Güncelleme Tarihi:
11 EYLÜL’DEN SONRA HER ŞEY DEĞİŞTİ
Aslında bu Almanya için hiç de yeni bir olgu değildir.
Komünikasyon bilimcisi Prof. Kai Hafez’e göre, El Kaide teröristleri tarafından 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’nin New York kentinde girişilen terör saldırılarından sonra Almanya’da Müslümanlar ve İslam’la ilgili haberlerin çok büyük bir bölümü şiddet içeriklidir.
Nitekim yapılan kamuoyu yoklamaları da bu tür haberlerin Almanya’da insanların İslam’a ve Müslümanlara yaklaşımlarını etkilediğini de ortaya koymaktadır.
Eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerde yaşayan Müslüman sayısı çok az olduğu halde İslam’ı bir tehdit ve tehlike olarak gören Doğu Almanların oranı Batı’dakilerden çok çok daha yüksektir.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) güdümlü Friedrich Ebert Vakfı adına 2012 yılında bir araştırma yapan Prof. Naika Foroutan, bilimsel olarak hep aksi kanıtlandığı halde, Almanya’da halkın Müslümanlar ve İslam’la ilgili olarak sürekli olarak tekrarlanan klişeler yüzünden etkilediğine dikkat çekmiştir.
Bertelsmann Vakfı adına 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Almanya’da her iki kişiden biri İslam’ı tehdit olarak görmektedir.
Bu oran Almanya’nın doğusunda yüzde 57, batısında da yüzde 50 civarındadır.
Erfurt Üniversitesi Medya Sistemleri ve Komünikasyon Kültürü Analizi Kıyaslaması Profesörü Kai Hafez’e göre, Almanların yüzde 50’ye yakını İslam düşmanı eğilimlidir.
Hatta bu oran eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Thüringen ve Saksonya’da yüzde 70’e ulaşmaktadır.
Leipzig Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, Almanya’nın doğusunda yaşayanların yüzde 31’i, batısındakilerin de yüzde 24’ü yabancı düşmanıdır.
HABERLERİN YÜZDE 70’İ NEGATİF
Bu veriler gerçekten tedirgin edicidir.
Almanya’da yabacılarla ilgili araştırmalar da Türklerle ilgili haberler de farklı bir yaklaşım sergilendiğini ortaya koymaktadır.
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Politik Eğitim Eyalet Merkezi adına Juan Manuel Delgado tarafından yapılan ve eyalet genelinde yayınlanan 84 gazetede yer alan 3 binden fazla haberin analizini içeren 1972 yılındaki ‘Gastarbeiter in den Medien’ (Medyada Misafir İşçiler) başlıklı araştırmaya göre, Türklerle ilgili haberlerin yarıdan fazlası kavga, dövüş, adam yaralama, silah çekme, kız kaçırma gibi olayları içermektedir.
Yugoslavlarla (Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar) ilgili haber oranı yüzde 29, Yunanlılarla yüzde 40, İspanyollarla ve İtalyanlarla yüzde 41’de kalırken, bu oran Türklerle ilgili haberlerde yüzde 51’dir.
Münster Üniversitesi’nden Prof. Klaus Mertens öncülüğünde 1986 yılında Türkiye Araştırmalar Merkezi adına yapılan bir araştırmada da Alman medyasının Türklere yaklaşımında olumlu bir gelişme kaydedilmediği ortaya çıkmıştır.
1995 yılında Giessen Üniversitesi’nden Prof. Siegfried Quandt öncülüğünde ‘Alman medyası aynasında Türkiye, Türkler ve Kürtler’ başlığı altında yapılan bir araştırmada da Türkiye ile ilgili haberlerin yarısının iki ülkenin iç politikasıyla ilgili ve yüzde 70’inin de negatif içerikli olduğu saptanmıştır.
Son yıllarda da maalesef bu alanda olumlu bir gelişme kaydedilmemiştir.
Türkiye ve Türklerle, Almanya’daki Türkiye kökenlilerle ilgili haberlerin çok büyük bir bölümü hâlâ sansasyon içeriklidir.
İşte bunu görünce ve okuyunca, yapılan araştırmaları değerlendirince insanın akından ister istemez “Ne değişmez Almanya’ymış be!” demek geçiyor.