” dedi.
- Irkçı terör örgütü NSU’nun ortaya çıkması Almanya’da yaşayan Türk toplumunu nasıl etkiledi? Bu durum psikolojik olarak nelere yol açtı?
Irkçı grubun eylemleri özellikle Türk kökenli göçmenler arasında psikolojik bağlamda zaten endişeler taşıyanların endişelerini artırmış olabilir. Bunun ötesinde toplumsal aidiyet ve bu toplumun istenen bir parçası olup olmama konuları Türk toplumu içinde yoğun bir şekilde tartışılır hal aldı.
- Almanya’da yaşayan Türkler geleceklerini bu ülkede güvende görüyorlar mı?
Evet. Tüm bu acımasız cinayetlere karşın ülkedeki tüm Türklerin güvenliğinin sağlanamadığını söylemek yanlış bir acelecilik olur. Buna karşın eylemlerin bu denli geç ortaya çıkarılmasının yarattığı güvensizlik hissi de yok sayılmamalı.
- Almanya’da ırkçılık gelecek için tehlike oluşturuyor mu?
Irkçılık her daim toplumsal biraradalık için tehlikedir. Bu sadece Almanya için değil, tüm dünya için geçerli bir durum. Diğer Avrupa ülkelerindeki yabancı düşmanlığına ilişkin araştırmalar gözlemlendiğinde, Almanya daha ziyade orta veya alt sıralarda geliyor. Örneğin Polonya veya Macaristan´da yabancı olana karşı düşmanca tutumlar daha net bir biçimde görülüyor.
- Tüm önlemlere rağmen Alman toplumunda aşırı sağ eğilim neden engellenemiyor?
Aşırı eğilimler tümüyle devletin aldığı tedbirlerle kontrol ve absorbe edilemezler. Ama Almanya’nın belirli bölgelerinde sosyal ve ekonomik krizler derinleşir, insanlar daha az alternatif ve umutla geleceğe bakmaya başlarlarsa, tehlikeyi dışarıdan, ‘yabancı’dan kaynaklanıyor olarak görmek ve yabancı düşmanı ideolojilere temayül kolaylaşır.
- Göçmenlerde oluşan muhtemel psikolojik çöküntü ve umutsuzluk nasıl giderilebilir?
Daha sıkı bir toplumsal biraradalık yoluyla: Hem göçmenlerin kendi aralarında bunun kurulması, hem de yerleşik toplumun etkili kurum ve gruplarıyla güçlü bağlantılar sağlanması gerekir.
- Alman tarafı ne yapmalı?
Siyasetin, burada yaşayan tüm göçmenlerin bu toplumun bir parçası olduğu ve burada yaşayan herkesin eşit ve özenli bir güvenliği hak ettiği mesajını güçlü biçimde vermesi gerekir. Bu tür Neonazi fikirlerinin yaygın bir şekilde takibata alınması ve bu tip ideolojik yaklaşımları benimseyenlerin kamusal forumlardan yararlanmasının önüne geçilmelidir.
- Türk tarafı ne yapmalı?
Bir yandan her türlü ırkçı ve ayrımcı faaliyete karşı uyanık olunmalı, bunlar yetkili mercilere bildirilmeli, kamusal alanlarda duyurulmalı, bir başka deyişle hukuk yolu takip edilmeli. Diğer yandan Türk toplumu ve Türk medyası ‘Almanlar ırkçıdır’ gibi genelleştirmelerden kaçınmalı. Zira bu tür genellemeler doğrudan ve demokrasiden yana müttefiklerin hızla yitirilmesine neden olacaktır.